Bölüm 24: Yansıma Ekseni

142 21 124
                                    

 Merhaba, biz geldik!

Kedimle oynarken boynumu incittiğim için geç geldik. Bunun için hepinizden özür dilerim.

bu bölüm biraz kaotik çünkü önceki bölümlerde ucu açık soruların cevaplarını bulduğumuz gibi tekrar ucu açık sorularla karşılaşacağız.

Bölüm kitap formatında 35 sayfa, 7600 kelime. umarım geciktiğimiz için telafisi olur.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Yazım yanlışları  varsa affola.

Keyifli Okumalar!


[Billie Eilish- watch]

[Ariana grande- we can't be friends]


🌻

YANSIMA EKSENİ


Köpeğimin tasmasını bir elimle tutarken diğer elimde bilgisayar çantamı tutuyordum, Turşu deli danalar gibi koşturduğu için dili dışarıda soluklanıyor hemen yanında olan ben ise saniyeler önce ziline bastığım kapının açılmasını bekliyordum. Bugün önemli bir gündür, zira Akif amcanın ısrarla tekrar ettiği mevzuya giriş yapacaktık. Sabah erken kalkmış, bir zamanlar kırtasiye olarak kullanılan dükkâna bakmak için evden çıkmıştım.

Güzel ve tatmin edici araştırmalar sonunda öğleden sonra iki de Bulut ailesinin kapısında bulunuyordum. Açılmasını sabırla beklediğim kapı nihayetinde açıldığında Hilal abla yüzünde eksik etmediği gülümsemesiyle kapının ardında durmuş bana bakıyordu.

"İçeri girin, sıcaktan kıpkırmızı olmuşsunuz," dediğinde Turşu kadının lafını bitirmesine müsaade etmeden içeri girince bende girmek zorunda kaldım. Elimdeki tasmayı Hilal abla aldığında ayakkabılarımı çıkarmak için çantalarımı vestiyere koyarak eğildim.

"Akif amca içeride mi?" diye sordum bağcıkları açtığım sırada. Hilal abla açtığı tasmayı vestiyere koydu. "Evde canım," diye yanıtladı sorumu.

Ayakkabılarımı çıkarıp dolaptaki yerine koyduğumda Hicran teyze salonda çıkmış açtığı kollarını köpeğime dolamıştı. Turşu bu ailenin en sevileniydi.

"Hoş geldin, Feray," diyen kadınla gülümsedim. Bu eve rahatça giremiyordum, üzerimde gerginlik sürekli artıyordu. Genel olarak kendi evim haricinde başkalarının evine rahat giremezdim ama konu Bulutların evi olduğunda gerginliğim katlanarak artıyordu.

"Nasılsınız?" diye sordum Hicran teyzeye, saçlarını ensesinde topuz yapmış giydiği çiçekli gömlekle oldukça genç duruyordu. Kadın gülümseyerek, "İyiyim canım," dedi ve eliyle salonu gösterdi. "Soğuk tatlı yapmıştım sen geliyorsun diye. Geçip oturun. Hemen getiriyorum,"

İnce düşüncesi karşısında utandığımı hissediyordum. "Zahmet etmeseydiniz," deyip yüzümün kızarıklığını görmesin diye çantalarımı almak için arkamda duran vestiyere döndüm.

"Ne zahmeti, hadi içeri hadi,"

Çantalarımı almış holde durduğum sırada Hilal abla, "Babam neden bu kadar kasıyor dükkân meselesini anlamıyorum," diyordu.

Güneşten Sonra YağmurlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin