5. GÜN 🏞

405 68 290
                                    

Şarkı: Black Crow - Beyond The Wizards Sleeve

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkı: Black Crow - Beyond The Wizards Sleeve

Yolun kalanını yayan ve başka tek kelime etmeden tamamladık. Kurtların seslerinin azalması bir yana, Arz'ın omuzlarındaki gevşeme bana bilmem gerekenleri söylüyordu. Tehlike geçmişti. Kabaran postundan ya da kaslarından bu adam çok kolay okunuyordu. Zaten küçüklüğümüzde de yalan söylemeyi hiç becerememişti.

"Elleri boş döndüler," dedi soluklanmak için durduğumuzda. "Selene kızdı. Dağ gibi öfkeyle..." Sesindeki ürperti bu kadar derinlerine işlemişse hiddeti ona kadar ulaşmış demekti. "Peşini kolay kolay bırakacağı bir şey değil."

Ben de bunun olmasından korkuyordum. Kahretsin! O lanet taş da neyin nesiydi ve neden bu kadar önemliydi?

Arz artık dibini görmekte olduğumuz su matarasını hala kendi sırtında taşıdığı çantadan çıkarırken gözü deftere takıldı. Sadece ağızını çalkalayacak kadar küçük bir yudum alıp gerisini bana uzatırken aramızda açık duran çantayı işaret etti. "Bununla alakalı, değil mi?"

Bakışlarım soğumuş bir dehşetle güncenin siyah cildine kitlenirken istemsizce sol elimi belime bastırdım. Sanki artık orada yatan şeyi saklayabilirmişim gibi. Cevapsız kalışım, suya bile uzanmayışımla Arz da beni olduğu gibi okuyabiliyordu.

"Anlatmayacak mısın?" diye sordu.

Suyu elinden alıp kafama dikerken jestine jestle karşılık verip sudan biraz olsun ona bırakmayı içimden geçirmiştim ama düşünceler deryasının altında kana kana içtim. Beni ağzımı açmaktan alı koysun diye... Mataranın dibini gördüğümde, su onu hiç ilgilendirmiyormuş gibi bakışlarını çehremde tuttu. "Ee?"

"Henüz ne olduğunu ben de bilmiyorum. Öğrenince anlatırım."

"Ya da anlatmazsın. Sonuçta ben körü körüne Tanrıçama hizmet etmek zorundayım. Bu bilgiyi ona taşıyabilirim."

Şüpheyle dediklerini değerlendirdim. Bunun kendi kontrolünde olmayacağını mı söylüyordu? "Anlatma mı diyorsun? Soruyu başta soran sendin."

"Bilmek istiyorum." Eliyle ensesini kaşıdı. Güneşin alnında koşturduğumuz için çoktan yeni bir duşa ihtiyacı var gibi görünüyordu. Muhtemelen benim de vardı. Yaz zamanları günde en az üç tur duş alan biri olarak rekora oynuyordum. "Ama bu bilgi seni böyle bir hedef tahtası haline getirebiliyorsa, öğrenmesem daha iyi olur."

Doğrudan olmasa da beni koruyan tavrı karşısında şaşırmamak elde değildi. "O zaman bana kalsın." Bunu kabullenmek, bu kişi Arz bile olsa, olanları birine anlatma isteğimin ne kadar güçlü olduğunu fark ettirdi.

Birçok şeyle yalnız başıma mücadele veriyor olmak can sıkıcıydı. Özellikle bunların çoğu daha düne kadar kapımı çalmayan büyülü gerçekler olunca telefonumu çıkarıp Sevilay'ı arayarak saatlerce olan biteni anlatma arzumu körüklüyordu. Hala tatil planımızı iptal ettiğim için dargınlıkla dinler, bana deli der, telefonu yüzüme kapatırdı ama kesinlikle iyi gelirdi.

K.U.Y - ön taslakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin