Bölüm 1 ''PİLOT''

45 9 6
                                    

Bölüm I ''Pilot''



''Kaçır beni'' dedim aciz bir sesle.
"Kaçır beni kurtulmak istiyorum."
Anlamsızca baktı, o kadar anlamsızca baktı ki yüzünün bütün hatlarını bu kadar net görebileceğim başka bir ifade yoktu. Gitti. Çekil yolumdan bile demedi, beni ittirmedi. Yanımdan çekip gitti. Acizlere saygı yok, öğrenememiştim. Asıl şimdi kedere boğulmuştum. Zaten üzgündüm ama kırıldım parçalandım. Yaralı olmak hoşuma gitmiyordu, savaşabilmeliydim. O da olmuyordu, geri zekalı gibi hareket ettiğimden çünkü. Bu kadar olmamalıyım, bıktım kendimden. Hiç mi yok yolu değiştirmeyi bedenleri? Lütfen. Yalvarmayacağım ama rica edeceğim, lütfen. Sızlanmalarımla yine sokağın ortasında kalmıştım. Zihnimi yok edebilir miydim, patlatsam kendimi biter miydi her şey? İntiharı destekçi bulmuyorum ama ölümü yancı olarak seçebilirim. Farklı çünkü.


Yürürken arkasından sallanan sarı saçlarına baktım. Sanırım kanıyorum bayım. Kurşun yemiş olmalıyım, yara yok demeyeceğim ruh fark edilemez. Yine kaçamamıştım. Bankın tekine oturdum, dünyaya kazık çakacağım. İnandığım şeyler beni haksız çıkarınca yüzümü buruşturmaktan öteye gidemesem de rahatsız oluyorum. Gözlerime inanıyorum derim hep, gördüklerime. Bunu düşünüyorum, arkamdan bir ses. Motor sesi dönüyorum ki haklıyım bir motor geçiyor önümden. Geçip gidiyor ama ses daha da yakınlaşıyor aksine. Arkamı dönüyorum tekrar başka bir motormuş sesi olan. Benim gözlerim yanıldı, kendimi inandırmıştım. Yanıldım.


Seslere inanırım diyorum, kulağımla duymadığım hiçbir şeye inanmam. Konuşan çocuğa bakıyorum ses garip ama tam onun ağzına oturduğuna göre onun olmalı. Kahkaha sesi gelince çocuğun ifadesizliğini fark ediyorum, bütün sesler arkamda oturup arkadaşıyla konuşan başka birine aitmiş. Acizliğim kendini hiç unutturmayan, varlığıyla beni hep kolaçan eden, yalnızım diye homurdanırken kendini "Ben buradayım, sonsuza kadar." Diye sevdirmeye çalışan bir ur. Beni yalnız bırak, seni istemiyorum eski dostum. Yalnızlığı seviyorum. Değil mi? Seviyorum. Evet.


Sarışın sınıfına çıkarken ben yine altı darwin in kayıp halkası olabileceğini düşündüğüm derecede mor olan gözlerimi ovuşturdum. Kurudum. Sınıfa çıkmalıyım, koca bahçede bir başıma tüm geri zekalılığımla kaldım. Ellerimi saçlarımın arasında gezdirdikten sonra oturduğum banktan kalkıp sınıfa yürümeye başladım. Ellerimi yukarı aşağı hareket ettirerek merdivenleri çıktım. Kulağımda adeta bale müzikleriyle harmanlanmış bir opera vardı. Aklımdaki müziğe göre kendimi önce sağa sonra sola kaydırdım, parmak uçlarımda yükseldikten sonra minimal adımlarla yürümeye devam ettim. Ellerim başımın üstünde hareketsiz bir halkayken sağ bacağımı büyük bir güçle öne ittirip sol bacağımı da yanına getirdim. Ayak tabanlarım yere basarken ayaklarımı sürüyordum. Büyük bir hızla parmak hızlarımda yükselip sol bacağımı kendime çember edinerek deli gibi döndüm. Sadece sağ ayak parmağımın üstünde dururken derin bir nefes verdim. Ruhumdaki müzik bitmişti. Sol ayağımı yavaşça indirdim sağ ayağımı tabanına basmaya başladım. Ellerimi nazikçe indirdikten sonra dümdüz karşımda duran sınıfa bakmaya başladım. Bir kez tıklatıp cevap beklemeden içeriye daldım.


"Geç kaldın." Gerçekten mi? Ben bilmiyordum sanki geri zekalı.

"Farkındayım." Dedim omuz silkerek, ardından yerime oturdum.

"Sana oturabilirsin dediğimi hatırlamıyorum."

"Ben de izin istediğimi hatırlamıyorum." Dedim cebimden telefonumu çıkarırken.

"Saygısızlıkta hâlâ üst düzeysin."

"Size layık olmaya çalışıyorum efendim."


Sınıftaki uzun sessizliğin ardından sanki çok umurumdaymış gibi bana bakarak dersini anlatmaya devam etti. Çıkardığım telefonuma kulaklığımı taktım ve müzik dinlemeye başladım. Cam kenarında oturduğum için yaslanıp dışarı bakmak benim için cennet nimetiydi. Kolumu dürten hocadan anlaşılacağı üzere cennetteki yasak elmaydı gerçi.
Kulaklığımın yalnızca bir tanesini çıkarıp "Ne istiyorsun?" Dedim.

"Sana bir soru sordum."

"Dinlemediğim için duymadım."

"Tekrar ediyorum o zaman, 13. ve 14. yüzyıl dönemi öğretici metinleri nelerdir?" Yüzüme zafer kazanmış gibi bakıyordu. Sanki bana karşı açtığı savaş karşısında beyaz bayrak açmıştım. Birazdan alacağım keyfi düşününce gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Makalat, mantık'ut tayr, nasrettin hoca fıkraları, fütüvvetnameler, kitab-ı siyer-i nebi, münteha'bül şifa ve hamzaname" Sınıftan gelen kışkırtıcı uğultulara karşın gülüp ellerimi susun anlamında sallamak yerine gözlerimi bana alık alık bakan hocadan ayırmadım.

"Eksiğin var bayan ukala."

"Yapmayın, eksiğim olmadığını ikimiz de biliyoruz. Eksiğim nedir diye sorsam söyleyeceğiniz eserle müfredat dışına çıkmış olacaksınız. Gerçekten sizce bu bize yararlı olur mu?"


Kızaran yüzüne sınıftaki uğultular da eşlik etti, ardından gelen zil sesi ile herkesin ayağa kalkması bir oldu. Ağırdan yürüyerek sınıftan çıkan hocanın ardından keyifle baktım. Bir kez olsun. Yalnızca bir kez, eğlenceli bir sınıfa düşseydim ne olurdu sanki?











Devam Edecek... Eğer isterseniz tabi! Şimdilik hiçbir karakter sokmadan bıraktım ilk bölümü. Gelecek bölümlerde diğer karakterler de girecek işin içine... Bir spoiler olarak değil betimleme açısından söylüyorum, o ''Kurtar beni.'' dediği sarışın ''Ediz''

P.S: Yakında en başında bölüm şarkısı olarak paylaşacağım ama bu daha çok bir cast tanıtımıyla başladığı için en son paylaşıyorum.
Haaaaa bu arada bana yardımcı olan bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Dünyanın en kararsız insanı olduğumu biliyorum. Cast ayarlarken, yayınlama tarihinde, yayınlama yerinde, hatta isim ve soyisimde bile deli gibi benim kahrımı çektiniz! Özellikle ''Nur'' olmasa olmazdım sanırım.

Hikayeyi benim için paylaşan ve daha çok okuyucu sahibi olmamı sağlayan herkese de teşekkürler.
Ayrıca bu bölümün parçası da:

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Aug 09, 2015 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

Papatya KadınOù les histoires vivent. Découvrez maintenant