TANITIM

181 10 0
                                    

Ağlamak...

Her insan için farklı bir eylemdir.Kimisi mutluluklarına,kimisi kaybettiklerine,kimisi aşkına, kimisi yalnızlığına, kimisi umutsuzluğuna ,kimisi kimsesizliğine ,kimisi eksiklerine kimisi hatalarına ,kimisi hatıralarına ,herkes için farklı ama herkeste de olan bir eylem bu , kimse ben ağlamam diyemez. Çünkü ağlar; bir baba yeni doğan çocuğunu görünce mutluluktan ,bir anne evladını toprağa verirken kaybettiğine ,bir çocuk kırılan oyuncağına ,Bir kadın izlediği diziye, bir adam hatıralarına, bir genç kız ilk aşkına.
Bense yalnızlığına ağlayanlardanım, aslında kimilerine göre yalnız değilim arkadaşlarım,kardeşlerim,babam, babaannem var. Ama yalnızım işte ben o toplulukta arka saflarda durup etrafı inceleyen insanım. Çevremde ne kadar çok insan olursa o kadar yalnızlaşırım.

Çoğu kez intihar etmeyi düşünüp her elime jileti aldığımda geride bırakacaklarım gelir aklıma. Annemin bizi bırakıp gitmesinden sonra onlara annelik yapmaya çalıştığım kardeşim, yaşlı babaannem,dedemin mezarının susuz kalacağı, annemden sonra eve gelmeyen babam...
Onlar için her defasında bıraktım jileti ben. Kendimi hiçe sayarak onlar için yaşadım, onlar için kendimi nefes alıp vermeye zorladım.
Bugün yine aklıma düştü ölüm; koydum cebime jileti, yürümeye başladım. Sahil kenarında hava bugün soğuktu ; üzerimdeki yağmurluğun cebine koydum ellerimi , sağ cebimdeydi jilet, kutusuyla birlikte oynadım biraz elimle, paketi açtım elim cebimdeyken değdi parmaklarıma soğuk metal kesti avucumun içindeki çizgilerden birini çıkarmadım, elimi cebimden bir süre daha oynadım parmaklarıma değdiğini ve yaralar açtığını hissediyordum ama inatla çıkarmadım elimi cebimden, sahilde hırçın denizin gri köpüklerini izleyerek yürüdüm.Bir süre sonra yoruldum geçtim banklardan birine. Sağımdaki bankta bir çift vardı; çocuk kızın ayakları önünde diz çökmüş ,evlenme teklifi ediyordu. Hayat ne garip..değil mi? Ben yanlarında ölümü düşlerken onlar yeni bir hayatın hayallerini kuruyor. İstemsizce çifti izlemeye devam ettim kız anladığım kadarıyla evet dedi ve çocuk kızın önünde diz çökmeye devam ederken yüzüğü parmağına taktı. O an elimde keskin bir ağrı hissettim cebimdeki jilet sanki kendini hatırlatmak için artık paramparça olmuş elime bir kesik daha attı. Sonunda onu görme cesaretini topladım kendimde ve cebimden çıkardım jileti. Kesiklerle dolu elim kanımla kırmızıya boyanmıştı, avucumun ortasında yer yer kanlanmış metal parçasına baktım. Bir süre o şekilde jileti izledim..uzun bir süre. Artık hava kararmıştı ve yanımdaki çiftte çoktan gitmişti. Şu an huzurluydum , dinledim bir süre sessizliğin sesini ,yıldızlar belirmeye başlamıştı gökyüzünde tek sırdaşlarım, şehrin ışıkları yüzünden sönmüşlersede hala bana yoldaşlık ediyorlardı.

Küçük bir kızken ben babaannemlerin köyüne giderdik hep beraber, ilk orada keşfettim dostlarımı , dedem göstermişti bana ; bu küçük ayı, bu büyük ayı, şuradaki avcı takım yıldızı diye o küçük aklımla yıldızlarla ayı çizmeye çalışırdım ,daha sonraki gecelerde herkes yattıktan sonra yastığımı ve battaniyemi sürükleyerek terasa çıkardım ;yıldızları izlerdim, onlara dokunmaya çalışırdım.. Bir süre sonra yaşadıklarımı anlatmaya başlamıştım, her gece sabah ezanı okunmadan aşağı inerdim. Bir yıldıza isim koymuştum "Elma" diye. Biliyorum değişik bir isim ama çocuk aklı işte tek sırdaşım Elma oldu benim. Her gün başka bir yıldıza elma diye seslensem de hepsinin benim için Elma olduğunu bilirdim. Aslında gökyüzü benim elma çuvalım..Her acımı , her mutluluğumu birine anlattım gökyüzü benim elma çuvalım karman çorman zihnim ruhum gibi..

Aslında intihar bana hep acizce, karaktersizce görünen bir eylemdi ne olursa olsun sana verilmiş bu kısacık hayata sen son vermemelisin Tanrı sana bu ömrü bugünü ve yarını onun istediği müddetçe görmen için verdi yarının acısını bugünün neşesini görmen için. Son zamanlarda çok sık aklıma düşüyor ölüm sanırım birkez de olsun ben kolaya kaçmak istiyorum. Ama yapamayacağımı yapmayacağımı da çok iyi biliyorum çünkü ben bu değilim kendimden önce düşünecegim onlarca şey varken kestirmeden yarışı tamamlayamam.

Banktan kalkıp bir süre sahil de yalnızlığımı dinledim. O kadar uzun süredir yalnızım ki sanki bundan sonra yanımda birileri olsada yapamazmışım gibi geliyor.

Saatin farkına vardığımda biraz önce oturduğum bankta bıtraktığım çantamı alıp durağa doğru koşmaya başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saatin farkına vardığımda biraz önce oturduğum bankta bıtraktığım çantamı alıp durağa doğru koşmaya başladım. Saat neredeyse on'a geliyordu Çınar çoktan okuldan gelmiş hatta uyumuş bile olabilirlerdi durakta otobüsü beklerken bu kadar ihmalkar olduğum için kendime kızıyordum.  Otobüs durağına doğru sanki bir kaç dakika daha erken orada olmam telafi edebilecekmiş gibi koştum. Durakta beklerken bencilliğim beni esir almasına izin verdiğim için  için kendimden nefret ettim. Sanki bunları sadece ben yaşıyormuşum da Çınar hiç annesini ve babasını kaybetmemiş gibi davranıyordum. 15 dk'nın sonunda gelen boş otobüse bindim. Camdan dışarıyı izlerken bir çok mutlu insan gördüm bir zamanlar bende dışarıdan böyle mi görünüyordum yalnız inslara acaba?

 Eve vardığımda Çınar'ın ve babaannemin çoktan uyumuş olduğunu gördüm. Üzerlerini örtüp yanan ışıkları södürdüm kalbimin ışıklarını söndürüyormuşcasına...Çınar ın  başucundaki suyu dooldurmak için mutfağa gittiğimde kendime bir kez daha lanet okudum.Tezgahın üzerindei peynir zeytn ve ekmekten oluşan sofrayı Çınarın hazırladığını biliyordum çünkü babaannem ayağa kalkamayacak kadar hastaydı. Henüz 9 yaşında bile olmayan bir çocuğun eve yalnız gelmesi kapısını açacak kimse olmadığı için kapıyı anahtarla kendi açması yalnız ödevlerini yapması kendine yemek hazırlamak zorunda kalması çok acımasızca ve buna benim sebep olmam daha acımasızca geliyo çünkü ende henüz bir evi çevirebilecek kadar güçlü değilim çünkü bende henüz 18 yaşındayım. Bu yaşlarda dertlerinin notunun düşük olması, ygs'nin nasıl geçeceği, sınıfı geçip geçemeyeceğini düşünmek,  arkadaşlıkar, ilk aşk falan olması gerekmiyor mu? Kirayı ve faturaları ödemek için sabah 8'den akşam 8'e ayakların su toplayana kadar siparişleri getirip  götürmek eve gidip yemek yapmaya çalışmak evi toplamak temizlemek olmamalı sanki değil mi? Ama hayat herkese eşit şartlar sunmuyor ve bazılarımızınkini daha da zorlaştırıyor sanki tahammül noktasını ne kadar zorlayabileceğini görmek için. Ama ama'larla  dolu hayat zor kapılardan geçirdiği gibi güzel fırsatlarda sunuyor bazen. Bazende kapıyı üzerie örtsekte vazgeçmiyor bizden. Çınar ben ne yaparsam  yapayım vazgeçmiyor benden bende ondan vazgeçmeyeceğim.. Kendimden vazgeçmeyeceğim...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 08, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Şua:YakamozWhere stories live. Discover now