Bölüm 1

54 9 3
                                    

Öncelikle bu kitabı @iremhyemi ile birlikte yazdık umarım beyenirsiniz. :)

****************************************************************************

Yine yine yine ve yine saçma okul hayatıma başlamış bulunmaktan büyük şeref duyarak(!)okula yürümek şu sıralar beni delirten şeyler arasında baş sırada sanırım.Cidden her şey  saçma sapan ilerliyor.Lise 10'a geçmek şu an her 9.sınıfı mutlu edebilir ama okul denilen hengame ortamında bir üst rütbeye yükselmekten zevk almak başlı başına bir saçmalık.İşte böyle yürürken yeni okulumda,yeni sınıfımda olacakları düşünmek sanırım biraz saçma.Okul hakkında neden düşüniyim ki? Gelicem dersleri dinleyeceğim ve gideceğim.Asla kimseyle yüz göz olan tiplerden olmadım zaten.Tabi tek yüz göz olduğum ve olacağım tip Ezgi.Oda istisnalar çerçevesinde zaten.Ben böyle yürürken arkamdaki çalılık alandan bir hışırtı gelmesi bütün düşüncelerimi uçurdu.Ne zaman nereden ne geleceğini bilmemek,bilememek her zaman nefret ettiğim bir şeydi zaten.Ama şu an yababileceğim birşey yoktu.Bende her normal insanın yaptığı gibi yürümeme devam ettim,hışırtılarda benimle birlikte devam etti tabi.Ama ordan ne çıkacağı hakkında hiçbir şey umrumda değildi şu an.Arkamda bir beden hisssetmem bana yetmiş artmıştı.Dirseğimi arkadaki insanın (ya da hayvan artık her neyse) yüzüne geçirmem ve tiz perdeden bir sesin kulak zarımı patlatması bir oldu.Ezgi her zamanki gibi farkını ortaya koymuş,insan gibi yanıma gelmek yerine aklı sıra beni korkutmaya çalışmıştı.Ve yüzüne yediği yumrukta ne kadar korktuğumun(!)kanıtıydı galiba.

-Ezgiciğim ne zaman insan gibi yanıma gelmeyi öğreniceksin arkadaşım?

-Ya kanka iki gram nöronum var onu da dirseğinle hallettin helal olsun sana.Lan gözüm morardı ya manyak!!

-Kızım kim dedi arkamdan gel diye?Geçende de fevzi dedenin bastonunu göbeğine yedin lan hiç mi akıllanmadın?

Bu söylediğim üzerine gülmeye daha doğrusu eşşekler gibi anırmaya başlayınca sanırım yine Ezgi'nin devreleri yaktığını anladım.Artık okul yolu boyunca güler,başımı ağrıtırdı.Bende her zamanki gibi kulaklıklarımı taktım ve onun görmiyeceği bir şekilde kulağıma taktım.O benim onu dinlediğimi zannedip onay veriyormuş gibi kafamı sallamamdan dolayı onu dinlemediğimi,dahada beteri şarkıya ritim tutturup kafamı salladığımı tabikide fark etmedi.Önden giderken bir anda okula geldiğimizi anladım ve adımlarımı yavaşlattım.İçimde hiç de iyi şeyler olacak gibi bir düşünce belirmemişti.Bunu söylememe sebebimde az önce önümden labrador geçmesi daha beteri tasmasız olması ekstra daha beteri Ezgi'nin bu hayvan cinsinden ölümüne korkmasıydı.Ve köpeğin sahibi salına salına yürüyordu.Hangisi sahibiydi birinin bana açıklaması lazımdı ama tabikide yine bitmek bilmeyen sorularıma kimse cevap vermedi,kimse beni duymadı,herkez yine ve yine en iyisinin ben olduğumu sanarak beni yalnız bırakmaya devam ettiler.Ezgi2nin bir anda çığırması ve zavallı köpeğin kendini savunma içgüdüsüyle doğrudan Ezgi!ye doğru havlaması her şeyi daha beter etti ve Ezgi'nin en yakındaki ağaca ışık hızıyla tırmanmasına sebep oldu.Bu sabahki işkence katsayısı neden bu kadar fazlaydı ki?İşi her zamanki gibi devralmam gerektiğini anlayınca kulaklıklarımı kulağımdan çıkarıp boynuma astım.Çantamı yere atıp siyah kısacık tüyleri olan ama niyeyse bana korkunç gelmeyen  köpeğin önünde diz çöktüm ve kafasını okşamaya başladım.En komik olan şeyse köpeğin 30 saniye önce havladığını unutup sırtüstü uzanıp mırıltılı sesler çıkarması oldu.Şu anda Ezgi'nin bizi izleyip vay ibne köpek dediğini duyar gibiydim ama en trajikomik olan olay köpeğin sahibi sıfatına sahip çocuğun hiç birşeyden habersiz telefonuna bakarak yürümesi oldu.Telefona bakarak yürüyen çocuk trajikomik değildi merak etmeyin.Trajikomik olan şey çocuğun elektrik direğine çarpması ve iki seksen yere yapışması ve Ezgi'nin bunu görüp anıra anıra gülmesiydi.Köpek sahibini o halde görünce bir şey yapmadı çünkü bence o köpek yerde yatan çocuğun sahibiydi,kesinlikle beyni ondan daha fazla çalışıyordu.Kısa kesmek gerekirse eğer ben köpeği bıraktım,Ezgi'de ağaçtan inip okula girdi.Ama diğer taraftan duyduğum "lan bu direği buraya dikenin var ya..."sesi yüzümde ukala bi gülümseme oluşmasını sağladı.Tabikide laf sokucaktım.Yapmadan duramam zaten.

-Ya ya dimi bende bazen soruyorum kendi kendime böyle dangalakları nerden buluyolarda bu kadar iyi bir köpeğin sahibi yapıyorlar diyorum.Haklıyım dimi?

Ayaklarım yine ve yine beni yanıltmayarak sağlam adımlarla okuldan içeri girdi.Ama karşımda gördüğüm iğrenç manzara kusmamı sağlıyacaktı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 12, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Senin GibiWhere stories live. Discover now