Hayata Devam

432 117 91
                                    

Hande ve annesi tek katlı, iki odalı küçük eski bir evde yaşıyorlardı. Hande'nin odasında, yer yatağı, kitapları ve güneş gören bir penceresi vardı. Penceresinin önünde de menekşeleri duruyordu. Hande on sekiz yaşında: Kahverengi saçlı, yeşil gözlü bir yüze sahipti.Elleri ve ayaklarının büyüklüğünden şikayetçiydi. Arkadaşları ve öğretmenleri tarafından sevilen, saygılı ve çalışkan bir kızdı.

Bugünlerde hiç ama hiç okula gitmek istemiyordu. Bütün arkadaşlar babalarına sürpriz yapmayı planlarken Hande bir kenara çekilip yalnız başına oturuyordu. Babalar günü gelmişti.Annesinin:

-"Hadi kızım okula gitme zamanı geldi." Demesiyle birlikte irkildi. Annesi üzülmesin diye gizlice gözyaşlarını sildi. Hande annesini kırmayıp hazırlandı. Ayakkabılarını giyip yola koyuldu. Sokaktan geçerken gözü komşusu kuaför Aysel Hanım'a takıldı. Öğleden sonra burada çalışırsam anneme destek olurum diye düşündü. Hemen içeriye girip bu isteğini dile getirdi. Aysel Hanım:

-"Seni işe alırım fakat derslerini ihmal etmiyeceksin" dedi ve arkasından gülerek Hande'ye baktı. Bu durum Hande'yi memnun etmişti. Eve gider gitmez annesine durumu açıkladı. Annesi bu duruma pek de sevinmemişti. Çünkü Hande'nin okulunu bitirip,iyi bir meslek sahibi olmasını istiyordu. Annesinin son kararı Hande'yi kuaförde çalışmayacaksın demesiyle konu kapanmıştı. Hande de annesinin sözünü dinleyip,Aysel Hanım'a işe gelemeyeceğini söyledi.Aysel Hanım da bu durumu anlayışla karşılamıştı.Böylelikle Hande'nin iş hayatı başlamadan bitmişti.

Annesi:

-"Uzun boylu,zayıf,keskin bakışlı ve parıldayan uzun çilli bir yüze sahipti. Turşu fabrikasında çalışıyordu.Uzun zamandır devam eden rahatsızlığını hiç önemsemedi.Her geçen gün ilerleyen bu rahatsızlığı Hande'yi çok üzüyordu.İyice güçsüz kalan annesi işe giderken epeyce güçlük çekiyordu.Hande üzülmesin diye rahatsızlığını belli etmemeye çalışıyor, güçlü görünmeye gayret gösteriyordu. Oysa kansere yakalanmıştı. Kanser olduğunu hastalığı iyice ilerlediğinde öğrenen annesi Pelin Hanım kızının bu dünyada yalnız kalacağı korkusundan, yıllarca arayıp sormadığı eşine not yazmıştı. Notta şöyle yazıyordu:

"Artık günlerim sayılı, kızımız on sekiz yaşında ve ben öldüğümde senin kızımıza sahip çıkmanı istiyorum."

Babası, Hande'yi annesiyle olan şiddetli geçimsizlikten dolayı terk etmişti. Babası Kerem Bey büyük bir şirkette satış danışmanı olarak çalışıyordu. Başarılarından dolayı genel müdür olarak Hollanda'da açılan şubeye gönderilmişti. Babası Kerem Bey enine boyuna bakınca herkesin "keşke benim babam olsaydı",diyebileceği biriydi. Güçlü görüntüsünün altında çok yumuşak bir kalbi ve kırılgan bir kişiliği vardı. Annesi eşinden boşandığı için ailesi tarafından istenmeyen birisi haline gelmişti. Çünkü ailesi onun eşinden boşanmasına karşıydı. O yüzden de Hande'yi ve annesini hiçbiri arayıp sormuyordu.Hande ve annesi arasında sevgiye ve güvene dayanan inanılmaz bir bağ oluşmuştu. Hande için annesi bir güç duvarıydı. Hüzünlerini ve mutsuzluklarını birlikte atlatıyorlardı. Annesinin yazdığı not üzerine babasının süren inadı bir anda gitmişti. Çünkü söz konusu kızıydı. Pelin Hanım çok zamanı kalmadığını anladığı için olayları sırasıyla Hande'ye anlattı. Hande'nin gözleri dolmaya başladı.

-Korkma yavrum, ben ölünce yalnız kalmayacaksın. Babana bir not yazdım. Sana sahip çıkacak.Hande hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Canı kadar sevdiği annesinin öleceğini bilmek onu derinden yaralamıştı. On beş yıldır görmediği babası nasıl birisi olduğunu düşünürken, birden kapı çaldı.Karşısında hiç tanımadığı,uzun boylu, tok sesli,saçları kıvırcık bir adam duruyordu.Hande şaşkındı ama annesi onu tanımıştı. Yavaşça Kerem Bey içeriye girdi.Gözüne kestirdiği eski kahverengi olan iskemleye oturdu. Çok heyecanlı olan Kerem Bey sakin görünmeye çalışıyordu. Pelin Hanım karşısındaki beyefendinin , Hande'ye babası olduğunu açıkladı. Babası kızına hayranlıkla bakıyordu. Pelin Hanım'ın durumu Kerem Bey'i de üzmüştü. Hande bir anda babasına hiçbir şey söylemeden sımsıkı sarılmıştı. Hiç bırakmak istemiyordu. Çünkü yıllarca babasının özlemini çekmişti. Babası da kızının sevgisi karşısında epeyce rahatlamıştı.

Günler geçiyordu, her geçen gün birbirlerini daha da iyi tanıyıp, anlaşıyorlardı. Annesi bu durumdan çok keyif alıyordu, istediği olmuştu. Artık gözü arkada kalmayacaktı. Baba-kız o sabah kahvaltı hazırlamak için bir şeyler almaya gitmişlerdi. Marketten dönerken kapıdan gelen ağlama sesleriyle kızı ve babasının ansızın içeriye koşmasıyla Pelin Hanım'ın öldüğünü gördüler.Hande şok olmuştu. Annesinin ölmesiyle dünyası başına yıkılmıştı. Her gününü odasında ağlayarak geçiriyordu. Annesinin ölümünü hiç unutamamıştı.

Babasıyla birlikte yaşamaya başladılar.Hande için hayat devam ediyordu. Olmuşla ölmüşe çare yok diyip hayata devam etti. Annesinin istediği gibi okulunu bitirip inşaat mühendisi olmuştu. Yaptığı ilk projesinin adını mor menekşe koymuştu. Çünkü ona geçmişini hatırlatıyordu.
İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VARSA ÖZELDEN YAZIN HİKAYE DE DÜZELTEYİM YA DA KULLANIYIM

HAYATA DEVAMWhere stories live. Discover now