Bölüm 1

4K 519 864
                                    

Gözümün içine giren sinir uçlarıma kadar canımı yakan güneşi hiç sevmiyorum. Alarmları da sevmiyorum bana bir gün daha bahşedip obur günümü hiçe sayan alarmı kim sevebilir ki. Akşamlarını bitmesini ile günbatımını izlemek arasındaki araftayım ben ne gece olduğu belli ne de gündüz ben tam araftayım ölümle yaşam arası bir tabutta. Bazı insanlar güllerin cazip kokusuna kapılıp ayaklarının altındaki papatyalari eziyor işte bende ezilmiş o papatyalardanım. Derler ya hani balığın gönlü çöle vuruldu ne çöl firtınasıydı ama beni tereddütsüz mahveden.

Benim sabahları alarm sesiyle uyanmam nadirdir ben geceden kalmayımdır. Günbatımını izlemeyi hiç sevmem çünkü ben gecelerin kızıyım o şaşalı ışıkların altında dolaşıp ıssız bir yer bulup düşüncelere dalıyorum. Ben bile hayat felsefemin ne olduğunu bilmiyorum hatta ne düşündüğümü bile bilmiyorum o kadar bulanık ki aklım, kafamdaki çakallar şimdi nasıl bir çakallık yapıp bu işten sıyrılacağım hakkında fikirleri yok, sanki kendi sığınaklarına çekilmiş ve yavaşca onlar da benim gibi yok olmayı bekliyorlar.

Sabah gözlerimi kumsalda açmam ile telefonun çalması bir oldu;

-''Alo, Kaya ne oldu gene ne istiyorsun.''

-''Ada bilmiyormuş gibi davranma Deniz olayı işte çabuk bir şey yapmamız lazım Anıl'ı dövmüşler ama ne dövmek Anıl'ı hastaneye götüremiyoruz biliyorsun sabıkalı, götürürsek polis enseler Ada sana ihtiyacımız var çabuk benim eve gel bizimkilere de bir şey söyleme .''

-''O Deniz'in ağzına... neyse geliyorum.''

Ayağa kalkmakla geceden kalma kıyafetlerimle baştan aşağı simsiyahtım saçlarım sıkı bir at kuyruğu yapmıştım hala bozulmamıştı.Altıma dizleri yırtık dar bir kot pantolon ve üstüme siyah o yakalı gömleğim hatlarını bir az daha belli etmesine rağmen spor ayakkabım ve telefonumla gerçekten on beş metre uzaktan kusursuz bir görünüme sahip olduğum anlaşılıyordu.

Ceketimi yerden alıp bir iki kere silkeledikten sonra giydim ve bir tane wc bulup içeri girdim, yüzümü yıkadıktan sonra ceketimin içindeki naneli şekerlerden beş altı tanesini ağzıma atınca nefesim ferahlatıcı kokmaya başlamıştı. Dünden kalan makyajım su yardımıyla hemen çıktı. Aceleyle motorun anahtarını ceketimin cebimden çıkarıp motoru çalıştırmaya başladım. Küçüklüğümden beri hıza tutkum olduğu için motorunda benim gibi bir şahaneliği vardı.

Kaya'nın evine on dakikadan daha kısa bir sürede vardığımda motoru park edip içeri girmem bir oldu karşımda duran Kaya'nın mavi gömleği kan içinde olduğundan durumun ciddiliğini daha iyi kavramıştım . Kaya'nın ayrı bir sempatiliği vardı . Yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdı ancak şimdi gülmek değil sırıtmıyordu bile yüzünün aldığı ifade öyle dehşet verici bir ifadeye bürünmüştü ki tam bir kaos olduğu on beş metre öteden anlaşılıyordu. Sırtının kasılması karın kaslarının daha fazla belirgin olmasına neden oluyordu. Saçlarında bile olan kan zumrut yeşili gözlerinin altından gamzesinin boşluğunu dolduruyordu.

Kaya'yi geçmek için kapıya yittirip geçe bileceğim bir araldıktan fazlasını aralıktan sonra sola dönüp Anil'in yatak odasına girdim.

Anıl'in yüzü mosmor kesilmişti omuzundan akan kan carsafa kadar akıyordu. Yosun omzuna tanpon yapmaya calişsada basaramiyordu. Anıl'in diğer yerlerinden oluk oluk kan akıyordu Yosun için burada kalmanın çok zor olduğunu bildiğim için

-''Yosun dışarı çık .''

-''Ben iyim ...''

-''YOSUN .''

-''Tamam .''

-''Anıl'ı yatağın yan tarafındaki temiz çarşafa kaydirmama yardım et Kaya Yosun bana temiz havlu , batikon ve iğne iplik getir .''

Anıl'in yarasını temizledikten sonra koluna batikon surmemle evin tiz bir çığlığa bürünmesi bir öldü. Batikonu sürdükten sonra koluna tampon yaptım. Goğus kafesinin üstündeki tek kurşun benim bile fenalaştiriyordu ama yinede yapmam lazımdı . Nasıl cikardiğimi hatırlamıyorum kurşunu çıkardıktan sonra bir insanı dikme hazzını seviyordum. Çok fazla kan kaybettiginden dolayı sıvı gıdalarla beslemesi ve çabucak aya kalkması için vitamin alması lazımdı . Ev buz gibi olduğundan Kaya'nin dolabında elime ilk gelen yesil kazagini ve altına da kalın beyaz eşortman çıkarmıştım. Kanlı çarşafı toplamiş yerdeki kani da çarşafla sildikten sonra Kaya'nin eline tutuşturmustum yatağın kan olmaması iyi bir şeydi Yosun artık buraya gele bilirdi. Anıl'in üstünü değiştirdikten sonar koltuğun altında öldüğünü bildiğim yorganı alıp üstüne örttüm dışarı çıktığımda Yosun'un yanında oturan Kaya'yi gordum. Yosun beni görünce hemen ağlayarak bana sarıldı.

-''Tamam Yosun sakin ol hiçbir şey olmadı. Anil iyileşicek elimden gelenin en iyisini yaptım. Şuan baygın ancak gidip göre bilirsin.''

-''Tamam çok teşekkür ederim Ada .''

-''Ne olamaz inanıyorum Kaya başın kanıyor.''

-''Şey önemli değıl buyutecek bir şey yok.''

Ah benim ahmak kafam o gomleğindeki kan Anil'in tamam da ben nasıl anlamadım saclarında bile olan kan zumrut yeşili gözlerinin altından gamzesinin boşluğunu dolduracak kadar fazla olamazdı tabi ki de kendi kani olacaktı lan gomleğinde anladik ama nasıl yüzünde olsun .

-''Büyütecek bir şey yok mu ? Bence var . Tamam ben hallediyorum .''

Dedim ve Kaya'nin karşısında oturup yarasını temizlikten sonra gazlı bezle sardim çok komik durmasına karşılık saçlarını yana atinca gazlı bezle sardiğimiz yer görünmüyordu .

" BÖlÜMÜN SONU "

Karanliğin Siyah TarafiWhere stories live. Discover now