KB°1|"Bağımlılık"

33 4 0
                                    

You Left Me Alone İn Dark

The White Birch - Breathe

Multi Dolunay.

İyi okumalar.

1.BÖLÜM|"BAĞIMLILIK"

"Sessiz çığlıklarımın bir bulut haznesine kapanıp buhar olması benim suçum değil, duymak istemeyenlerin suçu... "

İçimdeki boşluğu derin bi nefesle geri bırakırken, siyah ve gözlerimi kapatan saçlarımı geriye doğru savurdum. Sıkılıyordum, onu her gün bu kadar uzaktan izlemekten sıkılıyordum. Elimi uzatsam tutabilecek ama sanki kaybolacak gibiydi.

Hareketlerini tek tek izlerken beni hala nasıl fark etmediğini anlamıyordum.

Keman kutusunu sırtına atarken sarı, uzun saçlarını önünden çekmeye çalıştı. Bu çok sinir bozucuydu. Onun yerine sinirlendiğimi hissettim. O lanet saçları yüzünden gözlerini göremiyordum. Sonunda zaferle gülümsediğinde gözlerini gördüm, mavi ve o mükemmel büyük gözlerini.

Yavaş adımlarla ilerlerken bende ayağa kalkmıştım bile, sıcak çikolata almaya gittiğini biliyordum, çünkü sıcak çikolata onun için vazgeçilemez birşeydi. Sebebsizce çok seviyordu, sırf o sevdiği için bende sevmeye çalışıyordum, ne kadar sevemesem de o sevdiği sürece benimde sevmem gerekiyordu.

Herkese gülümseyerek kantine ilerlerken, sinirlerimin gerildiğini hissettim. O güzel dudaklarının başkalarına gerilmesine tahammül edemiyordum. Sadece bana gülsün istiyordum.

Sağlıksız düşüncelerimi bi tarafa bırakıp, onu takip etmeye devam ettim.

Sıcak çikolatasını koklayarak kantin sırasından çıkarken, dalmış onu izliyordum, ta ki üzerimde hissettiğim sıcaklıkla...

"Hassiktir." ağzımdan kaçan küfüre aldırış etmeden, devamını getirirken minik ellerini bana uzatmış siyah tişörtüme doğru üflüyordu.

"Tamam yeter." diyip onu kenara çektiğimde dudaklarını büzüp minik ellerini üzerimden çekmişti. Taptığım gözlerini bana dikmiş bakarken, ağzını açıp tekrar kapattı.

"Ben.. Ben özür dilerim. Çok bilmeyerek oldu, yani hiç böyle olacağını düşünmemiştim sadece, sadece onu çok seviyorum ve aldığım zamanlar kendimden geçiyorum. Gerçekten çok özür dilerim, ah çok yandı canın dimi, hass.. kemanım ama.. Ama senin yerde olmaman gerekiyordu be yavrum, nasıl düştün, ay senden de özür dilerim, benim yüzümden oldu, ya niye böyle kötü bi gün olmak zorundasın ki pazartesi." beni unutup pazartesiye ve kemanını düşürdüğü için kendine saydırırken sesini duyabilmenin hazzını yaşıyordum. Bu tarif edilemezdi...

"Bu kadar abartma, canım yanmıyo ve kemanını açıp nasıl olduğuna bakmak yerine sadece konuşuyorsun, hatta çok fazla konuşuyorsun." kaşlarını çatarak bana bakmasıyla, kaşlarını ellerimle düzeltip tek tek kirpiklerini öpmek istedim, sadece istedim,

"Ben çok fazla falan konuşmuyorum, burda gelmiş senden özür diliyorum teşekkür edip gülümsemek yerine kabalık ediyorsun, kaba seni." gözlerimi devirirken, içimdeki küçük çocuk mutluluktan ne yapacağını şaşırmıştı. Kemanı yeni aklına gelmiş gibi yerinde zıplarken, hızlıca kemanını eline alıp içini açtı. Onun olan şeyleri bu kadar sevmesi bana ona olan sevgimi hatırlatıyordu.

"Bişey olmuşmu yavruna." gözünün önüne gelen kahküllerini önünden çekmeye çalışırken yüzü gülüyordu.

"Yok durumu iyi, zaten o benim kemanım, nolabilir ki ona, sonuçta benim kemanım." omuz silkip yanından geçecekken ayaklanıp yanımda yürümesiyle inanamazca ona baktım, biraz önce gizlice onu takip ederken şimdi yanımda yürüyordu. Heyecanımı ele vermemeye çalışırken derin bir nefes aldım, kalbim son derece hızlı atarken, ciğerlerimi buram buram karamelle doldurdum. Çok güzel kokuyordu.

KAYIP BENLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin