Pinhani - Yitirmeden
***
BÖLÜM - 1 SAHNE - 1 // İÇ - YÜREK
AŞKIMI REDDEDİŞİNİ REDDEDİYORUM
Babaanneciğimin kalçaları gençken çok güzelmiş.
Bundan çok büyük bir özgüvenle bahsederdi. Dedeciğimin kendisine aşık olduğuna da, onlar sayesinde emin olmuş. Bu kulağa birazcık erotik lakırdıyor ancak durum hiç de öyle değil.
Şöyle ki, babaanneciğim henüz gencecik bir kızken dedeciğim gibi devasa bir oğlana vurulmuş. Dedem ilk dünya şampiyonasını kazanan genç çiçeği burnunda bir ağırsıkletçiymiş. O zamanki kilosundan emin değilim ancak bir doksan boylarında benim iki katım cüsseye sahip olsa gerek. Babaanneciğim ise henüz yükselmekte olan dünya tırmanış bisikletçisi şampiyonu. Benden beş kat ufak.
Dedeciğim Çinliymiş, kocamanmış ve çoğu kişiye göre korkutucuymuş da. İnsanlarla iletişim kurmak konusunda pek başarılı değilmiş. Bu yüzden de kimsenin ilgisini iyi yönde çekmiyormuş. Doğrusunu söylemek gerekirse, benim ilgimi de çok uzun bir süre hiç çekmemişti, derdi Babaanneciğim.
İki teker yerine iki ayağı üzerinde, üstelik yağmurluğunu almadan yol yaptığı sağanak yağışlı nadir bir Perşembe gününde, alelacele kulüp binalarından birinin altına sığındığı an işler değişmiş. O gün babaanneciğimin morali flörtüyle takıştığı için fena bozukmuş, üzerine ince giydiği için de tir tir titriyormuş.
Dedeceğimin yanında olduğunu ve ona baktığını birkaç saniye sonra fark etmiş. Dedeciğim hemencecik gözlerini kaçırıp elindeki şemsiyeyi Babaanneciğimin eline tutuşturmuş, babaanneciğim kibarca reddedeceği sırada ise yanındaki kediyle ilgilenmeye dönmüş.
Babaanneciğim ona hassas bir anda şemsiye uzatmış olduğu için değil -dediğine göre her erkeğin şemsiye vermek için savaşacağı kadar alımlı bir kadınmış- genç oğlana, ona sırnaşan bir kediye gülümsediği için düştüğünü söylüyordu.
Hadi oradan türünden tepkiler aldığında, sırf kocaman korkutucu bir oğlan, eli kadar bir kediye gülümsedi diye pat diye aşık olduğunu iddia etmiyor, sadece dedeciğimin kimsenin fark etmediği yeni bir tarafını görmüş olmanın, onu heyecanlandırdığını söylüyordu. Ona farkındalık katmış ve iyiden iyiye ilgisini çekmesine sebep olmuş. Gerisini zaman büyüttü çocuğum, derdi cırtlak mor renkli kalpli çerçeveli gözlükleri arkasından ufka -tavana- doğru bakarak. Gerisini zaman büyüttü, Sehun.
Dediğine göre, pes etmek istediği çok zaman olmuş çünkü dedeciğimin peşinde ne kadar dolaşırsa dolaşsın onunla iletişim kuramazmış. Taa ki olaylar babaanneciğimin kalçalarına dayanana kadar. Babaanneciğimin bisikletten kaynaklı büyük sıkı kalçaları varmış ve o zamanlar hiç de usturuplu biri değilmiş. Karşı cinse iç çektirmeye bayılan tehlikeli türden bir kadınmış. Kenarda köşede koloniler halinde onu düşlemeleri hiç de rahatsız etmiyormuş.
Bir gün arbede yaşanmış. Dedeciğimin kendi kulübünden diğer bir sporcunun canını çıkardığını duymuş. Ring dışında başı önünde gezen pısırık genç adamı neyin bu denli ateşlediğini çok merak ettiğinden alelacele kalabalığa koşmuş.
Haşat ettiği oğlan burnunu tutarak sırf babanneciğimin kalçalarından bahsettiği için -dedeciğimin sonradan eklediğine göre, ahlaka sığmayan aşırı pis sözler sarf ettikleri için bunun hakkında bir şeyler yapması gerektiğini düşündüğünden- saldırdığını söylemiş. Babaanneciğimin olaydan ne şekilde etkilendiğinden bahsetmeme gerek yok. Dedeciğimin peşini bir daha bırakamamış. Dedeciğim de zor olsa da ona açılmış.
