Bölüm 1 - Geçmiş

281 2 6
                                    

*Ufak bir duyuru*

Bu hikaye jeremysoind adlı eski hesabımla yayınladığım "Son Değişim" adlı hikayenin devamı niteliğindedir. İlk defa geliyorsanız öncelikle onu okumanızı rica ediyorum. Teşekkürler. ^^

***

Kafamı cama yaslamış, gözümün önünden süratle geçen görüntüye boş boş bakıyordum. Ağlamaktan şişen gözlerim her kırptığımda yanıyordu. Austin sadece gerisini bana bırak demişti ve ben de kafamı sallamıştım. Çok normal bir şeymiş gibi...


Tamam...

Resmen Alara'yı hastanede bırakıp arabaya binmiştim. Şuan sadece itaat ediyordum.

"Arabaya bin Aras."

"Tamam..."

Anneme telefon ettiğimi hatırlıyorum. Yerde göz pınarlarım kururcasına ağladıktan sonra elim ilk telefonuma gitmişti ve annemi aramıştım...

"Üzüldüm oğlum... Başın sağolsun."

Telefonu yüzüme kapattı... Saol anne beni düşündüğün, "sen nasılsın?" dediğin için...

tabii ki, ne demek Arascım, bir şey değil...

Yine camdan dışarı bakıyorum... Hmm.. Hala arabadayız demek.

"Biliyor musun annem Alara'yı hiç umursamazdı."

"Efendim?"

Uzun bir sessizliğin ardından bir anda lafa girince tabii...

"Sence Alara şuan mutlu mudur?"

"O acılarından arındı Aras. Bence şuan daha mutludur."

Lütfen beni rahatlatma Austin!

"Haklısın..."

Boş boş dışarıyı süzerken eve geldiğimizi Austin'in sesiyle fark etmiştim.

"Aşkım geldik. İnmene yardım edeyim mi?"

Kafamı iki yana sallayıp kapıyı açtım. Ayaklarım yere değer değmez yürüyecek gücümün olmadığını farkettim.

Güçlü ol Aras!

El yordamıyla ayağa kalkıp dengemi kurmaya çalıştım. Daha adım atamadan Austin belimi kavramıştı bile. Öne düşen kafam kesinlikle çalışmayı durdurmuştu.

Çünkü Austin olmasa kapıya değil havuza doğru ilerleyecektim.

Yanımdaki şey durdu!..

Aa.. Kapı demek...

Açıl biran önce lütfen dayanamıyorum!

Austin kapıyı açıp merdivenlere doğru ilerledi. Fakat tek yapabildiğim sadece ilk basamağa ayağımı atmak oldu. Sonrasındaysa kuvvetli bir çift kol arasında odaya doğru rahat bir yolculuk...

Dayanamıyoru...

*****

(Austin'in Gözünden)

Uyudu... Merdivenleri çıkarken kucağımda kapadı gözlerini. Huzurlu görünüyor en azından şuan. Onu böyle görmek içimi rahatlattı. O kadar masumdu ki. Aras'ı yavaşça yatağa bırakıp alnına bir öpücük kondurdum. Banyoya yönelip ılık suyun altına attım kendimi. Her yerim kasılmıştı.

Sevdiğim insanı çaresiz görmek...

Lütfen tekrar olmasın...Omzumdan aşağı süzülen su masaj etkisi yaratıyordu. Kafamı suyun altına sokup bir süre bekledim. Kendime gelmem lazımdı.

Derken bir şey sırtıma yapıştı.

"Ananı s...!!!!"

Kafamı çevirdiğimde Aras kıyafetleriyle suyun altına girmiş, bana sarılıyordu.gözleri hala boş bir şekilde yere bakıyordu. Önüme dönüp kafamı saçlarına daldırdım. Tamamen çıplaktım ve umarım en uygunsuz zamanda en uygunsuz şeyler olmazdı... Açıkçası kendimi inanılmaz zor tutuyordum.

Her ne kadar kendime sahip çıkmaya çalışsam da istemsizce tabii ki bir şeyler olmaya başlamıştı. Aras farkına varmış olacaktı ki irileştikçe sıkıştığını fark edip biraz geri çekildi ve düzelmesini sağladı ardından tekrar yaslandı.

"Sorun değil Austin, kasma kendini."

Belini sıkıca sarıp iyice kendime bastırdım. Parmak ucuna çıkıp, kollarını belimden çekip boynuma dolayınca onunda istemsizce sertleştiğini fark ettim.

"Aşkım neden uyandın dinlenmen daha iyi değil mi?"

"Yanımda yoktun. Uyandım ben de. Kokunu istiyorum."

Kendine sahip çık Austin! Böyle şeyler düşünmenin sırası değil.

"P.. peki önce soyunup duş almak ister misin?"

Umarım yanlış anlamaz.

Aras tshirtünü yavaşça çıkartıp altındakileri indirdi. Bana iyice yaklaşıp suyun altına girdi. Kanlanmış gözlerini her su değişinde masumca kırpıyordu fakat hiç bir türlü benim gözlerimden ayırmıyordu. Yavaşça yaklaşıp dudaklarımı öptü ve geri çekildi.

Bir kez daha...

Ve bir kez daha...

Suyun altında ten tene, göz göze Aras' ın dudaklarını emiyordum. Başlarda çekingen bir şekilde olan öpüşmelerimiz şuan zor nefes aldırıyordu. Aras' ın ıslak bedenini kucaklayıp duvara yasladım ve dakikalarca öpüşmeye devam ettik.

Bundan sonrasında durmamı bekleme Aras...

***

Parmağımı sırtında gezdirirken aslında uyanmasını umut ediyordum. Dünden sonra nefes alıp verişi ritmikleşmiş ve yüzünün rengi kendine gelmişti. Dünün öyle bitmesi aklımın ucundan bile geçmiyordu ayrıca... Parmağımı sırtında gezdirmeye devam ederken omzu hafif bir kıpırdadı. Elimi çekip bir süre bekledim ve tekrar parmağımın ucunu sırtına değdirdim. Bir süre böyle devam ettikten sonra yüzünü bana döndü.

"Duracak mısın?" dedi gülümseyerek.

"Bunun beni engelleyeceğini düşünmüyorsun değil mi?"

"Elini sırtıma kadar uzatacak mısın yani?" diye karşılık verdi yarı uykulu halde.

"Hayır." diyerek parmağımı burnuna soktum...

Elbette şaşkınlıktan uykusu falan kalmamıştı. Muhtemelen ne kadar çocuksu bir tavır diyordu ama Aras'ı bir şekilde günlük yaşama döndürmeliydim.

"Ugh... Austin! İğrençsin!" sırıtarak tekrar sırtını döndü.

Parmağımı tekrar sırtına değdirip "demiştim." diyince. Kahkaha atmaya başladı.

Umarım bundan sonra da böyle devam eder...

***

Veeeeeee bölüm sonu.

Sahalara tekrar dönüm arkadaşlar fakat bu sefer farklı bir "nickle". Umarım eski takipçilerim bir şekilde okuma fırsatı bulup geri dönüş yaparlar. Şunu söylemek istiyorum. Yazmaya 2 yıla yakın ara vermiştim. Bu yüzden elimin alışması mı diyip ne diyim pek bilemedim ama arkadaşımın tabiri ile bu bölüm biraz "yavan" olabilir. :D Çok samimi olduğum birini kaybetmediğimden o ölümün getirdiği acıyı verememiş olabilirim. Umarım beğenirsiniz. Eksik olduğum yerleri de belirtirseniz bir süre sonra kendimi toparlarım diye düşünüyorum. Teşekkürler ^^

Son Değişim 2 (Gay)Where stories live. Discover now