20. His ♠

126K 8K 728
                                    

Korku ilmek ilmek boğazıma işlediğinde, sükûta tav olmuş çı-
tımın çıkmaya mecali yoktu. Sanki yakalanan benmişim gibi mavi
gözler öfkeyle parlarken, harelerime serpiştirilen cesaret kırıntıları eriyip tükendi ve ayaklarım birkaç adım geri gitti.

Nefesim daralmaya yüz tutmuş, kasvetli odadaki duvarlar üzerime gelmeye başlamışlardı. Yapılması gereken kaçmak eylemini gerçekleştiriyordum ki neredeyse üzerime atlamak suretiyle dibimde biten Izabelle parmaklarını koluma sapladı.

Sivri uçlu tırnaklar giysimin üzerinden bile canımı yakmaya
yeterli geliyordu, beni insanüstü bir güçle içeri çekip kapattığı kapının ardına yasladı. Şeytani bir mavilikte parlayan gözleri mantığıma derin kesikler atıyordu ve ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum.

“Ne işin var senin burada?!”

Izabelle’di; fakat sanki o değildi. Sesi uzaktan, dalga dalga geliyordu.
Ürkütücüydü, fazlasıyla ürkütücüydü.

“B-ben sesler duyunca…”

“Kes yalan söylemeyi! Ben ses yapmam!”

Yutkundum, tutuşu sıkılaştıkça sivri tırnak uçlarının tenimi
kazıdığını hissediyordum. Öyle güçlüydü ki bırak kurtulmaya çalışmayı, kıpırdamam dahi mümkün değildi.

“Izabelle,” diyebildim korku dolu bir gözyaşı yanağımı süslediğinde.

“Canım acıyor.”

Yüzünü hafifçe yana doğru eğdi alayla, dudaklarına sinsi bir
gülüş peyda oldu.

“Çok mu acıdı minik yılan?”

Kolumdaki artan baskısıyla canhıraş bir çığlık atacağım esnada elini ağzıma kapattı.

“Şşş! Sakın sesini çıkarma, senin için hiç iyi olmaz, anlaştık
mı?”

Çaresizce başımı sallayarak onayladım. Kalp çarpıntılarım gö-
ğüs kafesimle husumetini sürdürürken, ellerini usul usul benden uzaklaştırdı ve hiçbir şey olmamış gibi tahta tezgâhın yanına giderek otları mum ışığında yakmaya devam etti.

“Kaçmayı düşünme, adım attığın an saçlarına yapışarak o gü-
zel kafanı zeminle buluştururum ve bunu yaparken nazik olabileceğimi zannetmiyorum.”

Sızlayan kolumun üzerine kapattığım parmaklarım titriyordu. Buraya geldiğimden beri zayıflığıma ettiğim lanet bir kez daha gerçekleşti. Çıkarmadığını iddia ettiği o seslere hiç yönelmemeliydim, buraya hiç gelmemeliydim.

“Ne yaptığım hakkında bir fikrin var mı?” diye sordu, aramızda
geçen rutin bir konuşmanın devamını getiriyormuş gibi.

“Büyü yapıyorsun.”

Aklıma ilk gelen şeyi söylemenin telaşıyla huzursuz bakışları-
mı beline uzanan sarı saçlarına diktim.

“Zeki kız, peki ne büyüsü yapıyorum?” Bana bakmıyordu ancak her hareketim onun kontrolü altında gibiydi.

“Aşk büyüsü mü?” diye sormamla alaylı bir kahkaha koyuverdi.
Yukarı kalkan başı, saçlarını kalçalarının üzerine konumlandırdı.

“Aşk kadar basit bir şeyle uğraşır mıyım?”

Dizlerini hafif kırarak ve dua okuyormuş gibi anlamsız kelimeleri fısıldayarak
mumu üfledi.

HİS 🔥 +18 (Yeniden Yayınlanıyor)Where stories live. Discover now