28. Alaz ♠

59.8K 3.8K 384
                                    

Neler olup bittiğini idrak etmeye fırsat kalmaksızın, gerçekleşen bir olayın hızlı çekimini izliyormuş gibi dudaklarım aralanmış, gözlerimi olay yerinden ayıramıyordum. Kapıyı açmak için uzattığım elim tutacakta kalakalırken, Sezgin hızla arkasına döndü. Gördüğü manzara karşısında gözleri doldu ve acıyla yutkundu.

Sonrası acıyla harmanlanmış pervasız telaş, çaresiz bir serzeniş. Kafası allak bullak olmuş bir adamın sağanağa karışan gözyaşları eşliğinde birkaç adım ötesinde hareketsiz yatan bedene doğru meyletmesi.

“Izabelle aç gözlerini, yalvarırım bunu bana yapma.”

Daha fazla zaman kaybetmeden açtığım kapıdan kendimi dışarı atarken, arkamda bıraktığım adamın hesap soran konuşmasını hiçe sayıp Sezgin’in yakarışlarına doğru koştum. Henüz yanlarına varamadan arabanın serçe kapatılan kapısından Ateş’in peşimden geldiğini idrak edebilmiştim. Adımlarım silahın düştüğü yerde son bulduğunda Ateş’in nefesi ensemdeydi.

“Ne oldu burada?” diye sordu. Sezgin yerde yatan bedenden gözlerini ayırmıyordu.

“Izabelle,” dedi çatallaşmış, acı dolu bir sesle. “O kendini yok etti, izumiranje ışığını boynuna-” Daha fazla devam edemedi, tükenen kelimeler miydi yoksa takatimi bilinmez ancak Ateş’in sözleri her şeyin üzerine şeffaf bir örtü çekecek kadar elle tutulurdu.

“Saçmalama Sezgin, dediğin gibi bir şey olsa şu an bedenini kollarının arasında tutamazdın, tamamen yok olurdu.”

Afallayan tarafta Sezgin’in yanında saf tutarken, dizlerimin üzerine çöküp bakışlarımı Izabelle’e kilitledim. Dilimle işaret parmağımın üzerini ıslattıktan sonra parmağımı burnuna hiza- landırdım. Tenimde dalgalanan soğuk nefesin akabinde, umutlu gözlerle bana bakan Sezgin’e “Bizimle,” dedim. “Ama nefesi kesik kesik.”

Sezgin gözlerini öyle bir kapatmıştı ki sanki tonlarca ağırlığın altından çekilip çıkarılmışçasına rahatlamıştı. Arkamda hissettiğim hareketlilikle ayaklarımın dibindeki silah yok oldu ve çok geçmeden bir kez daha duydum sesini.

“Gerçek izumiranje bu, hâlâ bizimle olmasının bir açıklaması olmalı, ama önce onu bir merkeze götürelim.”

Yaşadığı şoktan dolayı zihninde bazı şeyleri atlayan Sezgin, Ateş’in sözleriyle silkelenerek kollarındaki zayıf bedeni sıkıca kavradı ve koşar adımlarla arabasına doğru ilerledi. Ayağa kalktığımda koluma dokunuşuyla irkildim.

“Hadi arabaya.”

Onu başımla onaylayıp hızlı adımlarını takip ettim. Onların dünyasındaki düzene hâkim olamadığım için yakabildiğim kısmından anlamaya çalışıyordum. Derin dışında kimsenin beni adam yerine koyup açıklama yaptığı yoktu zira.
Hemen önümüzden yol alan Sezgin’in süratle kullandığı arabasını takip etmeye başladık. Issız, çamurlu yolların bizi çıkardı- ğı ara sokakta devasa beyaz bir yapının önünde durduk. Burası hastane olmalıydı. Arabanın kapısını açıp aşağı indiğimde çamura batan sadece ayakkabım değildi, pantolonumun dizlerine kadar kahverenginin bed tonu kaplamıştı.

“Acele et, defileye çıkmayacaksın.”

Aldığım emirle arabanın kapısını hızla kapatıp çamurda belirginleşen adımlarını takip ettim. Hangi dahi ruh buraya hastane yapmıştı, cidden merak etmiştim!

HİS 🔥 +18 (Yeniden Yayınlanıyor)Where stories live. Discover now