HİS 🔥 +18 (Yeniden Yayınlanıyor)

46. Uyku ♠

Kâhinin söylemleriyle istemsizce aralandı dudaklarım, öte yandan aynı söylemleri idrak ettiğim için buz kesen parmak uçlarım hazmetmemi imkânsız kıldı. Sezgin ve Derin’in çehrelerinde büyüden kurtulacak olmanın haklı zaferi vardı, ancak benim için bulunan çözüm kabul edilmek suretiyle basite indirgenecek gibi değildi

“Başka yolu yok mu?” diye sordum tıpkı onun yaptığı gibi dik dik bakarak.

Ağır hareketlerle eski dolaba ilerlediğinde bir şeyler karıştırmaya başladı. Bir an önce tüm olanları bir sonuca kavuşturarak bu efsunkâr yerden uzaklaşmak istiyordum. Nereden çıkardığını bilmediğim küçük kâğıtlara uzun mürekkep kalemiyle bir şeyler yazmaya başladı kâhin. Bunu yaparken o kadar konsantre olmuş- tu ki beni duymadığını düşündüm bir an.

“Yok.” Yazdığı kâğıdı muska şeklindeki deri üçgenin içine yerleştirdi ve bana uzattı. “Bu senin için sorun olmamalı. Zira büyüye kapılacak olursan son nefesine dek istemediğin bir adamın yanında yer alacaksın.”

Çizgi çizgi dudaklarından dökülen her söz içimdeki korku ateşini harlıyordu. O ateş mantığa meyleden tüm düşüncelerimi cayır cayır yakmaktan çekinmiyordu. Zira korku, hain bir histi. Rahat nefes aldığım zamanlarda aniden baş gösterir, hamlesinin tam diz eklemimin arkasına kullanarak iki büklüm ederdi.

Diğer yazdığı muskayı Sezgin’e uzatırken, “Pekâlâ Sezgin’le birlikte uyuyabilirsiniz,” dedi. Bunu o kadar normal bir şeymiş gibi söyledi ki kısa bir an şaşıramadım.

Sessizliği takip eden birkaç saniyenin sonunda, utanan bakışlarımın yere düşeceği sırada Ateş’in keskin sesi yankılandı küçük kulübede.

“Olmaz öyle şey!”

Kâhin çehresine yerleştirdiği anlamsız ama keyifli bir ifadeyle yeniden sallanan koltuğa oturdu. Kıstığı gözlerini önce koltukta oturan Derin’le Sezgin’in üzerinde gezdirdi. Hemen ardından bana kayan bakışları çok geçmeden hemen arkamda duran Ateş’in varlığında son buldu.

“Burada itiraz etmesi gereken Derin, şayet sevgilisinin başka bir kadınla yatmasını istemiyorsa bu gayet normal. Seni rahatsız eden nedir Ateş?”

Harekete geçen adımları, varlığını yanımda hissettirdi bana saliselik bir an. Omzumu sıyırıp geçtikten hemen sonra ihtiyarın önünde durdu. Vereceği cevap tüm algılarımı harekete geçirirken içgüdüsel olarak belli etmemek adına kollarımı birbirine bağladım.

“Benim rahatsız olduğum bir konu olmaz bunak, olursa o rahatsızlığı kökten ortadan kaldırırım.”

Kâhin, Ateş’in sesindeki tehditkâr tınıyı duymamışçasına keyifli ifadesini sekteye uğratmadı.
“Daha ne kadar koruyabilirsin onu?” Kaşlarıyla beni işaret edip tekrar Ateş’e odaklandı.
“Damir’in kıza olan hisleri en az sizin aranızdaki kadar kuvvetli. Namını ise şehirde bilmeyen yok. Sen kudretli bir adamsın Ateş, lakin kızı Damir Novak’tan korumak sandığın kadar kolay değil.”

Tüm bedenimin ürpermesinin tek sebebi ardı ardına o adamın adının anılmasıydı. Onun ismi ise ana temasıydı zihnimin odacıklarını dolduran endişelerimin, öte yandan bu duruma akıl sır erdiremiyordum. Sadece birkaç kez gördüğü kızı nasıl bu denli takıntı haline getirebilmişti ki?

“Orası benim bileceğim iş, ama şunu herkes bilsin ki onu alabilmeleri için beni yok etmeleri gerek. Bunu da deneyen çok oldu ama başaran sıfır.”

Burukça gülümsemekten kendimi alıkoyamadım. Öyle ya, kardeşini geri alabilmek için tek şansı bendim, varlığını ortaya koyuşu da bu yüzdendi zaten. Destek almak için elimi koyduğum duvar pamuk şeker gibi erimeye başladı. Takatimin son raddesindeydim. Bilincimin kapısını tekmeleyen uyku önce bedenimde kalan son enerji katrelerini çekti. Akabinde yıkılan kapıdan içeri sızarak harelerimin önüne zifiri bir perde indirdi. Hafızamda kalan tek şey ise, sert zemine temas etmeyi beklerken güçlü kollar tarafından sıkı sıkıya yakalanmamdı.