1460

2K 150 16
                                    

Yazar: Exobubz

Çeviri: Gongshimelodi

Baekhyun kadere ve yolların geçmek için iç içe olduğuna, buluşmaya ve bazen birini diğerinden ayırdığına inanıyordu. İki şeyin birbirinden ayrılmasının üzücü olacağı kadar, çoğunlukla her şeyin daha parlak yanına bakardı.

___

Her zaman mutlu sona erdiler ve gerçekliğe kıyasla ne kadar gerçekçi olmasa da Baekhyun dış dünya ile ilgili kurguyu tercih etti.

Genelde, her zaman programındaydı ama iş, uyku ve her hafta çarşamba olan kursu için etnik çalışmaları, Baekhyun'u yaklaşık beş saatlik bir sürede beş sayfalık makale analizini geride bıraktı.
Parmakları yoruldu ve kramp girdi. Mola verdi ve eklemlerini çıtlattı. Macchiato etkisini gösteriyordu, söyleyebileceği tek şey parmaklarının (beğenmediği halde) daha hızlı sallanmaya başlamasaydı. İçeceği normale göre daha acı olmalıydı ama bu da iyi değildi çünkü acı içecekler hiçbir zaman Brunet'in lezzeti tomurcuğu ile çalışmamıştı ama yine de tutmaya karar verdi. Starbucks pahalıydı ve o şu an iyi değildi. (maddi olarak)

Uzun masada oturuyordu. Pencereye karşı sokaktaki insanları gözetliyordu.

Alt sınıflar vardı, konuşuyor ve çalışıyorlardı ama ses tonları ayarlıydı. İngilizce ve yazarlık, olarak iki dalda branş yapmak yanında denemeler yazmaya ve verilen yazıları analiz etmeye alışmıştı ama süresi dolmuş fikirler (bu hafta birkaç televizyon şovu izlemek için sabırsızlanıyordu) çalışmak ve takılmak yanında dönüşüm için geçerli bir makale hazırlamak için gerekli tüm materyalleri tam olarak okumak için zamanı olmadı.

İçinden 'lanet olsun' diye bağırıyordu ama gerçekte -büyük ihtimal- kabız gibi görünüyordu. Aynı zamanda, aynı anda okuyup yazmaktan dolayı aşırı stresliydi. Kendini metin için harcarken Baekhyun zar zor yanında duran başka yorgun bir birey fark etti. Aslında aklı halka açık bir alan olduğu için önemsiz bir şey olarak kaydetti.

Kendi alanında olduğunda ve işiyle ilgilendiği sürece aslında birinin yanında oturması sorun değildi, burası okuduğu yerin bir parçasıydı.

Nasıl olduysa yanlışlıkla Macchiato'nun sol tarafında olduğunu unuttu ve sağ tarafından aldığı fincanı felsefenin mümkün olduğunca kendine saklanmasına yol açtı. Yanındakinin acı, koyu kahvesini yudumladı, içtiği koyu kahve ağzından dışarı fırladı ve bilgisayarı kapladı.

Bu utanmanın da ötesindeydi. Baekhyun eliyle ağzını kapattı bazı şeyleri düzene sokmaya çalışıyordu özür dilemeyi denedi ama tam dileyeceken önce ağzını silmesi gerektiğini fark etti.

Uykudan mahrup, yorgun ve haftaya mağlup gelmişti zaten. Baekhyun korkuların içinde patlıyor gibi görünüyordu çünkü yanındaki bir peçeteyi yakalamaya çalışırken kulakları sessiz bir kahkaha duydu.

Tamamen gülünecek durumda olduğuna ikna olmuştu, Barista'nın yanındaki tek kullanımlık peçeteleri alırken gözlerine kapalı tuttu. Kaza mahaline geri döndüğünde göz temasından kaçınmaya devam etti.

"Çok özür dilerim!" dedi. Masayı hızlıca sildi, bu sırada yüzünde kırmızı benekler beliriyordu.

"İçeceğinizi alacağım. Gerçekten bunu yapmak istememiştim çok üzgünüm. Ben..."

"Hey, sorun değil!"

Baekhyun ilk kez konuştuğu adama baktı ve pişmanlık duydu çünkü hepsi aniydi ve kafası karışmıştı. Adamın kalıbından korkmuştu ve bir o kadar da tatlı olmasından. Kelimelerle cebelleşene ve kendine hakim olana kadar üç saniye ağzı açık kaldı.

"Gerçekten çok üzgünüm." Bir kez daha dedi.
"Benim sandım ve ben... Yani aslında koyu, son derece koyu kahve içmem bu kötü alışkanlığım için boş konuşmamalıyım... Hijyenik değil biliyorum... İğrencim... Ben-"

Baekhyun alt dudağını ısırdı. Çok konuşuyordu, bu kafeinin suçuydu aynı zamanda çok heyecanlanmıştı.

Adam yarım bir gülüşle omzunu silkti. "Dediğim gibi endişelenme, içeceğim oraya koymamalıydım. Sanırım aynı hatayı ben de yapardım."

Baekhyun dudaklarını büzerek ona şakacı ve şaşkın bir bakış attı.

"Gerçekten mi?" İnanmadan kıkırdayarak sordu. Bunu yapmasındaki en iyi sebep büyük ihtimal utançtı ve bunun hakkında şaka yapmasıydı.

"Her şeyi senin gibi etrafa saçmazdım ama... Evet."

Esmer olan kullanılmış peçeteleri topladıktan sonra kafasını iki yana salladı.

"Yemin ederim aslında etrafa çok saçmam!" Dedi ne dediğini fark etmeden önce.

"Yanlış oldu yutar- Bekle hayır! Yani Bunu demek istemedim. Çok üzgünüm sadece kahvemi bu şekilde etrafa püskürtmem ama ben sadece başka bir şey daha atıfta bulunduğum için konuşmaya devam ediyorum. Yani bilirsin ben..."

"Hayır. Sorun değil ne demek istediğini biliyorum."

Bu resmi olarak haftanın en kötü günüydü ve Baekhyun eve gidip başka bir dizi izleyip (alem yapıp) bütün olayı unutmak istedi ama nedense iyi bir şey bütün günün negatifliğini dengeleyecek gibi geldi.

Nefes verip omuzlarını serbest bıraktı. Dudaklarını düz bir çizgi haline getirdi.

"Teşekkürler... Bunun için üzgünüm eminim ki önemli bir şey yapıyordun."

Arkasından bilgisayarına baktı, uzun boylu oğlan tekrar omuzunu silkti.

"Sadece boşluk dönemini inceliyordum. Pek önemli bir şey değil."

" Eğer öyle diyorsan... Dinle! Başka bir içecek alabilir miyim? Biliyorum harcadığım tutarsız, saçma zamanı düzeltmeyecek ama bu beni daha çok rahat hissettirecek."

Bekledikten sonra Baekhyun adama nasıl hitap edeceğini düşündü... Ve aklına geldi. Ne yazık ki yanlış zamanda geldi ve ikisi de aynı zamanda farklı cevaplar verdiler.

"Dev çocuk!"

"Elbette. Sanırım..."

Birbirlerine baktılar Baekhyun elini yüzüne kapatmak istedi. Bunun yerine nefesini tuttu ne olacağını bilmiyordu ama bekledi.

Sonunda dev çocuk ilk adımı atarak gülümsedi, Baekhyun gülümsemesine katkıda bulunamadı.

"Özür dilerim. Öyle düşünüyordum ve bir anda..."

"Ağzından çıkıverdi."

"Evet!"

"Kötü bir alışkanlık gibi görünüyor bazıları hijyenik değil," dedi. Yanıltıcı şaka yalnızca biraz gülümseyerek sonlandı. Baekhyun birbirlerine bakmaları ardından "Sanırım sana buzlu bir bardak kahve daha sipariş veriyorum. Kahve için ismini ne söyleyeyim?" Dedi.

Hayatın bir amacı vardı ve bir an gözleri sabit kaldı. Diğeri tarafından hafızalaştırılmışken içinde bir şey tıklandı, o gün onunla buluşması gerektiğini biliyordu.

"Park Chanyeol."

1460 || CHANBAEKWhere stories live. Discover now