Bölüm 1

53 10 3
                                    


1. Bölüm

Mavi

Kulağımda müziğimle mutlu bir şekilde genellikle müstakil evlerin olduğu sokaktan geçerek evime doğru ilerlerken kafama çarpan sert bir nesneyle bilincimi kaybettim. Müziğimi dinlerken neden insanlar beni bir türlü rahat bırakmıyorlar ki anlamıyorum.

Başımdaki ağrıyla ne olduğunu anlamaya çalıştım. En son ne olmuştu? Ah, hatırladım, en son ufak bir marketten dondurma alıp evime doğru ilerliyordum. Peki ya sonra? Kafamdaki ağrıdan dolayı elimi kafama koyup gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Çevreme bakındığımda içindeki eşyaların yeşil ağırlıkta olduğu bir odada olduğumu fark ettim. İçindeki eşyaların hepsi pahalı markalardandı. Ağzımın kuru olduğunu fark edince su içmek için yataktan kalkıp evin koridoruna girdim. Beni bağlamadıklarına göre bana zarar vermek gibi bir amaçları yoktu. Koridordan ilerlerken mutfağı bulmak için odalara tek tek bakıyordum. Sonunda mutfağı bulunca önce dolapta su varmı diye baktım ama yoktu bende dışarda duran sürahiden dolapları arayarak bulduğum bardağa su doldurup suyu kafama diktim. Bardağı yerine koyarken kafama gelen sert olmayan darbe ile kafam hafifçe öne doğru eğildi ve vuran kişi aniden bağırmaya başladı. Başımın ağrıdığını bilmiyor muydu bu can sıkıcı kişi?

"Kızım sen manyak mısın? Ne diye karşılık vermedin? Öyle bir şeyle sana zarar veremeyeceğimden o kadar emindim ki olabildiğince sert vurdum! Ya kafan falan kırıls-" masada duran sebzelerden bir tanesini ağzına sıkıştırıp mutfağın dışına ilerlemeye başladım.

"I was bored, senin yerine beni öldürmeye falan çalışan birini görseydim daha çok mutlu olurdum, şimdi kendine açıklama yaptırttıktan sonra susacak mısın biraz? Tahmin edebileceğin gibi kafam ağrıyor. " deyip tepkisine bakmadan çıktığım odaya geri girdim.

__________

Uyandığımda hava kararmaya başlamıştı. Odadan çıkıp Yeşil'i bulmak için evde biraz dolaştım. Yeşil onun gerçek ismi değildi ama kendini fazla filmlere kaptırdığı için kendisine 'Yeşil' diye seslenmezsek biz orada yokmuş gibi davranıyordu ve kendince bize de farklı renklerle takma isim koymuştu. 

Flashback

Adamın kafasına silahı dayadığımda bana korkuyla bakıp,
"Sen Mavi misin? " diye sormuştu. Ona kaşlarımı kaldırdım.

"Benim, patronum ve adamlarının arasında olan bir şeyi nereden biliyorsun?" diye sorduğumda söyleyeceklerini düşünürmüş gibi bakarken cevap verdi.

"İnsanların arasında bir efsane dolaşıyor. Birisi varmış, dünyayı yok etmek istiyormuş, en sevdiği rengi mavi ve dünyayı yok etme yolunda giderken, insanları öldürürken, sürekli mavi giyiyormuş. " en başta böyle saçma bir efsanenin nasıl yayılmış olabileceğini düşüşünsem de bunu yapanın Yeşil olduğunu anlamak çok uzun sürmedi tabii ki. Yeşil'den daha mantıklı bir efsane beklenemezdi zaten. Gözlerimi devirip karşısında bağdaş kurarak oturdum ve hepsini tek tek açıklamaya başladım. Kim böyle saçma bir efsaneye inanırdı ki?

"İlk olarak dünyayı yok etmekle hiç mi hiç ilgilenmiyorum, müziğim benimle olduğu sürece dünya yok olsa da olmasa da fark etmez benim için. İkinci olarak maviyi müzik ile aynı harfle başladığı için seviyorum. Ve son olarak mavi kıyafeti Yeşil'in, benimle aynı işi yapan biri, tehdidi ve fazla ısrarıyla kafamı yediği için giyiyorum. Yani korkmanı gerektirecek bir şey yok. " deyip, her ne kadar yüzümde maske olduğundan göremeyecek olsa da, gülümsediğimde gözleri umutla dolmuştu.

ANKA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin