1- WD 40 almaya çıkmıştım, gökten düşüverdin.

2.5K 194 658
                                    

Baekhyun 23.10

Her gece olduğu gibi o gün de gözlerine yansıyordu parlak yıldızların şahane ışıltıları. Gözleri parlıyordu beni görünce. Ona inanmıştım ve ona ilkimi verdim. En güzel gecemi yaşattı bana. Ben yıldızların altında onun oldum. Biz mutluyduk ve ben sadece onun yanında kalmak istiyordum. Ama yaklaşık iki ay sonra bana buruşuk bir kağıt bırakarak gitti. Yüz kırk yedi gündür yok.
Belki de sadece bir eğlence olsun diye öptü beni. Belki bir sevgilim var demek için sahip oldu bana. Emin değilim. Herkese inat sokakta yürürken elimi tutan adam bir hiç için sahip olmazdı bana. Yani öyle umuyorum. Bugün yüz kırk yedinci gün ve ben daha fazla dayanabileceğimden emin değilim.

Klişe mi?

Yo.

Elimde tuttuğum kalemi masaya fırlatarak günlüğümü kaldırıyorum. Biraz sıkıcı. Monoton hayatım, sıkıcı.

Ben deli miyim? Hayır. Sadece hayallerim var. Gerçek olan şeyler istiyorum. Ama her şey sahte. Gittiğim doktorun kullandığı gözlük mesela. Takıntım yok, hayır. Sadece dikkat ediyorum. Cidden sahteler. Aynı doktorun beni görünce yüzüne taktığı gülümseme? Sahte. Ben nerden anlıyorum? Belli mi ediyor. Hayır.. Sadece görmemem gereken şeyleri görüyorum. İnsanların hastalık olarak gördüğü bu şey, beni farklı yapıyor.

Sorunum psikolojik değil. Asla. Kimse anlayamaz.

Gözlerimi kırpıştırarak tavana bakıyorum. Bakışlarım biraz sonra televizyona kayıyor. Televizyonumdan açtığım müzik giden internetime değiyor mu? Ya da edindiğim sahte ilişki zamanıma?

Ben emin değilim. Onunla olan ilişkim sahte miydi gerçek miydi bilmiyorum. Kafam karman çorman. Her yerden bir şeyler çıkıyor.

Masaya attığım kalemin duvarı çizdiğini fark edince yandaki çekmeceden hızla bir ıslak mendil çıkarıp sıcak yatağımdan kalkıyorum. Takıntılı değilim. Orası öyle kalırsa uyuyamam.

Mendili ayarlayıp duvara bastırıyorum. Çıkmıyor. "Nasıl çıkmaz?" Sinirle mendili atıp telefonumu elime alıyorum. Leke çıkmadığı için sinirliyim.

Google'ı açtığımda parmaklarımı oynatıyorum.

Duvardaki leke nasıl çıkar?

Sinirliyim.

WD 40? Markette var mıdır ki?

Oflayarak üstüme uzun montumu alıyorum. Cebime yaklaşık yüz lira civarı bir para atıp televizyonumu kapıyorum. Arkaya doğru esniyorum ve gözlüklerimi çıkararak anahtarımı masamdan aldıktan sonra çekmecemi kapıyorum. İçimde bir his var. Patlayacakmış gibiyim. Kalbim sıkışıyor ve heyecanı hissediyorum. Ama sakinim.

Bahçeye çıktığımda aldığım çimen kokusuyla kaşlarım çatılıyor. Yağmur mu yağmış? Kafamı gökyüzüne çeviriyorum. Karanlık havaya rağmen gri bulutlar belli oluyor. Gördüğüm ışığın ardından bir süre sonra gök gürlüyor. Dudağımı ısırıyorum. Birden çiselemeye başlayan yağmurla hızla kapüşonumu kafama çekiyorum. Bahçe kapısını açıp çıkıyorum ve kapadığımdan emin oluyorum.

Başlıyor. Başlayacak. Değişeceğim. Yine ve yine unutamadığım şeyleri hatırlayacağım. Belki son kez. Ya da her gün yaptığımdan daha farklı.

Yıldız Tozu | ChanBaek √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin