HER ŞEYİ BİLEREK YAŞAMAK.

1.3K 210 201
                                    

"Beyaz çizgi üzerinde sıralanın çocuklar." Uzun topuklu ayakkabılarıyla taş zeminde tok ses çıkartan öğretmenimizin belirttiği eski, gri zeminde yok olmaya başlamış beyaz çizgiye baktım. Her yıl yaptığımız gibi geçmişte kendimize yazdığımız mektupları okuyacaktık. Her sene farklı yaş gruplarının okuduğu herkesin hayatında bir kere şahit olacağı bir dönem içerisindeydik.

23 KASIM 2017

Aylardan Kasım olduğu için sararmış yapraklar ufak esintiyle yerden yükselip bize doğru uçmaya başladılar. Rüzgarla karışan saçlarımı geriye doğru attığımda saçlarımın arasında kalan yaprağı elime aldım. Yarısı hala yeşil kalan yaprağın sarılaşan yerleri kurumaya başlamıştı. Sonraki esintiyle yaprağı avucumun içine alıp uçup özgür kalması için gökyüzüne doğru üfledim. Havalanan yaprak kendi etrafında birkaç tur dönerek yavaşça gri taşlı zemine düştü.

"Lethia sıra sende tatlım. Gel ve minik ellerinle kendine yazdığın o mektubu oku." Yazdığım cümlelerin her harfini her gün kendime tek tek tekrar ettiğim için ezbere biliyordum. Yine de diğerleri gibi mutlu gözükmeye çalışıp öğretmenimin yanına gittim.

Lethia HILL

Mektubunu alan her öğrenci için tek bir sınıf ayrılmıştı. Herkes mektubunu alıp kendi sınıfına doğru ilerlerken sevinçli ve mutlu olanlar önden koşarak gitmeyi tercih etmişti. Ben diğerlerinin aksine yavaş adımlarla sınıfıma ilerlerken mektupta yazdığım her kelimeyi tekrar zihnimde okuyordum.

12-D

Bana ayrılan sınıfın kapısını açıp dağınık halde bırakılmış ağaç desenli sıraların arasına doğru ilerledim. Cam kenarında en arka sıralarda bir yer seçip oturdum. Soğuk sıra bacaklarıma değdiğinde mektubu sıranın üzerine koyup birkaç saniye bakmayı tercih ettim. Kapalı cama vuran rüzgar uğultularını dinlerken mektubu sanki daha önceden açılmış gibi kolayca açıp içinden yazdığım kağıdı çıkardım.

Kağıda bir süre yabancı gözlerle baktım. Başkasının kağıdıyla karışmasının ihtimali bile olamazdı. Gri kenarları yıpranmış, yırtılmış kağıdı katlandığı yerlerinden açıp içindeki düzenli eğik yazıya göz gezdirdim. Benim yıllar önce yazdığım turuncu kenarlı kağıttan farklı bir kağıttı.

Lethia, şu an çok şaşırmış olmalısın.

Haklısın...

Bu mektubun içinde geçmişte yazdığın düzensiz, kendinden emin olmayan bir kızın kelimelerini beklerken gelecekte sana ulaşmaya çalışan düzenli, kendinden emin bir kadın yazıyor.

23 KASIM 2037

Şu an 37 yaşındayım. Bunu anlamakta güçlük çekebilirsin, ben de bu kelimeleri sana yazarken fazlasıyla güçlük çekiyorum.

Bu mektubu sana şu an içerisinde bulunduğun okulun yıllar sonra tımarhaneye dönüşen soğuk duvarlarının içinden yazıyorum.

Gözlerimi mektuptan ayırıp boş sınıfın sessiz duvarlarına bakındım. Bedenimin korkudan soğuklaştığının farkındaydım.

Sen bu satırları okurken ailen yanmakta olan evin içinde can veriyor. Yaşadığınız evin yanındaki petrol birden patladığı için tüm mahalle şiddetli bir alevle yanmaya başladı. Yangını söndüremiyorlar Lethia. Savrulan rüzgar, alevi tüm şehre yaymaya başladı.

Şehir saatler sonra moloz yığınına dönecek. Kaçmalısın. Tek çaren kaçmak Lethia.

Aileni kurtaramadığın için üzgünüm. Bu mektubu sana daha önce gönderemediğim için üzgünüm.

Eğer orada kalmaya devam edersen yaşayan sınırlı kişiler arasında kalacaksın ve yabancı ülkeden gelen hainler tarafından esir alınacaksın. Kaçman lazım Lethia. Bunu ikimiz içinde yapman lazım.

Kaç ve bizi kurtar.

Açık camdan içeri sızan duman kokusu burnumu yaktığında yaşaran gözlerimi yakan dumanı bir kere daha içime çektim. Ailem, onlar ölmüştü. Onlar gerçekten ölmüştü.

Dumanları içine çektin değil mi? Onları hissettin. Kaç Lethia, kaç kurtul. Eğer kaçmazsan gelecekte seni bu soğuk duvarların içinde pişmanlıkla bekliyor olacağım.

Okuluna yakın limandan kalkacak olan son sefere yetiş. Hala vaktin var. Koş ve bu pişmanlıktan bizi kurtar.

Elimdeki mektubu okumayı bırakıp dağılan gri dumana baktım. Hızla yerimden kalkıp gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. Gitmeliydim, buradan gitmeliydim.

Ağzımdan kaçan ufak hıçkırık her şeyin saçma olduğunu hatırlatırken yanık dumanı bir kere daha ciğerlerime kadar çektim.

Koşarak okulun bahçesine çıktığımda görüşümü engelleyen gözyaşlarımı bir kere daha sildim. Öğretmenimin şaşkın gözlerle bana baktığını fark ettim, bakışlarımız buluştuğunda koşmaya başlayıp çıkış kapısına doğru ilerledim.

"Lethia dur, Lethia sorun ne?"

Mektubu elimde iyice sıkarken limandan kalkan son geminin düdük sesini duymuştum. Kalkmasına az kaldığını haber veriyordu. Karşıya geçecekler hızla limana doğru koşarken acele eden insanların arasından hızla geçmeye başladım. Yüzüme vuran rüzgar dumanları ters yöne itiyordu. Burnuma kesik kesik gelen dumana kafamı çevirip baktım. İki katlı evimizin alevler içinde kaldığını hayalime getirdikçe hıçkırıklarım yükseliyordu.

Herkesi iterek geminin merdivenine hızla adımımı attım. Gemi limanda son kez düdüğünü çaldığında birazdan kalkacağını haber veriyordu. İçeride boş bulduğum ilk yere oturup camdan dışarı baktım. Geminin çalışan motorunun sesini duymuştum. Deniz motorun çalışmasıyla dalgalanmaya başlamıştı. Kısa süre sonra hareketlenen geminin buğulu camına elimi dayadım. Dumanlar gittikçe koyulaşırken denizde ilerlemeye başlamıştık. Elimdeki kağıdı iyice sıkarken yükselen dumanın kokusunu son kez içime çektim.

"Affedin beni."

LETHIAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt