Taste Me (One Shot)

75 2 0
                                    


"...İnsanlar yaşamları boyunca hep bir şeyleri kafalarına takarak yaşarlar. Bazıları maddi durumlarını, bazıları dış görünüşlerini, bazıları da güçsüz yönlerini... Güçlü yönlerini ne kadar ön planda tutmaya çalışırsan çalış, zayıf yönlerin bir kez olaya dahil oldu mu toparlaman zorlaşacaktır. Elin ayağına dolanmış bir şekilde kaderine mahkûm edilmeye bırakılmışsındır çünkü."

Kapının tıklatılmasıyla okuduğu kitabın kapağını hemen kapadı ve kilitli çekmesine tıktı. Hışımla ittirdiğinde çoktan içeri girilmiş ve her zamanki köşesinde yerini almıştı.

"Toplantınız birazdan başlamak üz- "

Sinirden dişlerini sıkarak elini masaya vurdu ve ayağa kalktı. Karşısındaki kız korkuyla geri çekildi ve dosyasını yüzüne doğru tuttu. Masadan yayılan ses dalgaları hala kızın kulağında çınlıyordu.

"Sana kaç kez şu kapıyı... ben gir demeden açma dedim? KAÇ KEZ DEDİM."

Kız tekrar birkaç adım geriye gitti ve nefesini sıkıca tutarak içinden saymaya başladı. Bu tekniği ilk zamanlar bilmediğinde, lafını kesercesine kendini savunmaya çalıştığında hatta ağladığında korkunç bedellerle ödemişti. Artık alışılagelmiş olan bu olay onu korkutmuyordu. Tabi hafif göz dolması ve bacak titremesi korkuya dahil değilse.

"Ah her neyse. Bırak dosyayı masama ve toplantıyı ertelediğimi söyle." Sandalyesini ittirerek pencereye doğru ilerledi. Jöleyle kaldırılmış saçlarının üstünden tekrar eliyle geçti ve poz verircesine dışarıdaki insanları izlemeye koyuldu. İçindeki bu öfke, hırs ve soğukluğu tek bir şey yatıştırabilirdi. Güzel bir öğle yemeği. Derin nefes aldı ve arkasına dönerek sekreteriyle göz göze geldi.

"Sen hala burada mısın?" Kız yutkundu.

"Toplantıya katılmayacak mısınız? İzin yazmamı ister misiniz?" dedi kız tekrardan çekinerek. Adam ise dudaklarını ıslatarak nadir görünen sırıtmasını takındı. Kafasını sağ sola sallayarak masasına ilerledi ve tek tuşla halkla ilişkiler müdürüne bağlandı.

"Sekreterimin istifasıyla ilgilenirseniz sevinirim."

***

Ayakkabısının uçları dışarıda kalacak şekilde yüzünü döndü denize. Kollarını açtı ve esen melteme karşı koymaya çalışırken buldu kendini. Saçlarının jölesi çözülmeye yüz tutmuştu bu yüzden sürekli elleriyle düzeltmesi gerekiyordu. Çalan telefonunu cebinin iç kısmından çıkardı. Kaçıncı arayıştı bu? 15? 20? Telefonunu kapadı ve aldığı yere koydu yavaşça ilerlerken. Küçüklüğünden beri en zevk aldığı şey sokak satıcılarının olduğu bu koyda yürümekti. İnsanların samimiyeti, sinir bozucu işler, gereksiz sorular, hiçbiri yoktu. Belki de bu sinir hastalığının en büyük sebebi küçüklüğünden beri şirket ortamında vakit geçirmesiydi. Daha 16 yaşındayken babasının zoruyla başlamıştı ve o zamandan beri bir kez olsun kendine vakit ayıramıyordu.

"Bunu bana neden yaptın baba? Neden? Neden istediğim basketbol kursuna göndermedin beni? Neden arkadaşlarımla gezip tozmamı istemedin? İşte bu yüzden seni bir daha asla affetmeyeceğim."

Aklına gelenlerle gözlerini sımsıkı kapadı ve denizin sesini dinlemeye çalıştı. Yavaşça etrafına dolan bu koku şimdiden onu rahatlamaya yetiyordu. Böyle güzel bir yemek kokusunun ayrılmaz eşi de tabiki karın gurultusuydu. Kokuyu takip etmişti ama geldiği yer ona göre fazla "ucuzdu". Böyle bir yerde yemeyeli ne kadar olmuştu kim bilir. İçeriye adım attığında kapının üstündeki çan sesli bir şekilde vurdu.

Dostali jste se na konec publikovaných kapitol.

⏰ Poslední aktualizace: Dec 11, 2017 ⏰

Přidej si tento příběh do své knihovny, abys byl/a informován/a o nových kapitolách!

Taste Me | (Lee Junho x OC)Kde žijí příběhy. Začni objevovat