KAPI KOMŞUM

420 11 0
                                    

Kerem beni bir şey konuşmak için kantine çağırdı. Ne diyeceğini çok merak ediyorum. Hızlıca kantine gittim. Kerem ve ben yaklaşık 1 haftadır eskisi gibi değildik.Bana çok soğuk davranıyor.Kerem yine her zaman ki masamızda oturuyordu. Yanına doğru ilerledim. Arkasından yanağına bir öpücük kondurarak

''Gellldiiim canımmmm''

dedim. Olabildiğince neşeli gözükmeye çalışıyorum. Ama onun bu üzgün hali içimi acıtıyor. O kadar çok seviyorum kii..

Kerem konuşmaya başladı

''Ben ayrılmak istiyorum''

Ben ayrılmak istiyorum

Ben ayrılmak istiyorum

Beynim uğuşmuştu. Sanki öldüm beni gömmeyi unuttular. Bu kelimeler beynimde yankılanıyordu.Anlamamazlıktan gelmek istedim.

''Anlamadım''

''Duydun işte ayrılmak istiyorum''

Gözlerimin donduğunu yanaklarımın kızardığını hissedebiliyorum.

Gözümden akan bir kaç damla yaşa aldırış etmeden devam ettim

''Niye!'' 

sesim biraz yüksek çıkmıştı sanırım. Kantinde oturan bir kaç kişi dönüp bize baktı.

''Çünkü başkasını seviyorum''

Bu kelimelerle daha çok yıkılmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Gözümden delicesine akmak isteyen yaşları serbest bıraktım. Ben ağlarken Kerem masadan kalkıp gitti. 

Bu kadar mıydı? Gerçekten herşey bu kadar mıydı?

Sınıfa doğru hızlıca ilerledim. Allahtan daha öğretmen gelmemişti. Hızlıca çantamı aldım. Arkamdan duyduğum tanıdık sesle irkildim.

''Cereeen?!! Noldu? Çok kötü görünüyorsun''

Bu ses en yakın arkadaşım hatta benim için arkadaştan öte olan Oğuz'a aitti.

Hızla Oğuz'un yanına gidip sarıldım. 

''Ayrıldık''

Oğuz hiç bir şey demeden sınıfa gitti. Sınıftan çıktığında elinde çantası vardı.

''Bende geliyorum'' 

Gerçekten biriyle dertleşmeye çok ihtiyacım vardı.O yüzden dolayı bu sözlerine hiç itiraz etmedim.

Kolunu omzuma attı. Yağan yağmura aldırış etmeden hızlı adımlarla okuldan çıktık.Okuldan baya uzaklaştığımızda kenardaki kaldırıma attım kendimi

''Oğuz nasıl oldu? Ben onu bu kadar çok severken o nasıl başkasına aşık oldu?'' 

Göz yaşlarım yağmurla karışmıştı. 

Oğuz sakin bir şekilde yüzümü ellerinin arasına alarak

''O kaybetti''

dedi. Ben bu sözden sonra sadece kafamı salladım.

Oğuz elimden tutarak beni kaldırımdan kaldırdı.

''Ben seni eğlendirmenin yolunu biliyorum prenses''

diyerek kolumdan çekiştirmeye başladı.Bana sürekli prenses diyor ama hoşuma gitmiyor değil yani. Biraz yürüdükten sonra lunaparkın önünde durduk.

''Ciddi misin?'' dedim.

''Hemde baya ciddiyim'' diyerek gülümsedi.

Kankam diye söylemiyorum kendisi oldukça yakışıklıdır ve gülünce çok acayip tatlı olur.

''Evet prenses hangisine binmek istersin''

''...''

''Peki ben hepsine bilet alıyorum o zaman bekle beni'' 

yine aynı gülümsemesini yaparak yanımdan ayrıldı.

Bu arada yağmurda durmuştu ama hava oldukça soğuktu.

Oğuz yanıma geldi

''Dönme dolaptan başlıyoruz o zaman'' dedi.

Dönme dolaba bindiğimizde adama biletleri uzattı bir de kulağına bir şey fısıldadı

''Noldu ne söyledin''

''Anlarsın şimdi'' 

Dönme dolap çalışmaya başladı. Tam en yukarıya geldiğimizde aniden durdu.

Oğuz bana dönüp konuşmaya başladı.

''Prenses.. bak sen benim için çok değerlisin. Herkes gitse bile ben hep yanında olurum senin. Seni bırakmam, istesemde bırakamam zaten. Ceren ben seni seviyorum.''

Bir saniye duyduklarım gerçekmiydi. Şok olmuş bir vaziyette Oğuz'a bakmaya devam ettim.

Oğuz aşağıda duran adama işaret yapıp dönme dolabın çalışmasını sağladı. Dönme dolap durduğu anda aşağıya indim. Oğuz'la bir kelime bile konuşmak istemiyordum. Hızlıca lunaparktan çıkarken kulumdan birinin tuttuğunu hissettim arkamı döndüğümde bu Oğuz dan başkası değildi.

Konuşmaya başladı

''Ben....ben dostluğumuzun bozulmasını istemiyorum. Daha fazla içimde saklamak istemedim. Bi de Kerem'den ayrıldığını duyunca söylemeye karar verdim'' dedi.

''Bu dostluğu sen bozdun'' diyerek hızlıca yanından uzaklaştım.

Gerçekten 1 gün için oldukça ekşınlıydı yaşadıklarım. Sevgilimi ve en yakın arkadaşımı 1 gün içinde kaybetmek zorunda mıydım? Hızla evin sokağına girdiğimde bir çocukla çarpıştım.

Çocuk oldukça yakışıklıydı. Bildiğin biscolata erkekleri gibiydi.

''Siktir!!'' diye bir küfür savurduktan sonra yere eğildi.

Ben bir yerdeki telefona bir de çocuğa bakıyordum. 

Telefon resmen benim telefonumun 3 katıydı. Çocukta tanıdığım bütün erkeklerin 3 katıydı resmen kasları falan baya iyiydi. Hemen sözleriyle kendime geldim

''Ne yaptığını sanıyorsun sen?''

''Ben bir şey yapmadım''

haksız olduğumu bile bile kendimi savunuyordum. Sonuçta dalgın dalgın yürüyen bendim.

''Neyse önemli değil'' diyerek yoluna devam etti.

Yok artık önemli değil mi?

Cidden önemli değil dedi

O düşen benim telefonum olcaktı var ya 3. dünya savaşı çıkarırdım.

Hızlıca apartmana girdim. 

Kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Ceren 17 yaşındayım. Özel Güzel Sanatlar Lisesinde okuyorum. Ailemle birlikte yaşamıyorum. Nasıl oluyor diyorsanız açıklıyım hemen. Bu lise İstanbul da biz ise Aydın da oturuyorduk. Sınavların olduğunu duyunca katılmaya karar verdim. Ailemle uzunca tartışmalardan sonra sınava izin vermişlerdi. Sınavı kazanıncada fazla sıkıştırmadılar. Çünkü gerçekten istediğiimi biliyorlaardı. Öyle işte.

Asansörden çıktım. Kapının önüne geldiğimde karşı daireye birilerinin taşındığını farkettim. Uzun zamandır o daire boştu. 

Bugün yaşadıklarım bir anda gözümün önünden geçti.

Kerem'le ayrılmamız. Oğuz.'un ilan-ı aşkı. Ve o biscolata erkeği. Biscolata aklıma gelince sırıtmama engel olamadım çocuk harbi baya iyi yakışıklıydı.

Bunları bir günde yaşadığıma inanamıyorum. Hızlıca eve girip kendimi yatağa attım.

KAPI KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin