one

1.9K 166 129
                                    

Kore'de ki eğitim sistemini bilmediğim için Türkiye'nin eğitim sistemine göre ayarladım.

•••••

PARK JİMİN

Kollarımı birbirine dolamış sıraya koymuştum, kafamı ise kollarımın üzerine koyup tahtaya çıkıp şiir okuyan sınıf arkadaşlarımı izlemeye çalışıyordum.

Evet çalışıyordum çünkü gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. 12. Sınıftım ve dil bölümündeydim. Hoca ise ödev olarak bizden istediğimiz bir tane ingilizce şiiri çevirip sınıfta okumamızı istemişti.

Tanrı aşkına başka ödev mi yoktu?

Okuma sıram daha gelmemişti ve büyük ihtimalle gelene kadar uyuyacaktım. Herkes çok sıkıcı okuyordu.

Kapanmak üzere olan gözlerimi zorlukla açıp kırpıştırdım. Başımı yanımda oturan Hoseok'a çevirmiştim. Onun da benden bir farkı yoktu.

Hoseok'u dikizlemenin daha sıkıcı olduğu konusuna varıp başımı eski hâline getirdim ve kapanan gözlerime bu sefer engel olmadım.

Ta ki o isime kadar.

"Park Chae Young."

Hocamızın bağırdığı ismi umursamadım ve gözlerimi açmadım. Herkes gibi o da sıkıcı okuyacaktı ve uykum daha çok gelecekti.

Kısaca dinlemeye değmeyecekti.

Yağmuru seviyorum diyorsun,
Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...

Gözlerimi açıp kafamı sıradan kaldırdım. Uykum, o kızın ses tonundan sonra açılmıştı. Dik bir oturuşa geçtim ve az önce şiiri okuyan kıza daha dikkatli baktım.

Rüzgarı seviyorum diyorsun,
Rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...

Gözlerimi kırpıştırdım. Ellerimin terlediğini hissediyordum, karnım kasılmıştı ve içimde garip bir duygu oluşuyordu.

İşte bu yüzden korkuyorum;
Beni de sevdiğini söylüyorsun...

Son yeri söylerken gözlerimiz kesişmişti. Bu çok kısa bir andı, bir saniye bile sürmediğine emindim.

Fakat o, o çok güzel okumuştu.

Ses tonu, kelimeleri kullanma şekli...
Cidden mükemmel okumuştu.

Büyülenmiş gibi onu izlerken sınıf çoktan alkışlamaya başlamıştı. Birkaç kişi de ıslık çalıyordu fakat ben, sadece izliyordum.

"Şiiri yazan kişi William Shakespeare. Şiirin ismi ise I'm Afraid yani Korkuyorum demek."

Yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti, ses tonunu duyduğumda ise zaman durmuş gibiydi. Sadece sesi ve gülüşü değil; gözleri, biçimli kaşları, kulağının arkasına sıkıştırdığı bir tutam saçı, pembeleşmiş yanakları ve az önce ki alkışlardan sonra utandığı için hafif eğdiği başı.

"Güzel okudun Chae Young, yerine geçebilirsin."

Chae Young.

Hocamızın lafından sonra Chae Young başını sallayıp sırasına doğru adımladı. Gözlerimi bir an olsun üzerinden çekemiyordum. Daha önce onu hiç fark etmemiştim, hatta aynı sınıfta olduğumuzun farkında bile değildim.

Üzerinde gezdirdiğim gözlerimi hissetmiş olmalı ki sırasına oturduktan sonra bana bakmıştı. Yavaşca yutkunduğumda gülümseyip önüne dönmüştü.

Ben hâlâ ona bakarken koluma dokunan elle başımı sağa sola sallayıp elin sahibine bakmıştım. "Hey, iyi misin Jimin?" Hoseok bana endişeyle bakarken başımı evet anlamında sallayıp eski pozisyonuma döndüm.

Gözlerimi kapatırken aklımda sadece şunlar dönüyordu;

Bir insan,
Bir şiiri
Bu kadar güzel okuyabilir miydi?

••••

Evet yeni kurgum.
Yine bir Jirose.
Aslında CİMH (child in my heart) kitabımın tek Jirose kitabım olarak kalmasını istemiştim ama çok ısrar ettiniz yeniden yazmam için ve ben sizi kıramam.

Umarım bu kurguyuda beğenirsiniz.

Sizi seviyorum bebeklerim, kendinize dikkat edin ve bu bölüm için cidden yorumlarınızı çok merak ediyorum, yorum yapmadan geçmeyin lütfen. ♡

I'm Afraid •JiRose•Where stories live. Discover now