Tanım

6K 56 9
                                    

    Büyük bir savaşın fırtınası çoktan esmeye başlamış ve bütün yıkıcı gücüyle geçtiği her yeri mahvederek üstlerine doğru ilerliyordu. Bu savaş diğer bütün savaşlardan farklıydı. Bu, Meleklerle Şeytanların içinde; sevgi, nefret, kin, intikam ve birçok şey için uğraşanların, son nefeslerine kadar kendilerini buna ve yaşam için adayan tanınmazların savaşıydı. Maalesef bu savaşta kazanan taraf olmayacaktı. En azından kehanet öyle buyuruyordu...

    "Sen benim küçük şeytanımsın ve ben de senin ateşinde yanacağım kendimden vaz geçiyorum sende cezalandırılmak için. Unutma ki o isim sana boşuna verilmedi ve hiçbir şey tesadüf değildi. Şimdi serbestsin ve büyüyeceksin, büyüdükçe güçlenecek güçlendikçe her yanı saracak, ateşlerin şehri olacaksın! Şimdi gitme zamanı geldi bebeğim. Seni güneşin doğmadığı bir sabaha, çiçeklerin gülücükle yüzünde açmadığı, nefesinin yaşamaya yetmeyeceği zamanda bile seveceğim. Kanatlarını açma vakti geldi artık."

Kirli bir şehir, kirli insanlar, kirli bir kız.

Bu kız öyle kirli ki sevdiğini öldürecek kadar!

Bu şehirde öyle bir ateş var ki

Şeytanca

Ateş o kadar candan ki

Aşık olunası, tapılası

Bu ateş öyle ki

Öldürücü

Sevdiğini bile...



   Merhabalar... Hoş geldiniz hikayeme. Öncelikli olarak belirtmek isterim ki okuduğum bölümden dolayı daha çok yabancı dillerle muhatap olduğum için yazım hatalarım ya da devrik cümlelerim olabilir maalesef ki. Kaldı ki lütfen bu hikayeyi normal bir dünya ütopyası olarak değerlendirmemeniz gerektiğini en başta söylemeliyim ki çok fazla mantık hatası bulunabilir hikayenin başlarında. Ama merak etmeyin hepsi birbiriyle bağlantılı bir şekilde ilerleyerek hikayelerin ileriki aşamalarında bunları elimden geldiğince açıklayarak havada kalan şeyleri toparlayacağım. Umarım okurken zevk alıp mutlu zaman geçireceğiniz bir hikaye olur. Hepinize musmutlu günler, öpüldünüz :*

Ateşlerin Şehri   (+18) I Devam Eden HikayeWhere stories live. Discover now