Kan Kana Çeker

881 42 11
                                    

   Kapıyı Eros' un arkasından kapattıktan sonra cebinden titreyen telefonumu çıkarıp kimin aradığına bakmadan açtım. Nede olsa bu saatte abimden başka kimse olamazdı.

"Napıyormuş benim küçük şeytanım bakalım?"

Hafifçe nefes vererek konuştuğu ses tonundan, gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Hiçbir şey, ne zaman eve geleceksin?"

Ayağımı hafifçe kapıya vurdum. Konuşurken ya da canımın sıkıldığı zamanlar bunu yapmayı seviyordum.

"Biraz daha işim var. Hem sana benim yokluğumu aratmaması için kaç zamandır çaldığım sevgilini gönderiyorum. Orkay bir kaç dakikaya evde olur."

Gözlerimi devirerek derin bir nefes alıyorum. Yine başına iş açtığını anlamamak için salak olmak gerekirdi. Benden sadece altı yaş büyük olmasına rağmen yüzyılların deneyimine sahip pis işler yapan bir adam gibiydi ve yirmi yaşında olmama rağmen halen babamla birlikte tam olarak ne iş yaptıklarını bilmiyordum. Tamam, yurt dışından ithal makine parçalar getiren bir şirketimiz vardı ama bu, her zaman yaptıkları illegal, pis işleri saklamak adına bir göz boyama olduğunu bilmemek için kör olmak gerekirdi. Ne de olsa kim bir ithalat şirketinin yüzüne bu kadar düşman elde edebilir ya da şehirde şeytan olarak anılabilirdi ki?

Bu durum gitgide sinirimi bozuyordu. Beni sürekli yalnız bıraktığı için sinirliydim. Ne zaman yardımına ihtiyacım olsa veya moralim bozulsa, dünyanın neresinde ne halde olursa olsun ne yapıp ne edip sorunumu hallediyor, beni güldürmeyi başarıyordu ama bu son zamanlarda birlikte o kadar az vakit geçiriyorduk ki! Hele ki son yedi sekiz aydır... Ayda birbirimizi sadece iki gün tam anlamıyla görebiliyorduk ve bu bana hiçbir şekilde yetmiyordu. Onun sıcaklığını ve şefkatini her zaman yanımda hissetmeyi, benimle uğraşmasını seviyor; sıcacık güvenli bir yuva olan kollarını etrafıma sarmasıyla oluşan o tarif edilemez hissi, verdiği mutluluğu her zaman yanımda kanlı canlı olarak hissetmek istiyordum. Kokusunu içime çekmeyi özlemiştim. Ondan başka ailem yoktu. Babam bile bana oldukça yabancı bir insandan farksızken abim tüm dünyamdı.

"Yeter artık! Seni özledim ve yalnız olmaktan bıktım. Sürekli işlerin var ve hiçbir zaman bitmiyorlar! Biri bitmeden bir diğeri başlıyor ve hayatında resmen ikinci planda gibiyim şuan. Bu durum sinirimi bozuyor."

Son kelimeleri boğazıma gelen yumrudan dolayı zar zor söylemiştim. Onun yanımda olmasına, varlığını hissetmeye ihtiyacım vardı. Bir dakikalığına bile yanımdan ayrıldığında özlüyorken sürekli ayrı kalmak içime bir huzursuzluk çöktürüyor, derin bir boşluk oluşturuyordu. Bu ayağıma bir kayayı bağlayarak derinliği son bulmayan bir denize atlamak gibiydi.

"Benim için hiçbir zaman ikinci plan olmadın, birinci plan olmayı bile geç ne kadar önemli olursa olsun hiçbir plan senden daha önemli değil biliyorsun bunu. Ben de seni çok özledim ve senden uzakta olmak benim de hiç hoşuma gitmiyor ama bu seferki durum diğerlerinden biraz daha farklı. Yapmak zorundayım, bazı şeylerin sırasında hafifçe kaydırmalar yapmak zorundayım. Çünkü bu berbat durumun daha da büyüyerek seni de içine almasına izin vermeden onu halletmem gerekiyor. Biliyorum benimle zaman geçirmek istiyorsun ki bunu bende çok istiyorum ve söz veriyorum geçireceğiz elimden geldiğince. Bu hayatta hiçbir şey seninle geçirdiğim zamanlardan daha güzel ve daha özel olamaz ama bunun için ilk önce bu işi bitirmem lazım; daha fazla birlikte geçirebileceğimiz zamanlar için. Bu süre zarfında hem özlediğin başka bir insanı daha fazla özlememen hem de güvende olduğundan emin olmam için Orkay' ı gönderiyorum. Senden ben yokken çok dikkatli olmanı ve Orkay' ın yanından ayrılmamanı istiyorum. Babam da zaten eve gelmiyor bu konuda rahatsız olmana gerek yok. Bence bu durumdayken fakülteye gitmemen daha mantıklı, dersleri zaten ne olursa olsun geçeceksin. Devamsızlığı sorun ederlerse ben hallederim zaten. Kapatmam lazım; seni çok seviyorum bebeğim ve Orkay kapının önündeymiş. Çok öpüyorum, güzel vakit geçirin."

Ateşlerin Şehri   (+18) I Devam Eden HikayeWhere stories live. Discover now