betrayal -1-

6.5K 206 532
                                    

Kitap boyunca eleştirilerinizi veya tepkilerinizi yorum olarak bırakmayı, her okuduğunuz bölümde mutlaka oy verdiğinizden emin olmayı unutmayın lütfen. Eğer kitabı offline okuyorsanız bile hızlıca tekrar internete bağlanıp oy vermeniz o kadar da zor olmayacaktır sanırım. Ayrıca ne olursa olsun kitabımı okumayı tercih ettiğiniz için teşekkür ederim.



Koşarak o sürtüğün çalıştığı şirkete girdim. Kafamdan dumanlar çıkıyormuş gibi hissediyordum. Hayatım boyunca hiç bu kadar sinirli olduğumu hatırlamıyordum. Pekala, genel olarak da pek sakin bir insan değildim fakat bu durum farklıydı, fazlasıyla farklıydı. Bir yandan sokakta mahvolmuş gelinliğimi tutmaya çalışırken diğer yandan da topuklu ayakkabılarım ayağımı acıtmasına rağmen ortalıkta koşuşturup bağırıyordum.

"Nerede o kadın? Nerede diyorum, nerede? Cevap versenize! Nerede?"

Herkes bana tuhaf tuhaf bakarken danışmadaki sarı saçlı kadın kendinden emin ama bir yandan da güvenli adımlarla yanıma yaklaştı. Sinir bozucu bir şekilde gülümsüyordu.

"Sakin olun hanımefendi. Kimi aradığınızı söylerseniz, yardımcı olabilirim."

O sinir bozucu ses tonuyla konuşurken elini koluma koyup beni sakinleştirmeye çalışıyordu, sanki işe yararmış gibi.

Hırsla elini ittim ve kadının yüzüne doğru bakarak hırsla konuştum.

"Ally sürtüğünü arıyorum."

Birkaç adım geriye attım ve başımı hafifçe yukarı kaldırıp etrafa bakarken boğazımı yırtarcasına bağırdım.

"Ally! Nerdesin?" Aptal kadın bana tekrar yaklaştı. "Soyismini söylerseniz eğer-"

Karşımda bu kadar sakin konuşmasına sinirlenerek böldüm ve bağırdım. "Ne soyadı be! Nereden bileyim ben? Koca götlü kevaşe! Nerede o? Aynı senin gibi sarışın, koca burunlu, çirkin. Ally! Neredesin?"

Kadın dayanamayarak benden uzaklaştı. Asıl çekilmez olan kendisiydi. Bana resmen ters ters ve küçümseyerek bakıyordu. Hah, bir de bununla mı uğraşacaktım? O anda içten içe düşündüklerim sinirlerimi kontrol edemememe sebep verdi, zaten son birkaç saattir sinirlerimi kontrol etmeyi pek başarabiliyor sayılmazdım. Ona elimdeki buketi sertçe fırlattım ve aynı anda da içeri bir koruma gelerek beni kolumdan pek kibar olmayan bir şekilde tuttu.

"Dışarı çıkar mısınız, bayan?"

Uzun boylu, iri yapılı ve kel bir adamdı. Onu tüm gücümle ittim. Benim de tahmin edemeyeceğim kadar sert bir de yumruk çaktım yanağına. Güvenlik görevlisi darbelerimden dehşet verici şekilde etkilenmese de afallamıştı.

"Kes lan sesini! Ben senin gibileri ikiye katlar yerim! Ally'i bulun bana Ally'i! Orospu Ally!"

Adam toparlanıp üstüme gelmeye başlarken var gücümle koştum ve asansöre bindim. Tam o da peşimden bineceği sırada kapılar kapandı.
Güldüm.

Zamanlama ve kaderin hastasıyım.
Bu gerizekalı kelin muhtemelen hemen ilk kata çıkacağını düşündüm. Ama ben en üst kata çıkıp aramaya ordan başlayacaktım. İşim daha kolay olabilirdi.
En üstteki tuşa bastım. Bu Ally kesin sekreterlik yapıyordur burada.
Başka iş yapamaz o.
Kaltak.

Sırtımı asansörün aynasına yaslayarak kata gelmeyi beklerken asansörde çalan sinir bozucu melodiye karşılık sinirlenip çığlığı bastım. O sırada bir 'ding' sesi geldi ve on beşinci katta kapı açıldı. Asansör'e siyah saçlı, hafif kısa boylu bir esmer adam bindi. Asansör tekrar 'ding' dedi ve kapıları kapandı. Her şey sinir bozucu ve garip bir şekilde yavaş, aynı zamanda sakindi. Adam bana tuhaf bakışlar atarken ona döndüm.

The Crazy Bride | H.S. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin