Karşılaşma

431 36 2
                                    

#Tartaros#

Yatağımın dibindeki kalorifere olabildiğince sokularak battaniyeye daha sıkı sarıldım. Çenem titreme raddelerinde geziniyor, başımdan tüm bedenime doğru yavaş yavaş bir ağrı ilerliyordu.

"Orkay, konuşurken yanımda sende vardın. Ne dediğini duydun. Aynı şeyleri tekrarlatma bana. Ne yapacaktım evden kovacak mıyım? Hem de dışarıda tipi başlamışken."

"Arabası var!"

"Dışardaki havayı görebiliyor musun? Nasıl araba sürecek bu havada geri? Hem sen niye bu kadar tepki veriyorsun ki? Benim evim benim misafirim. Buna ben karar veriririm."

Orkay' ın bu aşırı tepkisini bir türlü anlayamamıştım. Kendisini ilgilendiren bir konu değildi sonuçta. Ne de olsa birbirimiz için neydik ki? Sadece karşılıklı duyguları olan iki kişiydik ve ikimiz de her zaman başka kişilerinde olduğunu biliyorduk. O da ben de. Hadi ama... hayatındaki tek kadın olduğuma inanacak değildim ya. Elbette başkalarıyla birlikte oluyordu ve oluyordum. Şimdi kalkıp da Eros' u kıskanacak değildi ya? Bir dakika, kıskanıyor olabilir miydi? Benimle birlikteyken hiç bu kadar gergin olup oda da volta atmamıştı.

"Sen kıskandın mı?"

Duvara çarpmış gibi ani bir şekilde durarak şakın bir ifadeyle bana baktı. Hazırlıksız yakalanmış gibi şapşal şapşal bakıyordu. Evet kıskanmıştı. Beklemediği bir anda yüzüne vurulmasından kaynaklı boş bulunarak verdiği tepkiden her halükarda anlaşılıyordu. Kaşlarını çatarak elini saçlarına götürdü. Bu hareketin duygularını belli etmesinden kaynaklı bir iç savunma mekanizması olduğunu herkes bilirdi. Ve şimdi inkâr etme vaktiydi...

"Saçmalama, ben ve kıskanmak? Bunu düşündüğüne inanamıyorum bile."

Benden tarafa arkasını dönerek yatağa oturdu.

"Sen öyle diyorsan öyle olsun."

Zar zor acı içinde gülümseyerek polara daha da çok sarıldım. Ağrı resmen tüm vücudumu ele geçirmişti artık. Nefes alırken etim kaburgalarımın arasına sıkışıyor gibi oluyordu. Lakin şimdi vücudumda bir tanıdık his, sıcaklık daha yayılmaya başlamıştı. Hafifçe ve zevkle vücudumu acıtan o acıyı fark edebiliyordum ama vücudumu ele geçiren acının her saniye giderek daha da artmasından kaynaklı çok fazla hissedemiyor ve şuan beni iyi hissettirmiyor aksine ağrımın üstüne ağrı olarak geliyordu. Neyse ki birkaç saniye kendini hissettirdikten sonra geçti. Derin bir nefes alarak kalorifere biraz daha yaklaştım. Kendimi iğrenç hissediyordum. Sahiden niye o halde dışarı... Aklıma gelmesiyle birlikte kendimi daha da kötü hissettim. Bir insan bunu nasıl birkaç saat içinde unutabilirdi ve hala pişmanlık duymayabilirdi ki? Üstelik Orkay' ı da bu işe dâhil etmiştim. Şimdi ise ne yaptığını nasıl olduğunu sormadan hiçbir şey olmamış gibi konuşuyordum. İşin tuhaf yanı o da bunu çok takmıyordu.

Kapı birden açılarak kupayla Eros içeri girdiğinde dikkatim dağılarak ona baktım. Kendimi gerçekten kötü hissediyordum ve midem bulanıyordu. Sanırım bunu o da anlamış olmalıydı ki yüzündeki sahte gülümseme yerini ciddiyete bırakarak elindeki kupayı bırakıp hızlı bir şekilde yanıma geldi. Elini alnıma değdirmesiyle üstümdeki poları alarak beni tuttuğu gibi olduğum yerden kaldırdı. Çenem artık titremeye başlamıştı.

"Üşüyorum."

Poları alıp geri eski halime dönebilmek için kucağından inmeye çalıştığım anda bunu engelleyerek daha hızlı bir şekilde yatağa koydu. Gözlerimi artık açık tutacak kadar güçlü hissetmiyordum.

"Yanıyorsun resmen."

"Napıyorsun? Bırak Eros!"

Orkay' ın sesi çok uzaklardan geliyormuş gibi cılızdı ama sinirli tonunu hissedebiliyordum.

#Eros#

Sinirleri tepesine çıkmıştı. Kızın halini nasıl fark edemezdi? İçi ısınması için Tartaros' a nane limon yaptığı zaman yakınlıklarından kaynaklı yine onu hissetmişti. Ne kadar dirençli olsa da hissettiği acıyı çok fazla saklayamamış, hafifçe onu hissetmişti ve iyi olup olmadığını kontrol etmek amacıyla aşağı inmelerini bekleyemeden odasına gitti. Şimdi duruma bakınca daha önce gelmediği için kendini daha kötü hissediyordu. Kız resmen berbat bir haldeydi. Orkay bunu gerçekten nasıl fark edemezdi? Bir de güvenip yanındayken onu korur diye yaklaşmıyordu lakin bırak korumayı kızın daha dibindeki halinden bile haberi yoktu! Şuan o yüzüne geçirmeyi nasıl istiyordu canı ama kızla ilgilenmesi gerekiyordu.

"Gelmiş cidden bana çene mi yapıyorsun?"

"Ben ilgilenirim bırak."

"Gerçekten mi? Geldiğimde belliydi zaten ne halde olduğu. Hasta bakmayı bilmiyorsan çeneni de açıp burnunu sokma odadan çık. Şuan senin ne saçma kıskançlıklarının zamanı ne de yeri kavga etmek için. Çık şimdi soğuk suyla havlu getir bir an önce. Havale geçittireceksin az daha gelmesem."

Bundan sonra bir daha Tartaros' u yalnız bırakmayacaktı. Derin bir nefes alarak Orkay'ın odadan çıkmasıyla yatağın kenarına oturdu. Hiç bir şekilde yanından ayrılmak istemiyordu. Eliyle yanağını okşadı. Rengi atmış berbat bir haldeydi. Alnından öperek kalktı. Acısını azaltamamak daha da kötü hissetmesine neden oluyordu.

"Getirdim."

Hızlı hareketlerle suyu ve havluları aldı. Havluları suyla ıslatıp sıktıktan sonra nazikçe alnına boynuna el ve ayak bileklerine yerleştirdi. Bunları o kadar hızlı yapmıştı ki iki saniyeden daha kısa sürmüş bile olabilirdi.

"Bugün bilmem gereken bir şey oldu mu? Neden sabahın köründe dışardaydı ve yanında değildin."

Dönerek Orkay'ın suratına baktı. Gerildiği her türlü ortadaydı. Sözlerinin onu mutlu etmediği aşikârdı.

"Onu mu gözetliyorsun?"

"Onu koruyorum."

"Neden ama? Seni ilgilendiren bir konu olmadı. Hiçbir zamanda ilgilendirmeyecek. Kehena' nın sana ne söylediğini bilmiyorum ama ondan hoşlanıyorsan, onu elimden kaybetmeyeceğimi çok iyi bil. Her zaman benimdi ve öyle olmaya da devam edecek. Sen yoktun hiçbir zaman. Her zaman ben vardım. Her zaman!"

Tartaros'un önemsediği birisi olmasaydı şimdi neler yapardı ama... Buna hakkı yoktu. Hem bu dallama ne oluyordu onun hakkında öyle konuşabiliyordu? Onun üzerinde bir yetkisi yoktu!

"Kendi kararlarını kendisi verebilir. Onun adına konuşmayı kes."

"Sonuçta yanında olan benim. Bu sabah birisini öldürdüğünde yanında olup destek veren de bendim! Her zaman yanında olup sığındığı kişi bendim, sen değil!"

Nefes almakta zorlandığını belli etmeyerek yataktan kalktı. Ne hissedeceğini ve yapacağını bilmiyordu. Tahmin ettiği kişiyi öldürdüyse evet mutlu olacaktı ona zarar vermeden icabına bakıp kendini koruyabildiği için ama yanında olup onu destekleyen kendi olmadığı için bir şeyler kalbini sıkıyordu.

"Birisini mi öldürdü?"

Orkay, sinirden ağzından ne çıktığının farkına soruyla vararak olduğu yerde kala kaldı.

Ateşlerin Şehri   (+18) I Devam Eden HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin