Aşk İksiri (Dramione)

11.1K 390 384
                                    

AŞK İKSİRİ

Aşk iksiri sevdiğiniz insan gibi kokar demişti. Neydi bu koku? İksir dersinden çıktığından beri bu kokuyu arıyordum. Islak toprak ve elma kokusu kime ait olabilirdi ki?

Harry değildi. Ron? Yok o da değildi.

Kitaplarımı masanın üstün bırakıp ortak salona doğru ilerledim. Yemek zamanı gelmişti. Kokunun kime ait olduğunu düşünürken birine çarptım. Evet bu koku oydu ıslak toprak ve elma kokusu. Kafamı yavaşça kaldırdığımda bir çift gri-mavi gözle karşılaştım.

“Yürürken biraz dikkatli olsana bulanık.”

Ahh hayır olamaz. Kokunun sahibi Malfoy olmamalı. Malfoyu orada bırakıp hızlı adımlarla ortak salona ilerledim ve yerime oturdum.

Ron her zamanki gibi yemeğine gömülmüş hızla yemeğini yiyordu. Harry ve Ginny ise sohbet ediyorlardı. Tam yemeğime başlıycakken ortak salon o muhteşem ıslak toprak ve elma karışımı kokuyla doldu. Kafamı çevirdiğimde Slytherin masasına doğru ilerleyen Malfoy’u gördüm. Tüm iştahım kaçmıştı. Hemen oturduğum yerden kalktım ve arkamda şaşkın dört çift göz bırakarak ortak salondan ayrıldım. Evet dört çift göz: Harry, Ginny, Ron ve o Draco.

Kendimi hemen kütüphaneye attım. Ve iksir kitaplarını karıştırmaya başladım. Her kitapta aşk iksirinin yanılmayacağı ve sevilen insan gibi kokacağı yazıyordu. Lanet olsun ben beni her dakika aşağılayan bana bulanık diyen adama nasıl aşık olmuştum?

***

Geriye kalan günümü kitap okuyarak geçirdim. Karnımdan gelen guruldama sesiyle okuduğum kitaba ara verdim. Akşam olmuştu ve ben yemek yemediğim için şimdi acıkmıştım. Oturduğum yerden kalkıp okuduğum kitabı aldığım rafa yerleştirdim. Mutfağa gidip Dobby’den bana yiyecek bir şeyler hazırlamasını isteyebilirdim. Hızlı adımlarla mutfağın yolunu tuttum. Mutfağa giden merdivenlerden inecekken merdivenlerin başında konuşan iki kişiyi görünce hemen kenara saklandım ve konuşmalarını dinlemeye başladım.

“O bulanıkla aranda ne var Draco?”

“Pansy saçmalama aramızda ne olabilir ki?”

“Kaç gündür yemekte onu izliyorsun bugünde o ortak salondan çıkıca peşinden sen de çıktın. Söylesene Draco ne halt yiyorsun? Yoksa koskoca Malfoyların varisi bir bulanığa mı aşık oldu?”

Pansy’nin sözlerinden sonra donup kaldım. Draco malfoy yemekte beni mi izliyordu? Hadi onu geçtim ben yemekten çıkınca peşimden mi çıkmıştı? Merakla gözlerimi Draco’ya çevirmiş vereceği cevabı bekliyordum.

“Bu seni ilgilendirmez Pansy.”

“Nasıl ilgilendirmez? Farkında mısın bilmiyorum ama biz evleneceğiz Draco. Ailelerimiz bunu istiyor. İkimizde safkanız hem de aynı taraftayız. Kendine gel!”

“Yeter Pansy anlamıyor musun? Seninle evlenek istemiyorum. Seni sevmiyorum. O burnu bile olmayan yaratığa hizmet etmek istemiyorum.” Dedi Draco sinirle Pansy’e.

“İstemiyor olabilirsin Draco ama zorundasın.” Dedi Pansy ve Draco’yu karanlık koridorda tek başına bıraktı.

Saklandığım yerden çıkmış Draco’nun beni fark etmemesi için minik adımlarla ilerlerken ayağım minik bir taşa takıldı ve taş merdivenlerden aşağı yuvarlandı.

“Kim var orada?” dedi Draco titrek bir sesle. Ağlıyor muydu? Arkamı döndüm ve yavaşça merdivenlerden indim.

“Benim Malfoy.”

“Bu saatte burada ne işin var Granger. Yoksa artık kurallara uymuyor musun?” dedi ağladığını fark ettirmemeye çalışırken.

Merdivenin son basamağından inip Draco’nun yanına geldim. “Demek safkanlarda ağlayabiliyormuş.” Dedim soğuk bir sesle. Her ne kadar az önce benden hoşlandığını söylese de duymamış gibi yapmalıydım. O ve ben olamazdık. Biz düşmanız birbirimizden nefret ederiz. Etmeliyiz.

Aşk İksiri (Dramione)Where stories live. Discover now