1. BÖLÜM🌀

20 8 3
                                    

✨ Selam arkadaşlar! Öncelikle bu benim ilk kitabım ona göre yorumlar yapmanızı istiyorum. Zaten buradaki bir çok karakteri kendi hayatımla bağdaştırarak yazmaya çalıştım. Beğenmeseniz bile bunu uygun bir dille söyleyin lütfen 🙏 Aksi halde küfür içeren yorumları dikkate alamayacağım.
Beğenmeniz ümidiyle
Hazal_kya80

🌙 🌙 🌙 🌙 🌙 🌙 🌙 🌙 🌙 🌙 🌙
1.BÖLÜM (ATEŞ'TEN)

Bazen insanın yok olmak istediği anlar vardır. Şuan o anlardan birindeyim. Gözlerimde yaşlar durmak bilmezken, bir yandan da bu kadar aciz olduğuma sinirleniyorum. Ben ki kolay kolay kimseye eyvallahı olmayan Oğuz Yalçın'ın oğlu Mirza Yalçın... Şuan da oyuncağı elinden alınmış küçük çocuklar gibi ağlıyor, sebebi ise ciğeri beş para etmez şerefsizin teki sırf benim işlerimi baltalamak için kardeşimi Ayşegül'ümü kaçırdı. Tabi bilmiyorlar ki ben MİRZA namıdeğer "ATEŞ"Bunu onların yanına bırakmam. Zaten beni bu piyasada Mirza ismiyle tanıyan pek fazla kimse yok. Yakın çevrem dışında. Aslında bundan 6 sene önce ben de normal okuluna giden 17 yaşında bir gençtim.Tabi babamın yaptığı işlerden haberdardım. Ama babam asla bize yaptığı karanlık işlerden bahsetmez, bizi o karanlık dünyadan uzak tutardı. Bize de asla soğuk bir baba olmazdı. Ama bir gün okuldan eve geldiğimde her zaman kapıda olan korumalar yerlerinde yoktu. Bunu görür görmez eve doğru koştum. Kapı açıktı, içeri girdiğimde ise annemi kanlar içinde yerde, üstü başı parçalanmış bir şekilde buldum. Ağlayıp annemi uyandırmaya çalıştım ama olmadı. En son gözlerim şişene kadar ağladığımı ve babamın içeri girip yardım çağırdığını hatırlıyorum. Sonrasında ise hastanede gözümü açtım. Psikolojik olarak çöküşteydim.Kardeşim daha 8 yaşındaydı. O da benim gibi psikolojik tedavi gördü. Ama ben ondan daha çabuk toparlanıp annemin katillerini bulma kararı aldım. Bir abim olmadığından işleri devralmak için babamı ikna ettim.Ve artık kendi ismime veda edip benim için karanlığı, öfkeyi ve intikamı simgeleyen"ATEŞ"oldum.

İşlerin başına geçtim. İlk başlarda beni piyasada pek sallamasalarda bir kaç yıl içerisinde hem dövüş hem de diğer konularda önde geldiğimden şuan piyasanın bir çoğu benden çekinir hale gelmişti. Tabi bu piyasada benim onlardan sonra başlayıp bu kadar iyi bir konuma gelmem bazı köpeklerin canını sıkıyordu. Bu yüzden Yakup şerefsizi kardeşimi kaçırıp beni tehdit ediyordu. Bir kaç hafta önce bu şerefsizin lise önlerinde gençleri zehirlediğini, uyuşturucu sattığını öğrenip hemen ardından uyuşturucu satan piçleri ve bunun mallarına el koydum. Ömür boyu dışarı çıkamayacağı deliller hazırlayıp polise ihbar ettirecektim. Ki şerefsiz Ayşegül'ü kaçırdı. (Tamam biz de temiz işler yapmıyoruz ama masum insanlara zarar verecek işler değil!) şimdi ise yerlerini bulamıyorum.

Aniden eşyaları yere serip Serkan'ı yanıma çağırdım. "Hani lan Ayşegül'ü bulacaktınız.iki gün oldu. Yok lan hala haber"diye adeta kükredim."Arıyoruz efendim, Yakup şerefsizini bu kez elimizden kaçırmıycaz"diyince Serkan'a,sinirlerim bozuldu.Hemen ceketi mi alıp mekanı terk ettim. Motora atlayıp "GİRDAP"yazan tabelanın önünde durdum. Burası benim için her şeyin başladığı, işi ilk öğrendiğim, ATEŞ olduğum mekandı.Buraya ismini kim vermişti bilmiyodum.Ama benim gibi siyah, karanlık, bilinmezlik dolu olmasını seviyodum. Zaten genelde işlerimi burda görürdüm. Hemen bar taburesine oturup sert bişeyler içmeye başlamışken, Mert'in sesini duydum. "Ateş, bu saatte içiyorsan hâlâ Ayşegülden haber yok sanırım. " dedi. Mert benim için sıradan bir çalışan ya da ortak değildi kardeşim gibiydi. "Yok Mert yok hala haber yok"deyip elimdeki bardağı sıkmaya başladım. Bunu farkeden Mert konuşmaya başladı "Ayşegül'ü ne kadar sevdiğini ve onun başına bir şey gelirse kendini suçlayacağını biliyorum Ateş. Ama şunu bil ki o seni çok seviyor ve senin onu daima koruduğunu biliyor.Ama sen burda böyle oturarak ona fayda sağlayamazsın. Benim bildiğim Ateş asla pes etmez. Burda içeceğine Yakup şerefsizine dünyayı dar etmeden rahat nefes almaz". "Haklısın Mert. İyi ki varsın kardeşim ".dedikten sonra Girdaptan çıkıp Yakup şerefsizinin mekanını basmaya doğru yola koyuldum. Ne demiş atalarımız 'kendi işini kendin gör'. Hemen "Yakamoz"bara daldım. Bu piçin mekanı da burasıydı. Kapıya geldiğimde iki tane koruma bana baktı ve sonra geçmem için yer açtılar tam girecektim ki "Ateş, Yakup abi burda yok boşuna gelmişsin".dedi.Kel olan koruma. Demek ki bu gerizekalılar yerini biliyordu.Yakup barda olay çıkaranı korkutsun diye bu salakları buraya diktiği belliydi. Dövüşmekten anladıklarını da sanmıyorum. "Böyle konuştuğuna göre Yakubun yerini biliyosun herhalde". "Bize yer söylemez ama 4 gündür. Buraya uğradığı yok"dedi diğer koruma. Ve beni çıkarmaya çalıştılar. Elimi çevirmeye çalışınca bende şartel attı.Hemen kel olana kafayı geçirdim. O kıvranırken diğerini bir güzel benzetip en sonunda ikisini de paket yaptım. Elime silahı alıp doğrultuğumda vuracağıma inanmadıkları belliydi. Topuklarına sıkıp bağırışmalarını zevk içinde dinledim. Bu sırada içeri iki tane daha elaman girecekken onları da kafalarına iki el ateş ederek yere serdim. En son kıvranan kel adam dönüp "yaşamak istiyorsan Yakup piçinin yerini söyle dedim".Bir kaç işkence sonunda babannesine ait olan dağ evinde olduğunu öğrendim.Yakamozdan çıkar çıkmaz Serkan'ı arayıp"Yakubun yerini öğrendim. Adamlar hazırla beni Girdapta bekle" dedim. Serkan ise "Ama nasıl" gibi gevelerken telefonu yüzüne kapatıp Girdaba doğru yola koyuldum. Girdapta adamları toplayıp dağ evine doğru yola koyulduk. Kapıdan girdiğimizde Yakup şerefsizinin bizi beklediği adamlarının evin önüne yığılmasından belliydi. Büyük bir çatışmanın ardından eve doğru adım attım. Sesleri takip ederken aynı zaman da Yakub un adamlarını temizliyordum.En sonunda Yakub'u Ayşegül'ün kafasına silah dayarken buldum. "Eğer ona bişey olursa seni yaşatmam Yakup" diye kükredim. Aynı zamanda Ayşegül'e telkinler de bulunuyordum. "Eğer kızı bırakırsam senin o yüzündeki acıyı göremem Ateş" dedi. "lan bıraksana kızı"diye bağırınca Ayşegül ağlamaya başladı. Yakup iti de " cık cık Ateş kardeşini korkutuyosun." Ben ise derin nefes alıp tam Yakub un kolunu nişan aldım. Ve silahını düşürüp,yere yığılmasını sağladım. Ayşegül'ün dışarı çıkmasını söyleyip onu buradan uzaklaştırdım. Hemen ardından "EEE Yakup bey ne diyorduk?"deyince o da küfürler etmeye başladı. O küfür edince onu öldürme fikri bana daha cazip gelmeye başladı .Ama o Yakup itini tek bir kurşunla öldürmenin onun gibi şerefsiz bir adi için ödül olacağını düşünüp öldürmemeye karar verdim . Ardından Serkan 'ı çağırıp bu şerefsizi depoya götürmesini söyleyecekken Serkan içeri girdi. "Abi görmen gereken bir şey var" dedi. Ve yan odaya doğru yürümeye başladık.

GİRDAP🌀Onde histórias criam vida. Descubra agora