TANIŞMA

20 0 0
                                    

        Sarı krem tonlarda bir oda...Odada bir tek yatak.Yatakta boylu boyunca uzanmış bir adam...Hafif ağarmaya yüz tutan saçları yastığının bir bölümüne hükmeder nitelikte duruyor.Uykusunda gülümsedi adam,hatta,gülümsemeyi biraz da abarttı sesli gülmeye başladı.Belli ki rüya görüyordu.Birden kendi gülme sesine uyandı.Gözünü açmasıyla birlikte,yakındaki camiden sabah ezanına başlayan  müezzinin
sesini duydu. Bir garip hüzün doluştu yüreğinin boşluklarına.Çaresiz,güçsüz,Umutsuz hissetti birden.Müezzinin davudi sesini bir kaç sokak köpeğinin uluması böldüyse de,etkisini bozmadı."Hayyealelfelaaaahhhh" diye felaha,huzura çağırıyordu.Doğrulmak istedi ama o lanet şeytan engelledi kalkmasını...Ha kalktı kalkacak,iyice aydınlandı dışarısı.Tekrar kalkmayı denedi.Gariptir,yine şeytanın onu  engellemesini istedi ama şeytan bu defa karışmadı.Derin bir of çekti,doğruldu.
        Aynanın karşısına geçti.Serçe parmağıyla sol gözündeki çapağı aldı,parmaklarını tarak gibi kırçıl saçlarının arasında dolaştırdı.Sonra elini uzamaya başlayan sakallarının üstünde gezdirdi.Çeşmeyi açıp,yeni klorlanmış suyun avuçlarına dolmasını bekledi,ışımla yüzüne çarptı avuçlarını,sinirlenmişti.
       50'li yaşlardaydı.Yıllar önce çok ta sevmeden evlenmiş,3 çocukları olmuştu.Güzeldi karısı,ama,onun hep kendisini  aldattığından şüphelenirdi.Davranışları samimi değildi çünkü,eli hep telefonunda,değilse telefonu daima kulağındaydı.Kendi telefonunu aldı eline,eşinin numarasını çevirdi ve her zamanki gibi karşı telefondan gelen meşgul sesi...Siniri arttı.Telefonu yatağın üzerine fırlattı ve giyinmeye başladı.
        İçi daralmıştı,ters giden birşey vardı ama ne olduğunu bilmiyordu.Kapıyı hızla kilitledi ve merdivenden aşağıya koştu.Sokağa boş gözlerle baktı.Aşağı yukarı koşuşturan yarı uykulu kızlı-erkekli insanlar işlerine gidiyorlardı.Bir kaç öğrenci servislerinin gelmesini beklerken,mahallenin bakkalı kepenkleri açmış,öğrencilerin aperatif ihtiyaçlarını karşılamaya başlamıştı bile.Yolda sabırsız sürücülerin klakson sesleri,araçlarındaki son ses müziklere karışmıştı bile.Şaşkın bir  kuş yavrusu yalpalayarak uçarken kafasına çarptı ve hızla uzaklaştı.
        Şehri talan eden sivri sinekler kaybolmaya başladı.Bir baykuş sesi geldi kulağına,bir uğultu,"kimmiş?" diyen bir kaç soru sesi ve acı bir ambulans çığlığı...Güç bela araladı gözlerini,güç bela kolundaki serumu farketti.Siren hala çalıyordu.Kendine geldiğinde başucunda beyaz önlüklü bir doktor iyi olup olmadığını soruyordu.Cevap yerine neyi  olduğunu sordu doktora.Kalçasına enjektörü yemesi net cevap oldu.Bir kaç saat serum,ilaç,uyku...Kendine geldiğinde evindeydi.Saati sordu "Gece 3,5"  dediler...

         

SIRADIŞI...Where stories live. Discover now