SHINE OSAMU

~Yeni Ortak~

Of offffff...Ne büyük felaket amaaaaa...Neymiş efendim,benim dışarı açılmamı istiyormuş...Zaten ben dışarı açılmıyor muydum...Başka ülkelere kaçan mafyaya borcu olan insanları gidip yakalamıyor muydum ve onları katledip bütün mal varlıklarını liman mafyasının hesabına geçirmiyor muydum...Bu ne şimdi ha...Neymiş efendim,dışarı açılmam gerekiyormuş,çok fazla içeride kalmışım...Dövüşmeyi bilmeyen ben ha...Tamam...Yeteneğim "Lilium" ...Aslında,benim orjinal yeteneğim değil...Arkadaşım tarafından bana kanla geçirildi sadece...Kollarımda can verirken...
Gene de,orjinal yeteneğimi kullanmadığım müddetçe aşırı derece iş görüyor...Bu yetenek sırtımdan çıkan altı adet görünmeyen benim kontrol ettiğim elden oluşmakta...Bu eller bir tırı bile yerinden oynatabilecek kadar güçlü,ve üzerindeki kontrolümse çok iyi...
Her neyse...Konumuz bu değil...Konumuz benim dışrıdaki işlerle uğraşan biri ile ortak olmam gerektiği...
Hey...Çocuğun ismini hatırlamasam da buralarda kızıl saçlı,şapka takan,en az benim boylarımda birini gören oldu mu acaba ha...
Ben bunları düşünerek koridorda ilerlerken iki kişinin kavga seslerini işittim ve bir duvarın arkasına saklandım...Uuuuuuu...Oda neydi öyle...Ah...Işte bu...Orada dövüşen kişi,aradığım adam...olabilir mi...
Kızıl saç,siyahlar giyinmiş,eldiven ve şapka...Bu kesin o...
Ah...Öteki genci de tanıdım...Görür görmez hemde...
Sessizce kavgayı izlemeye başladım...Ne konuştuklarını duyamayacağım kadar uzaktalardı...Ama kavga görülmeye değerdi...
Çocuk bi sebebten maalup ettiği kişiyi bıçaklamadı...Ve arkasını dönüp giderken merdivenlerin orada hiç beklemediğim bişey yaptı...Sesini kız gibi çıkardığı sesi bütün odada yankılandı..."BIR DAHAKI SEFER OLMAYACAK..."
Bununla beraber gözlerim fal taşı gibi açılırken dayanamayarak kahkahalarla gülerek yerimi belli etmiş olduğumdan sakince duvarın arkasından çıkıp olay mahaline doğru ilerledim..."AHAHAHAHAHAHAAAAAAA...BI DAHA YAP..."
Bu tepkimle bir ikisinin de bakışları bana döndü...Benimse hala güler bir bir biçimde karnımı tutuyordum,öyle ki,gülmekten ağrılar girmişti..."Bidaha yap...bi daha yap...Çok iyiydi bi daha yap..."
Sinirle bana döndü...Daha doğrusu bir hışımla merdivenlerden inip sinirli bir şekilde bana dikti bakışlarını...
"Ölmek mi istiyorsun ha...Sen de kimsin..."
"Oya oya...Ölmek mi...Dalga mı geçiyorsun...Dikkat et te,ölen sen olma...Ahhh...Zira yeni ortağımı öldürmek istemiyorum da hanii..."
"HAAAA...YENI ORTAĞIM MI?"
"Ne...Yeni ortağımı...Ahahahahahahahahahaaaaaa..."
Bu şekilde tepki veren çocuğu şıp diye tanıdığımı söylemiştim dilmi...
"Uzun zaman oldu...Bay kaçak..."
"Shine...Adımın Osamo Dazai olduğunu biliyorsun dilmi...Bay kaçak değil..."
"Hoy hoy hoyyyy Dazai...Bu ukala da kim...Ve seni nereden tanıyor...Ama daha da önemlisi...Niye sana bu kadar benziyor...Sanki senin kız versiyonunun kısa hali gibi..."
Elini başıma koyup alaylı bir biçimde saçlarımı okşadı...
"Aaaa Chuuya-kunnnn...Bunun sebebi açık değil mi...O benim küçük kız kardeşim çünkü..."
Bunla bir çocuğun ismini hatırladım...Doğru...Ortak olmam gerek kişi o...Nakahara Chuuya...Ama şu an asıl konumuz,Dazai'yın bu hareketine sinir olmuş olmam...
"Ne demek kız kardeş beeee...Sen ona bakma Chuuya-kun...Asıl ben onun ablasıyım tamam mı..."
Aksini iddea etmeye başlayınca bende aynı şeyi yaptım...
"Hayır ben senin abinim..."
"Hayır asıl ben senin ablanım tamam mı..."
Abi...abla...abi...abla...abi...abla...diye ağız dalaşına girdiğimiz sırada...
"YETER..."
Ikimiz bir ağızdan...
"NE VAR..."
Chuuya ise..."Ne sen ablasın,ne de sen abi...Daha çok ikiz gibisiniz..."
Doğruydu...Birimiz önce doğduk...Ama hangimiz olduğunu bilmediğimiz için böylesi bir tartışmamız hep var...
Bunu umursamayarak kendimi tanıttım...
"Aslında bi bakıma haklısın Nakahara Chuuya..."
Elimi uzattim...
"Ben...Osamu Shine...Ilk doğanım tabii ve liman mafyasının sorgulama bölümü başkanıydım...Ama Mori-san beni bu görevden aldı...Ve dışarıdaki işlerle ilgilenmem için seni de ortağım seçti...O yüzden...Lütfen iyi anlaşalım...Olur mu..."