Düşünceler

127 1 0
                                    

    Babam gelmiş olamazdı. Eros'un kasılmış kaslarını hissedebiliyordum. Korku dolu gözlerle kapıya döndüm ve o özlediğim yeşil gözleri görmemle rahatlayarak korkumun yerini sevinç aldı.

"Abi!"

Yataktan fırlayarak üstüne atladım. Sendeleyerek zar zor düşmeden tuttu beni. Omzuna vurarak yanağından öptüm.

"Çok kötüsün. Ödümü kopardın. Babamla seslerinizin bu kadar benzer olmasından zevk alıyor olmalısın."

Gülerek yanağımdan öptü. Göz ucuyla odanın köşesindeki koltuğa oturmuş Eros' a baktı. Ne ara geçmişti oraya? Hafif bir şekilde çenesi kasıldı ama belli etmemeye çalışıp gülümseyerek beni yere bıraktı.

"E sinir etmek için yoksa kardeşler ne diye var? Hem bakıyorum ev kalabalık."

Hapşırarak yatağıma oturdum. Başım geri ağrımaya başlamıştı.

"Kalabalıklardan hoşlanırım bilirsin. Hem senin işin yok muydu? Daha dün gelemeyeceğim diyordun ne oldu?"

"Birkaç saatlik işim düştü buraya. Biraz erken gelip minik şeytanımı göreyim dedim. Hem de hasta olmuş. Leş gibi gözüküyorsun. O soğukta dolaşırken aklından ne geçiyordu?"

Yanıma oturarak dikkatli, bir o kadarda sevecen bir şekilde gözlerime baktı. Büyük ihtimalle Orkay her şeyi anlatmıştı. Lakin Eros odadaydı.

"Sadece kafamı dağıtmak istemiştim o kadar. Sıkıldığım zamanlar dolanmayı sevdiğimi bilirsin. Hem ben acıktım, beraber bir şeyler yesek olmaz mı?"

Küçük çocuk edasıyla gülümsedim. Abimin yanında 3 yaşındaki çocuk benden daha olgun olurdu kesinlikle.

"Çoktan Uzakdoğu yemeklerini aldım geldim bile mutfakta paketler hazırlanmayı bekliyor. Tabi hastalığından dolayı miden bulanmazsa...."

Uzak doğu yemeklerini kim sevmezdi ki! Yemek delisi birisi olarak bayılırdım.

"Sen bir tanesin." Yanağından öperek paketleri hazırlamak için hızla odadan çıktım. Ne kadar hasta olursam olayım eğer midem bulanmıyorsa yemek yemek en güzel aktiviteydi benim için.

#EROS#

Bu sefer saklanmayacak, yakalanmamak için kaçmayacaktım. Abisinin ne yapacağı ne diyeceği umurumda bile değil. Sadece artık bu sefer ondan beni uzaklaştıramayacaklardı. Buna izin vermeyecektim. Tartaros' un hayatında yer almak, yanında olmak benim hakkımdı. Özellikle Orkay onun yanında olabiliyorken! Lanet heriften bir türlü kurtulamıyordu!

"Burada ne arıyorsun Eros? Kaç defa daha aynı şeyler tekrarlanmalı?"

Herkes gibi onunda gözleri yorgunlukla bakıyordu. Uzun süredir kim doğru düzgün uyumuştu ki bu dünyada yer alıp. Bitmek bilmeyen sorunlardan başka hiçbir şey yoktu. Ne zaman artık rahat yaşayacağız kimse bilmiyordu.

"Yanında olması gereken kişi benim. Sürekli uzaklaştırmanız bir işe yarmıyor. Benden uzak tutmaya çalışmanızın bir anlamı yok biliyorsun. Onu benden ayıramazsınız ve ayıramayacaksınız da bu sefer izin vermeyeceğim."

Öne doğru eğilerek gözlerinin tam içine öfkeyle baktım. Sürekli aynı şeylerin olmasına, onu benden uzaklaştırmalarına, Orkay' a her şeye öfkeliydim.

Bıkmış bir ifade suratını sardı. Ama bu bana karşı olan bir bıkkınlık değildi.

"Ben uzaklaştırmıyorum seni. Tartaros mutlu olduğu, zarar görmediği ve seni yanında istediği sürece beni ilgilendiren bir durum değil. Lakin her seferinde babama yakalanmayı başarıyorsun. Korkman ve yakalanmaman gereken kişi o. Benlik bir durumu yok."

Gerilen vücudumu kontrol altında tutmaya çalıştım.

"Kimseden korkacak birisi değilim. Artık kimseden saklanmayacağım, çünkü bir işe yaramıyor! Hiç olmadı eninde sonunda sen öğrenip bunlara, bütün her şeye sıfırdan başlamama sebep oluyorsun. Onu her şeyden çok koruyacağımı bildiğin halde!"

Sinirle ayağa kalkıp odanın ortasına kadar geldiğimi fark etmemiştim bile.

Yekta da sinirle yataktan kalktı.

"Ben her zaman Tartaros' un yanında olman ve babamın duymaması için elimden geleni yaptım. Sırf onun mutluluğu için. Ama bir şekilde öğreniyordu. Korkman gereken şeyse babamın bunu öğrendiğinde ne yaptığı... Eğer gerçekten hislerin doğruysa... Tabi bunu bilmediğin için korkmaman normal. Gidip de Tartaros' un dövmesinin altındaki tenine gerçekten dikkatlice hiç baktın mı?"

Kafam karışmıştı.

"Bunun için seni suçlamıyorum. Çok yakından diğer gözünle bakman gerekirdi. Yanında çok fazla olamadın ve hepimizin ilgilendiği tonla sorun var. O yüzden bazı şeyleri fark etmen çok zor. Ama hiçbir zaman sorun teşkil etmedikçe sana karşı olmadım. Hatta mutlu olduğu sürece onun yanında olmandan mutluyum ve koruyacağını da biliyorum. Ama nasıl yaptığını bilmesem de babam bir şekilde öğreniyor ve bu son şansımız olabilir. O yüzden normalden çok daha dikkatli olmamız gerekiyor ve bu sefer seni öğrenirse Tartaros' a ne yapacağı konusunda korkuyorum."

İyice kafam karışmaya başlamıştı. Göğsüm daralarak hızlı odadan çıktım. Ne olmuş olabilirdi? Nasıl fark edemezdim? Basamaklardan nasıl inip mutfağa girdiğimi bile fark edememiştim. Yüzünde kocaman gülümsemeyle paketleri açıyordu. Sweatin altına giydiği şorttan açıkta kalan bacaklarına baktım. Teninde bir şey varmış gibi gözükmüyordu. Masanın başına kadar yürüdüm ve gözlerimin acımasına rağmen tüm dikkatimi vererek iyice baktım. Kalçasının hemen alt tarafında derin bir izin uç kısmı uzanıyordu. Tepemden aşağıya resmen kaynar su boşalmıştı. Zoraki yutkunarak arkasına gittim ve sweatini açtım. Ne yaptığımı anlayamayarak sweatini hızla indirip bana döndü ama o birkaç saniye bile beynimden vurulmuşa dönmeme yetmişti. Kim bilir ne acılar çekmişti benim yüzümden. Nasıl hissetmiş, nasıl toparlanmıştı? Hem bunu nasıl yapabilirdi kızına? İçimde suçluluk ve o adama olan nefretim büyüyordu. Hayır, bu sefer her şeyi daha çok planlayarak daha çok dikkat ederek yapmalıydım. Onu kesinlikle bırakamazdım. O benimdi ve kimse ona zarar veremezdi. Bu sefer her şey değişecekti.

Ateşlerin Şehri   (+18) I Devam Eden HikayeWhere stories live. Discover now