gülüşüne kırıklar, kirpiklerine yoncalar asılı kalmış

85 17 11
                                    


Tek gecede yazılıp kontrol edilmemiş bir hikayedir.

smaugshi ve Ozgurismygirl ithafen

°°°°°°°°

Güzel bir haziran akşamı,
ayakların sallanırken iskelenin ucunda ben de dans ediyorum rüzgarla.
Bana huzurun tanımını sorsalardı kesinlikle bu cevabı verirdim. Gülüşünde ki kırıkları toplar, ipek saçlarında ki yoncaları koklayıp sarhoş olurdum. Zamanın bozmayıp teyet geçtiği aşkımızla bir kez daha mest olurdum Felix.

Ama kesinlikle şuan tek başıma denizi izlerken olmazdım sevgilim. Yanımdan çalınan bedeninin hasretiyle yanıp tutuşmazdım.

Bilemiyorum Lix nerede yalnış yaptım ama bi' en başa sarıp izlemek istiyorum son kez hikayemizi.
Sonra zaman beni de vursun ve aşkımızı nereye alıp götürdüyse oraya fırlatsın beni.

{02.06.2014}

Koreden tanışmak üzere babam bavullarımızı arabanın bagajına koyuyordu. Çocuk aklı hem yeni yerler görüp başkalarıyla tanışacağım diye mutlu hem de arkamda bıraktığım tek tük de olsa arkadaşlarımı özleyeceğimden birazda buruk hissediyordum.

Avustralya güzel bir yermiş, babam anneme öyle söylemişti. Yeni aldığı iş teklifi yüzünden pek bi' heyecanlıydı.

Arabaya gerekli olan eşyaları koyup, yola çıkmıştık. Kafam sürekli cama çarpıp durduğundan bayılacak seviyeye gelmiştim. Ben de yolun kalanını uyuyarak geçirmeye karar verdim.

{08.06.2014}

Gözlerimi aralamama sebebiyet veren babamın beni dürtmesiydi. Kafamı kaldırdığımda yeni evimizi gördüm. Tek katlı minik bir bahçesi olan etrafında iki ev daha bulunan huzurlu bir yapıya benziyordu.

Arabadan inip sıcak rüzgarın tenime değmesiyle titredim, yüzümde mayhoş bir gülümsemeyle eve doğru ilerledim.

Evin içine girdiğimizde çoğu eşyanın olduğunu yalnızca hafif tozlu durumda olduklarını gördüm. Belli ki babam önceden her şeyi planlamıştı.

Ben evde dolaşırken annemin sesi doldurdu kulağımı "Binnie, tatlım sen bahçeye çık ev toz hapşırıp duracaksın."

Anneme onaylıyan mırıltılar çıkarıp evin kapısından bahçeye doğru yöneldim.

İki yanımızı saran evlerde yaşıtım çocuk var mıdır diye düşünürken, seni gördüm Felix. Elinde suyu koluna damlayıp yapış yapış olmanı sağlayan karpuzun, saçlarının arasına sıkışan yoncalar, esmer ince bacaklarını açıkta bırakan bir şort ve üzerinde iron manin bulunduğu bir tişört vardı.

Ve de o kırıklar asılmış gülümsemen.

İşte Felix, minik binnie'nin kalbini ele geçirmen sadece saniyeler almıştı.

Bana doğru el sallayıp evlerimizi ayıran çitlerin üzerinden atlayarak yanıma geldin. Yüzündeki gülümsemeyi daha da genişleterek "Hey! Selam, demek buraya tanışıncak olan ailenin yaşıtım bir oğlu var. Hemde çok tatlı ~"

Senin hiç utanmadan söylediğin şeye karşı benim yanaklarım al al olmuştu. Biraz daha yanıma yaklaşıp elindeki telef olmuş karpuzu benim ellerime tutuşturdun.

Ben hala aval aval bakarken bana son kez gülümseyip gittin. Arkanda karpuz gibi kalbi de telef olmuş bir binnie bırakarak.

Ama Felix, sen elime bir karpuz vermek yerine bana aynı benim gibi heyecandan ismini söylemeyi unutacak kadar aptaldın.

karpuzlu aptal çocuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin