Sırtımı soğuk duvara, siyah dar pantolonunun sıktığı dizini ise onun için şişen önüme dayadı. Tek eli, salaş gömleğimin yaka kısmında meydan okuyordu kendince.
Gevşek bir gülüş attım, sinirle kasılan yüzünü izlemek son günlerde, hatta haftalarda yaptığım en iyi seçimdi. Boynundaki dövmeler sırtından, koluna iniyordu. Şimdi ise kabaran damarları gün yüzüne çıkmış, nabız atışını sergiliyordu.
Kolsuz giyiyordu, okuldaki herkes çıldırıyordu bu giyim tarzına. Soyunma odasında erkekler dönüp onu izliyor, ona olan nefretimi körüklemekle yetiniyordu.
İki elimi sanki karşımdaki bir polismiş gibi havaya kaldırdım. Sinirliydi, onu tahrik etmek için güzel bir an sayılırdı benim için.
" Jeon, Jeon. Tatlı sinirine mi bastım?" Dilimi, deldirmek için kimseye dâhi sorma gereksinimi duymadığım ağız içi demirime sürttüm.
" İçmeyeceksin bunu, duydun mu?" Gümüş yüzükleri, parmaklarını saran dövmeler eşliğinde yapılı uzun elleri; az evvel dudaklarım arasındaki siyah elektronik aleti sarıyordu.
Gözümün içine soka soka tekrarladı dediklerini, yakamdaki el beni duvara tekrar yasladı hırsla. Yalan yok, dürüst adamım.
Aşırı yükselmiştim buna, nefret ettiğim adamın elinden duvara vurulmak beni kendimden geçirmişti.
Alt dudağımı dişledim. Okulun gözdesi Jeon, benimle uğraşmak için yanlış bir gün seçmişti. Bugün soyunma odasında gördüğüm dövmesi, beni iyi yöne çekmemişti.
" Bu ucuz kokunu hissetmek midemi bulandırıyor." Dişlerini sıkıyordu, jöle sürdüğü saç teli pahalı gözlüğünün camına misafirlik ediyordu.
Çenesinden tutup, yüzlerimizi yakınlaştırdım. Erkeksi kokusu doluyordu ciğerlerime, ıslak dudakları sus çizgime değiyordu.
" Siktiğimin dumanını içime çeker gibi duvarlarımda istiyorum seni Jeon."
&
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
