25. Bölüm : BEYEFENDİ VE KÜÇÜK HANIM

7K 306 145
                                    


PANOMA BAKMANIZI ÖNERİRİİMMM :)

Oy ve yorumlarrınızi bekliyorum şimdiden teşekkürlerr ^^


Medya : Kolpa - Beni Aşka İnandır ❤️‍🩹
___________

*25. Bölüm : Beyefendi ve Küçük Hanım*

"Neredeydin?!"

Bedenime kal gelmişti. Ona gidip sarılıp sonra öpüp bir güzel dövmek isterken tek yaptığım ayaklarım zemine vurulmuşcasına öylece durmaktı.

"Emirleydim." Derken montumu koltuğun üstüne bırakarak ona en yakın yeri seçmiştim kapının arkasında duran dilsiz uşak yokmuşcasına. "Annenle geldin?" Penceremden görmüş olmalıydı.

Kokusu burnuma doğru yol alıyordu. Kendimi kaybetmeye hazırlanırken derin bir nefes aldım. "Eczaneye uğradık Emirle. Oradan da annemle eve geçtik işte." derken ona açıklama yaptığımın farkında bile değildim. Bana şüpheyle bakan gecelerinin duygularından önce hissettirdiklerine odaklandığım için kalbimle hareket ediyordum.

"Bu kadar mı? Emir niye bırakmadı sizi?" Yeni bir soruyu sesinden duyarken başka şeyler duyma isteğimin önüne geçtiği için öfkelenmiştim. Bu öfke beraberinde eski öfkeleri de getirdiğinde kendime gelmiştim.

"Hesap mı soruyorsun sen bana?! Bende cevaplıyorum aptal gibi. Asıl sen niye geldin?" Dedim sesimi kontrol bile etmeden. Annem odasına geçip umarım duşa girmiştir yoksa kesin duyardı.

Pamir'in öfkeme rağmen sırıtırken , "Penceren açıktı." demesiyle yine öfkemden sıyrılmış cevabı belli olan bir soru haline gelmiş bu diyaloğumuzun hatırlattıklarına gitmiştim.

"Annem açmıştır. Okuldan sonra eve geçmedim." derken de o hatırladıklarımın beni benden aldığını gizleyememiştim. "Hımm," Kollarını birbirine dolayıp ayaklarının pozisyonunu değiştirdi. Boğazından yükselen o boğuk ses beni sorguluyor bir yandan da zorluyordu.

"Nereye geçtin peki?" Asıl soru buydu işte. Mimiklerindeki kasılmalara kaydı gözüm ; dilini alt dudağında gezdirirken sağ yanağında dudağının biraz üstünde bir çukur oluşuyordu , kaşlarını çattığında sol kaşının üstündeki yarık belirginleşiyordu ve göz altındaki hafif çukurlar uykusuzluğunu haykırıyordu bana. O da mı bu dokuz gün boyunca uyku nedir bilmemişti?

Gecelerinin etkisinde kalmamaya zorladım kendimi. "Cevap vermek zorunda mıyım?"

Yalancı öfkeme inanmış başını sağa sola sallarken gözlerini kaçırarak ayaklarına çevirmişti. "Yo , merak ettim." Ağzımı yokluyordu. Şu anda bile mi? Evet gelmesini istemiştim. Evet onu ben getirmiştim ama bunun için değildi. Beni gördüğünde sorduğu soruların bu olmaması gerekirdi. Hem neden soru sorarak vakit kaybediyorduk ki? Sarılsaydı gördüğü gibi. Neden ben isterken bile o istememişti? Benden mi çekinmişti? Yakınlaşırken öperken çekinmezken bunun için çekinecek miydi? Anlam vermekte güçlük çekmeye son verdiğimde, sarılmak istememiş işte, diyen gururlu kızın söyledikleri yüzünden öfkelenmiştim.

"Tamam merakını giderdiysen." dedim yüzümü tepkisiz tutarken onu sağ tarafıma alıp stresle iki elimi belime koyarken devamını getirememiştim. Sarılmayacaksa neden gelmişti?

"Giderdiysem ne? Git mi diyeceksin?" Sorularıyla birlikte omuzumun üstünden ona döndüğümde sırıtan yüzüne çarpmak istedim. Sonra belki öpmek...

SOKAK LAMBASI - 19.04  Where stories live. Discover now