7. Bölüm : PENCEREDEN SIZMIŞ GECE

5.8K 266 99
                                    

ÖNEMLİ NOT : Olaylar ve kişiler hayal ürünüdür.

!! DÜZENLENMİŞTİR !!

* 7. Bölüm : Pencereden Sızmış Gece*

"Karanlık , korkudan güçlenir."

Sevmek zor işti. Onu severken her bir kötü hareketinin kalbinde açtığı yara katlanılmaz bir acı verirdi insana. Bazen de farketmeden öyle bir sey yapardı ki o yaraların içinden ateş böcekleri doğarda yeni bir umut olurdu sana. O yüzden sevince en çok kalp etkilenirdi. Canı yanar ama iyileştirecek ateş böcekleri bulur mutlu ederdi kendini her koşulda. Kalp öyle bir organ ki içinde birden fazla insana aynı anda birden fazla duygu besler. Kimini severde canını yaktığında da nefret besler ona. Nefret de zor bir duygu. Oldukça can yakan olmadıkça aranan. Kalp karışıktır anlaması güç anlatılması imkansızdır. Kalp canı yanınca ölmeyi kabullendiren , ölmekten korkan canı ölümün kirli ellerine ilk iten organdır. Ölüme en uzak olan ama canı en cok yakandır , kalp. O zaman şöyle denmez mi?

Kalp ki ölüme çok uzakta ama çok uzak da çok yakın değil mi cana?

Nefesi nefesime karışan , kaçmak istedikçe daha çok bağlandığım insan vardı karşımda. Canımı yakar nefret ederdim ama bir hareketiyle bile unuttururdu yine bana. Söyledikleri beynimde dört dönerken sebebini biliyordum. Gözleri mavilerimde gezinirken geri çekilmedim. Canım yanmıştı o yakmıştı ve iyileştirmesini bekliyordum. Onu gördükçe mutlu olan sevincini karanlık kalbimde ışığını yakarak anlatan oradan oraya uçan ateş böceğim yapmıştı yine yapacağını. Onu zaten hic aklımdan çıkaramıyordum ki.

"Merak etme kimseye güvenmem sayende." Sesimdeki hayal kırıklığımı anlamamalıydı.

Canımı yakan ama ölesiye hayranı olduğum çocuğun gözlerine baktım yine. Çok sey anlatan ama kırılmaz kilidi olan gözlerine baktım. Bilinmezlik vardı onda bilmeyi çok istediğim ama kesinlikle bilmemem gereken seyler anlatıyordu bana. Duymakta direndikçe daha da sessizleşiyordu. Bilmem gerektigini yüzüme vura vura hemde.

"Artık yardımını istemiyorum. Bırak." Tek kaşı havaya kalktığında şaşkındı. İstememem onu şaşırtmış görünüyordu. Asıl şaşırtıcı olan , benim şaşkınlığımdı.

"Çok geç. Her şey bir anda olacak isteklerinin önemi kalmadı. Benden nefret ederken bile benimle olacaksın." Nefret? Keşke. Şaşkınlığı bunaydı muhtemelen. Nefret ettigimi düşündürmüş olmaktan gocunmadım. Ama söylediklerinden korkmaya başlamıştım. Kesinlikle zannettigimden çok büyük belalar açılacaktı başıma.

"Ne demek isteklerinin bir önemi kalmadı?! Sebepsiz yere kolumda sigara söndüren bir manyakla anlaşma yapıp bunu devam ettireceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun." Ya da iki yıldır sevdiğin çocuğun gerçekte kim olduğunu öğrenmenin şokunu atlatmadan yanında duracağımı düşündüğün içinde yanılıyor olabilirsin.

"Sebepsiz?," nefes verir gibi gülerken beni kendine biraz daha bastırıp fısıldasa duyacağım noktada gerçek bir ciddiyetin şiddetinin tonunda konuşmayı seçmişti. "Bu ilk görevindi ve sen bir an olsun düşündüğün için bile aslında başarısız sayılırken sırf sana şans verdiğim için hala yanımdasın." Görev? Kahretsin! Anlamam gerekirdi. İçimdeki hisler yanılmamıştı. Gerçekten ter bir şeyler olduğunu sezmiştim.

Öfkem bedenimden düşüncelerimle birlikte sıyrılırken onu tutacak bir şeyi de beraberinde getirmişti. "Şans? O sigara da ödülüm müydü?" Hissemizde gülerken devam ettim. "Lütfetmişsin ama bir dahakine ödülünü kendine sakla." Derken çekiştirmeye çalıştığım kolumda sızlamıştı bastırdığı yer. Derin bir yanık olduğunu sanmıyordum ama kızarsa bile acısı aynı olan yanıklar gibiydi.

SOKAK LAMBASI - 19.04  Where stories live. Discover now