15. Bölüm : KARASI BOZUK LAMBA

4.8K 203 87
                                    

Beğenmeniz dileğiyle , İyi okumalar canlarım

ÖNEMLİ NOT : Olaylar ve kişiler hayal ürünüdür.

!! DÜZENLENMİŞTİR !!

* 15. Bölüm : Karası Bozuk Lamba *

"Her yanışı aşkı simgeler..."

Bir insanın aşka susuzluğu kadar acı ne var bu dünyada? Bir kalbin sevmekten mahrum bırakıldığı gerçeği kimin canını yakmaz? Bir katil de bir annenin çocuğu iken neden kimse düşünmez bunu? O katil neden sevilmiyor neden yapıyor bunu diye sormazlar kimseye. O da sevgisizlikten yapmıyor mu bunu?

Anne şevkati görmemiş bir çocuk katil olurken yaptıklarının hesabını niye ona soruyorlar? Annesi şefkat gösterse yapmayacağı bir hatayı neden sadece ondan soruyorlar? O zaman her insan bir katil değil mi aslında , bir anne bile? Hiç kimse mi kırmaz kimseyi , üzmez ve canını yakmaz. Öyle değil! Her insan bir kez olsun üzer birini canını yakar ve özür dilemez. O kalbin ne yaralar aldığını bilmeden devam eder hayatına , katil olduğunu bilmeden bir çok yaraya sebep olduğunu bilmeden devam eder yoluna.

Kimsenin bilmediği katil , katil değil midir? Bilinmeyen katil katil değilse , gerçek katilde katil değildir o zaman? Bilinmedikten sonra o katil olmuyorsa adalet bunun neresinde? Bilinmeyen o katil, bir Ateş böceği öldürür de , bir parça alır içinden ve sadece canını yakar , gider kimse bilmez katil olduğunu kimse görmez ve iyi bilinir. Bilmiyor diye katil değilse bilinenler de bilinmeseydi katil olmazdı belkide.

Bilinmeyen sey ; gerçek olmadığı anlamına gelmez , bilineninde gercek olduğu bilinmedikten sonra hiçbir bilinen gerçeğe gerçek denmez.

Gözümden düşen yaşla düşmemek için düştüğüm denizde yılana sarıldım. Ateşin elinin üstüne elimi koyarak kesik nefesleirmle bir kesiği daha kaldıramayacak bedenimi tutmaya çalışıyordum. Eğer şu an Ateşe tutunuyor olmasaydım muhtemelen düşüp bayılmıştım.

Pamir'in siniri sesine yansırken bana engel olmayışına sinirlendiğini bilmek hiç bilmemekten iyi geliyordu. "Ulan!" Derin bir nefes alırken sakin kalmaya çalıştım.

"Flaşı ona ver bırak gitsin. Onların senden çalmasına engel olamayacak kadar sorumsuzsan yapacağın tek şey onları tebrik edip gitmelerine izin vermek olur. Bu gece kaybettin Ateş."

Caner denen adamın söylediğiyle Ateşin sinirlendigini anlayabilmiştim. Ates Caner denen adamı dinlememisti. Pamir'in ne denli sinirli olduğunu bildiğim için ona dönmek istemiyordum ona bakarsam korkardım Ateş'ten , ona bakarsam pişman olurdum yaptığım bu hareketten. Kapıda gitmemeye direnen Hazan bana hızla başını sallarken gülümsedim buruk bir gülümsemeydi saklanamayacak kadar büyük bir burukluktu bu. İyi değildim , güvende degildim , yararlıydım ama gülümsedim. Dışım içim gibiyken yaptım bunu.

Ateş iç cebinden aldığı flaşı Pamir'e attığında Pamir tek eliyle yakalamıştı. "İstediğin buydu değil mi? O zaman durma git. O zaten muhtemelen seninle gelmek istemeyecektir." Ateşin söylediklerini duymamaya inat ederek kapıda Mirzaya sarılan Hazanı gördüğümde şu anda mutsuzken onun adına seviniyordum bir kez olsun Pamir'e gidip sarılmazdım ben. O an ölürdüm çünkü bu kez gerçekten kalbim dururda nefessiz kalır ölürdüm o anın sonunda. Ateş'in söylediklerini duydum sonunda ama su an belki hayatımın en pisman hissettiren anını yaşıyordum yine de içimdeki bir his Pamir'in beni bırakıp gitmeyeceğini haykırıyordu.

"Duyma onu! Görme! Bana bak! Gözlerime bak." Sesinin şiddetiyle baktım gecelerine. Dalgalarım yükselmişken baktım. Etkilenmedi bile. "Ne görüyorsan oyum. Ne sebep arıyorsan burada. Dinleme onu." Pamir'in sözlerini duyduğum anda gözlerimi gecelerinde kaybolma ihtiyacıyla dolup taştım. Bu cesareti bana o vermişti. Biraz kızgındı , biraz sakin , biraz anlıyor gibi , biraz onu anlamadığım için kırgın...neydi bunlar , ne içindi?

SOKAK LAMBASI - 19.04  Where stories live. Discover now