1

377 50 159
                                    

1166 Kelime | Fotoğrafçı AE | TodoDeku | By: Ege

Midoriya sık ağaçların arasında yürürken bir nevi kamufle olduğu için uzaktan bakan herhangi bir kişi onu fark etmezdi. Yeşil saçları ve tulumu doğanın eksik parçası gibiydi. Doğa, Izuku'ydu. Gülüşü toprak kokusu, bakışlarıysa çiçeklerdi. Renk renk, parıl parıl ama en çok zümrütten çiçekler.

Çok güzeldi gerçekten çok güzeldi. Bu fiziksel veya kişisel değildi. Güzeldi işte!

"Shoto, beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim." diye mırıldandı, "Doğayla iç içe olmayı seviyorum."

"Ben de çok seviyorum." deyip gülen yüzüne baktım. Benim doğam oydu... Bunu bilmiyordu belki ama benim her şeyim oydu. Gözlerimi ondan ayrımadan "Toprak kokusu... Çiçekler... Çok güzel değil mi?" diye sordum.

"Aynen. Gerçekten büyüleyici." dedi Izuku. Ardından parmağıyla bir yeri işaret etti, "Şuraya bak Shoto! Fotoğrafını çekmeliyiz!"

"Bence de..."

"Hey! Gösterdiğim yere bakmadın bile. Hâlâ bana bakıyorsun!"

"Ah, haklısın." deyip silkelendim ve gözlerimle kolunu takip edip işaret ettiği yere baktım. Güneş yavaş yavaş batıyordu ve aralarında yaklaşık üç metre olan iki selvinin arkasına boylu boyunca uzanan uçurum, aşağıdaki denize karışıyordu. İçimden tutar bu, diye geçirip boynuma asılı fotoğraf makinemi kaldırdım ve manzaraya biraz yaklaşıp tek dizimin üstüne çöktüm. Izuku benim aksine kadraja ağaçları değil denizi almak istiyor olsa gerek, uçurumun dibine yanaşıp ayaklarını sarkıttı.

İnternet sitemiz için birkaç güzel kare yakalamak umuduyla biraz sola döndüm. Sanki biri gelip gökyüzünü portakal kabuklarıyla doldurmuş gibiydi. Milyonlarca portakal kabuğu... Güzel fotoğraflarım olacaktı.

Bir dizi fotoğraftan sonra Izuku dizlerini alta alıp öne doğru eğilince makinemi bırakıp göğsüme sert bir şekilde düşmesini sağladım. Ne yapmaya çalışıyordu? Böyle bir pozisyonda dururken nasıl huzurlu kareler yakalayabilirdim? Uçurumdan aşağıya yuvarlanmasına ramak kalmıştı!

İç çekip "Izuku!" diye seslendim, "Dikkat et, düşecek-"

Lafımı bitirmeye kalmadan Izuku "Ah!" diye bağırarak öne kaydı. Düşen birkaç küçük kaya ve toprak sesini duyunca siktir diye geçirdim içimden, siktir, siktir.

Birkaç salise için doğa yokoldu. Orman pılını pırtını toplayıp şehre gitti. Kalbimdeki zümrütler parçalandı ve portakal kabukları bir bir yeryüzüne düştü.

"Izuku!" diye bağırıp hemen uçurumun kenarına koştum ve yere yatıp aşağıya baktım.

Yokuş aşağı olan uçurumun düzlük bir kısmında durmuş hiçbir şey olmamış gibi gülümseyen Izuku "Merak etme. Üstte güzel kareler yakalamıyordum. Buradan daha rahat çekebileceğim için indim." dedi.

"..."

"Hey, sen iyi misin?"

Tek kelime etmeden ayağa kalkıp arkamı döndüm.

Kalbim... Atmıyordu.

Çok korkmuştum...

Onu kaybettim zannetmiştim.

Kaybetmemiştim.

Rahat ama titrek bir nefes verip iki elimle yüzümü avuçladım ve kendime gelmek için birkaç defa sürttüm. O iyiydi... Sorun yoktu. Ama hala kötü hissediyordum.

Doğa'm - TodoDekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin