Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Bana dokunma."
" Kes sesini, eğer o güzel ağzını açacaksan benim için açacaksın bebeğim."
"Abim seni öldürecek. Bu yaptıklarının bedelini ödeteceğim sana. Şerefsiz."
"Anlamadığın güzelim ben şuan bedel ödetiyorum. O kıymetli abin benim olana uzandı. O it bunun hesabını ömür boyu ödeyecek. Şimdi susup bana adam gibi davranacaksın. Anladın mı beni?"
"Abim senin gibi bi şerefsizden ne alacak! Sen de abimin isteyeceği ne olabilir ki? Eziksin. Şerefsiz ve ...." cümlesi dudaklarını örten dudaklarla yarım kalmıştı.
Kafasını kurtarmaya çalıştıkça bataklığa batar gibi o kollarla daha da sıkı sarılıyordu. Burnuna dolan çam kokusu, bedenini saran güçlü kollar, ağzını yağmalayan sert dudaklara bi anlık zayıflıkla kapıldı.
Kolay değil 19 senelik ömründe kimseyi öpmemiş yada öpecek kadar istememişti.
Merak etse bile yok saydığı bir duyguydu bu.
O asla sahip olamayacağı aşk için bekliyordu.
Bu adam, bu yağmacı herif ondan ilk öpücüğünü çalmıştı.
Abisinin sözleri aklına geldi.
"Önce teslim ol, sonra darbeni indir."
Teslim olmak hiçte zor değildi. Adam gercekten etkileyiciydi. Evet istemediği bir şekilde zorlanmış, kaçırılmıştı.
İki gündür herkes onu tatilde biliyordu.
Nevbahar dışında.
Nevbahar aklına gelince içini titreten o öpücükten kurtulmak için kalçalarını geri atıp dizini adamın kasığına geçirdi.
"Arkadaşım nerde? Ona ne yaptınız?
Aman Allahım!
Aman Allahım!
Korkuları gerçek oldu."
Daha fazla ayakta tutmayan dizlerinin üzerine yığıldı. Genç adam hemen kollarının altından tutarak ayağa kaldırıp yatağa taşıdı.
" Arkadaşına bir sey olmadı. Eğer uslu olursan hiç bir şey de olmaz. Yan evde uyutuluyor."
"Onu görmemeizi verecek misiniz?"
"Uslu durmaya söz verirsen birlikte kalmanıza bile izin verebilirim."
"Tamam. Söz veriyorum. Arkadaşımı görmem gerek. Lütfennn" dedi. Çakmak çakmak parlayan simsiyah gözleri yaşlarla ıslanmıştı.
Genç adam onu daha önce sadece çocukken görmüştü. O zamanlar babaları ortaktı. Kaan bile çocuktu o zaman. Şuan ise koskoca bir kız olmuştu evet hala ona göre çocuk sayılırdı. Az önce ki öpüşme tam tersini söylesede aralarındau dokuz yaş vardı.
"Hımm." Küfür yok hakaret yok.
"Tamam."
'Yüzünde ki umut için kendimi bile öldürürüm' dedim içimden.
Ulu tanrım kıza istemeden dokunduğum o andan beri içim titriyordu. Bi damlacık şey bacaklarımı titremişti resmen. Hele dudaklarının yumuşaklığı, ağzındaki bal tadı, saçlarındaki zambak ve yasemin kokusu. Sertleştiğini hissetti.
'Şehvet onun için! Lanet olsun bana' dedi.
Kendi kardeşi geldi gözünün önüne aynı yaştaydılar bir Allah kulu ona dokunsa dünyasını karartırdı.
Oysa o Tuanaya neler yapmak istiyordu neler.
"Akşam yemeğine kadar akıllı uslu durursan arkadaşını getirtirim yanına.
