1

4.8K 220 198
                                    


chaeyoung:
lisa
nerelerdesin?

lisa:
bilmem
neden sordun?

chaeyoung:
merak ettiğimden
günlerdir görmedim seni
kütüphaneye de gelmiyorsun artık

lisa:
senin kütüphanede çalıştığını öğrendiğimden beri pek gelesim yok

chaeyoung:
sahi mi?

lisa:
hayır
şakaydı
alınma hemen

chaeyoung:
pekala
hem neden öyle dedin ki?
hemen her şeye alınan biri miyim ben?

lisa:
bunu kendine sormalısın bence
bütün sorularının cevaplarını benden bekleme

chaeyoung:
bütün cevaplar sendeymiş gibi
böyle hissetmem de bencilce öyle değil mi?

lisa:
evet, öyle
gitmem gerek
mesaj atma bana

chaeyoung:
lisa
bekle

lisa:
tanrım
chaeyoung, cidden işlerim var

chaeyoung:
senin her zaman işin olur lisa
yine de her zaman konuşuruz biz

lisa:
saçmaladın

chaeyoung:
sahi, nedir bu kadar önemli olan işin?

lisa:
seni ilgilendirmediğini biliyorsun

chaeyoung:
merak ediyorum

lisa:
etme

chaeyoung:
çoktan ettim bile

lisa:
düzenlemem gereken birkaç dosya var
şimdi lütfen bana mesaj atmayı keser misin?

chaeyoung:
kesebilsem keşke
hayat ne denli güzel olurdu

lisa:
bence de

chaeyoung:
eğer sana mesaj atmayı kessem ve bir daha hiç görüşmesek
mutlu olur musun?

lisa:
evet

chaeyoung:
bu gerçek cevabın değildi

lisa:
cevabını bildiğin şeyleri neden soruyorsun o halde?

chaeyoung:
alışmadın mı ki bu huyuma?

lisa:
haklısın
alıştım
ama sana üzücü bir haberim var
cevabım gerçekten evet

chaeyoung:
ne yapmaya çalıştığını biliyorum
bana bu şekilde davranarak beni kendinden uzaklaştıramazsın
en iyi senin bilmen gerekir bunu

lisa:
gerçekler acıtır değil mi?

chaeyoung:
öyle

lisa:
bazen keşke annenle o toplantıda tanışmasaydık diyorum

chaeyoung:
bak işte bu kırdı kalbimi
eğer annemle tanışmasaydınız ben hayatında hiç olmazdım

lisa:
sahi, ne güzel olurdu

chaeyoung:
şimdi düşündüm de
ben seni yine bulurdum lisa
kaderimizde var

lisa:
hayal dünyanda yaşamayı bırak
tesadüfen tanıştığım bir arkadaşımın kızı olarak bana sarf ettiğin sözler fazla cesur değil mi?

chaeyoung:
bilmem, öyle mi?

lisa:
evet, öyle
ve gelecekte bunlardan dolayı pişman olacaksın
pişmanlığının bir parçası olmak istemem

chaeyoung:
söylediğin şeylere bak
hiç inandırıcı gelmiyor
senden dolayı yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymam ki ben
hatırladıkça içim kıpır kıpır olur ve gülümserim
hepsi bu

lisa:
her neyse

chaeyoung:
kaçta döneceksin eve?

lisa:
kaçta istersem

chaeyoung:
bu akşam sana geleceğim

lisa:
annenin haberi var mı bundan?

chaeyoung:
var
mezuniyet balom için bana güzel bir elbise vereceğini söyledim

lisa:
başka bir yalanın yok muydu?
elbise giymem bile ben

chaeyoung:
önemsiz
annem izin verdi sonuçta

lisa:
asıl gelme sebebin ne peki?

chaeyoung:
özledim seni
dedim ya, göremiyorum kaç gündür
sohbet etmesen bile yanımda öylece kitap okuyuşunu izlemeye ihtiyacım var

lisa:
fazla kapılıyorsun

chaeyoung:
benim suçum mu sanıyorsun?

lisa:
benim suçum da değil

chaeyoung:
suçlayabileceğimiz hiç kimsenin olmaması güzel

lisa:
üzgünüm ama
bu akşam başka bir arkadaşım bana gelecek
yani sen gelemezsin

chaeyoung:
yalan söylüyorsun lisa
bunu yapmak zorunda değilsin
evinde olduğumu fark etmeyeceksin bile
sessizce oturacağım pencerenin önündeki tekli koltukta

lisa:
hayır ciddiyim
iş yerinden bir arkadaşım gelecek
henüz yeni planladık
bu dosyaların yarına yetişmesi imkansız
eve iş götürmek zorundayım
başka zaman gelebilirsin

chaeyoung:
hayır
bugün geleceğim

lisa:
arkadaşım gelecek diyorum

chaeyoung:
ne fark eder
o da gelsin ben de geleyim

lisa:
cidden
yorma artık

chaeyoung:
neden istemiyorsun gelmemi?
siz çalışırken bir köşede sizi izleyeceğim
baş başa kalmak mı istiyorsunuz yoksa?

lisa:
hayır
sadece seninle ilgilenemeyeceğim bile
öyleyse neden gelmek istiyorsun?

chaeyoung:
önceki seferlerde de pek ilgilenmezdin zaten
önüme bir portakal suyu koyar ve kitabını okumaya devam ederdin
ama ben ölesiye severdim bu durumu

lisa:
pekala
gelmek istiyorsan gel
ama evde portakal yok
yani portakal suyu sıkamam
haberin olsun

chaeyoung:
önemi yok
ha birde
annem şehir dışında olduğu için beni almaya sen gelir misin?
yürümek isterdim ama evin dağın başında

lisa:
ehliyetin yok mu senin?

chaeyoung:
henüz yok

lisa:
ahh peki
işten çıktığımda sana mesaj atarım

chaeyoung:
tamam
giderken portakal da alır mıyız?
görüldü





-
lisa 30, chaeyoung 18 yaşında

married in vegasWhere stories live. Discover now