1.

201 10 2
                                    

Soyut olmak istemek ne kadar zor olabilir ki. Hayattaki amacını bile bilmeden yaşayıp gitmek.. Ağzımda ki sigaradan son nefes çekip elimdeki izmariti yere atıp ayağımla ezdim. Yanımda didişen Aykutla Eşrefe bakıp başımı ovdum.

"Lan ikinizide illaki susmanız için üçüncü kattan aşağıya atmam mı gerekiyor?" diye bağırdığımda ikisi de sessizleşmişti. Gün boyu okulda dinlediğim dersler yetmiyor birde okulun yurdunda ikisinin didişmesini çekiyordum.

"O değil de ben acıktım arkadaş. Akşam yemeğinde doğru dürüst yemek yiyemedik ara öğünde de verdiler önümüze kuru üzüm, kuru kayısı sik gibi dolanıyoruz ortalıklarda." diyen Eşrefe ters ters baktım. Allah'ın dingili kız kesecem diyip yemeğini yememişti birde yiyemedim diye laf ediyordu. Kız keserse tabi sik gibi dolaşırdı etrafta. Aykut'ta benimle aynı fikirde olmalı ki Eşref'in ensesine okkalı bir tokat atıp konuşmaya başladı.

"Senin olmayan beynini sikeyim Eşref. Sen demedin mi iki dakika kız keseyim sonra yerim diye. İki dakika oldu kırk dakika. Yemek yemeyip kız kesme derdine düşersen tabi sik gibi kalırsın."

"Aykut bende senin elinin olmayan ayarını sikeyim kardeşim ayrıca napayım amınakoyim 300 kişilik erkek yurdunda erkek mi keseyim." dedikten sonra ayağa kalkıp götünde ki tozları silkeleyen Eşref'e baktım. Bu çocuk harbiden salaktı.

"Neyse ne arkadaş benim uykum geldi. Kalk Aykut nöbetçi öğretmene yakalanmadan odaya geçip zıbaralım sonra sabah götünün zoruyla kalkıyorsun. Mete sende git zıbar lan sabah yanındayız zaten."

"Kes be kes ne dırdır ettin. Kalktım işte. Mete Eşrefin dediği gibi sende fazla oyalanma sigaranda bitmiş zaten kalk git zıbar sabah alırız seni hadi iyi geceler." diyen ikiliye kafa sallayıp yolladım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve bizde her zaman ki gibi gizliden odalarımızdan kaçıp yangın merdiveninde tüttürüyorduk.

Okuduğumuz okul Anadolu okuluydu ama sadece erkek pansiyonu olduğu için gelmiştim. Evimiz küçük bir köy yerindeydi ulaşım zor olduğu için annemler yatılı okulda okumamın herkes bakımından iyi olduğunu söylemişti. Okulun ilk yıllarında Aykut ve Eşrefle aynı sınıfta olup tanışmıştım. Üçümüzde yurtta kalıyorduk ama ben ikisinden farklı odalarda yer alıyordum.

Benim için sıkıntı olmuyordu zaten her an dibimde bitiyordu ikili. Kafamı silkleyip ayağa kalktım. Üzerimdeki tozları silkeleyip üçüncü katta olmanın avantajına bir kere daha şükrettim. Manzarası daha güzeldi ve nöbetçi hocaların daha az uğradığı bir kattı.

Ellerimi eşofmanımın cebine koyup yangın merdiveninin açık kapısından sessizce geçtim. Kaldığım odanın önüne gelip kapıyı da aynı sessizlikte açtıktan sonra ilk ranzanın üst katına çıktım. Bir odada 4 kişi kalıyorduk. Olduğum odada ise 3 kişiydik çünkü Kerem geçen hafta naklini aldırmıştı. Son senesinde böyle birşey yapması herkesi şaşırtmıştı ama giden gidiyordu işte. Benim dışımda zaten Uğurla Ahmet vardı. İkizlerdi ama dışarıdan gören biri asla ikiz olma ihtimalini aklından dahi geçirmezdi çünkü çift yumurta ikizleri değillerdi. İkisi de hem karakter olarak hem de tip olarak birbirinin tam zıttıydı.

Son senemdi zaten bu yılda diğer yıllardan ne kadar farklı olabilir ki diye düşündüm. Günün vermiş olduğu yorgunlukla daha fazla dayanamayıp gözlerimi yumup uyumaya başladım.

Olduğum yerde sağa dönüp yarım kalan uykuma devam etmeye çalıştım ama sadece çalıştım. Geri uyuyamayacağımı kanaat getirip oturur pozisyona geçtim. Gözlerimi birkaç kere kırpıp kendime geldikten sonra aşağıda boğuşan Uğurla Ahmet'e baktım.

"Uğur sen benimle taşşak mı geçiyorsun kardeşim. Sana kaç kere dedim benim parfümü mü sıkma diye beynini siktiğim."

"Yemedik lan iki fısfıs yaptık Allah'tan."diyen Uğurla odada ki ağır parfüm kokusunun farkına yeni varmıştım.

Yurt Güzeli (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin