"Bir yılbaşı gecesi."

2.4K 163 600
                                    

•Beauté Féminine•
Ksj'kth

🍓

Yağan büyük boyuttaki karlar, dışardan gelen yoğun havadan düşen kar sesleri ve duyulan ayak sesleri küçük olanın içini eritiyordu. Şömineden çıkan ateşin çıtırdıları ve yudumladığı kahvesi onu mutlu ediyordu. Eşinin gelmesine çok az bir süre kalmıştı. Yarın yılbaşıydı ve bugün onunla bir şeyler yapmak istiyordu. Bu düşünce içini kıpır kıpır ederken zil sesi ile kendine geldi. Sıcak sütlü kahvesini yere yavaşça bıraktı ve hızla kapıya doğru ilerledi.

Kapıyı aralar aralamaz kendini hemen eşinin kolları arasında buldu. Seokjin'in yılbaşından önce son iş günüydü. Tatile girmişlerdi ve minik sevgilisini çok özlemişti. Kapıyı yavaşça kapattı ve bebeğini kucağına aldı. Yüzü soğuktan donmuştu ama eşi cidden fazla sıcaktı. Boynuna sokulup birkaç öpücük verdi. "Beni çok mu özledin sen?" Taehyung kollarını sıkıca boynuna dolamış, sıcak nefesini Seokjin'in kar düşmüş saçlarına bırakıyordu.

Elleri ile saçlarını geriye doğru taradı. "Çok özledim. Saçların ıslanmış hep, hasta olursun sen böyle. Hadi üzerine rahat bir şeyler giy ve seni ısıtayım." Seokjin onun bu korumacı tavrına bitiyordu. Onun tarafından sevilmek ve böylesine düşünülmek kalbini eritmişti. "Tamam bebeğim ben hazırlanacağım şimdi. Çok kar yağdı bugün." Taehyung Seokjin'in kucağından inip, elini sıkıca tutarken cam kenarına doğru çekiştirdi. "Baksana Jinnie~ karlar ülkesindeyiz sanki."

Seokjin eşinin gözlerine baktığında içi erimişti. Hala ilk günkü gibi masum olması içini eritiyordu. "Oğlumuz nerde? Uyuyor mu?" Taehyung masumca salladı kafasını. Oğlu ile tüm gün oyun oynamış, biraz ona anaokulunda öğretilenleri tekrarlamış ve uyutmuştu. "Evet sevgilim çok yoruldu bugün erkenden uyudu. Uyanır birazdan ve yemek yeriz." Seokjin işaret parmağını eşinin dalgalı saçına getirmiş ve özenle kulağının arkasına atmıştı.

Bazen ona dalıp gidiyor ve içinden bir sürü övgüler sıralıyordu. Sevgilisini baştan aşağı süzdü ve boynuna öpücük bıraktı. "Yine çok güzelsin." Taehyung Seokjin'in boynuna sokuldu ve ıslak bir öpücük bıraktı. "Beni beğenmene bayılıyorum." Seokjin yavaşça yaklaştı ve dudaklarına bastırdı dudaklarını. Çilek tadındaki dudaklar kendini deli ediyordu. Ellerini kalçasına doğru sardı ve kendine bastırdı. İşteyken onu özlemişti.

Aynı yerde çalışmalarına rağmen ona olan özlemi bitmiyordu. Seokjin eşine erkenden çıkması için izin vermişti. Dilini dudakları arasına alıp emdiğinde ikisinden de derin bir inleme döküldü. Taehyung daha fazlasını istese bile durdurması gerekiyordu eşini. Yavaşça çekildi ve derin bir nefes aldı. Ensesindeki saçları okşadı ve mırıldandı. "Sen üzerini giyin ben yemek hazırlayayım." Seokjin son kez ıslak dudaklarını öpmüş ve geri çekilmişti.

Merdivenleri çıkarken kravatını çözüyor bir yandan şarkı mırıldanıyordu. Odasına girdiğinde hemen üzerindeki takımdan kurtulmuştu. Kalın, mor polarını giymiş ve siyah eşofmanını altına çekmişti. Islak saçlarını kurulamış ve elini yüzünü temizledikten sonra aşağı inmişti. Mutfaktan gelen gülüşme sesleri içini ısıtmış ve hemen yüzünü kocaman bir gülümseme sarmıştı. Oğlunun ve eşinin güzel seslerinin birbirine karışması kendisini çok mutlu etmişti.

"Dae minik bebeğim, baba seni çok özledi!"

Seokjin oğluna doğru ilerledi ve kollarını açtı. Küçük çocuk babasına doğru koştu ve hemen kucağına atladı. Hemen minik ellerini Seokjin'in yanağına koymuş ve bir sürü öpücük vermişti. Seokjin oğlunun boynunu öpüyor ve orda seslice konuşup onun huylanmasına, ardından kahkahalarla gülmesine neden oluyordu. Taehyung çorbanın altını kısmış, köftelerini ters çevirmişti. Seokjin ve oğlu Dae'nin konuşmalarını dinliyor ve mutlu oluyordu.

Mistletoe ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin