Pek Sevgili Sen
"İsmimi ağzına alayım deme. Lanet Deku."
Dilim, zihnim, kalemim birdir benim. Düşünmediğimi, söyleyemeyeceğimi yazmam. Düşünmediğimi, yazamayacağımı söylemem ve hem yazamadığımı hem söyleyemeyeceğimi düşünmem.
Seni ne düşünebiliyorum, ne de söyleyebiliyorum.
Ah bu arada... Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Değişmişsindir kesin. Ben de değiştim biraz. Bayağı.
Merak ediyorum seni. Ne yaptı acaba diye düşünüp duruyorum her saniyemde. Sürekli önüme boş kağıtlar çekiyor, bu sefer ona bir mektup yazacağım diye başlıyor, sonrasında ise canıma şah damarımdan daha yakın olan adamın adresini bırak yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediğim gerçeğiyle kavruluyorum.
Ben olmayanı mı seviyorum?
Eline ulaşamayacak mektuplar yazıyor, sonrasında sanki okumuşsun gibi cevap bekliyorum.
Şimdi söylediğime asla inanamayacaksın. Tam 7 yıldır cevap gelmedi! Fakat... Bir sürü mektup yazıldı...
Sadece mektup mu azizim! Ne şiirler, şarkılar döküldü, ne resimler çizildi... Sonuç neydi? Sonuç yoktu azizim!
Boşa mı yazılıp çizildi onca şey? Asla... Asla boşa değildi. Çok şey kattı bana.
Her zerremde hissettirdi çaresizliği, karşılıksız sevgiyi.
Hem gökteki hem olmayan sevgiliye, sanaydı onlar. Birine onu kurtar, diğerine ise beni kurtar diyordu. Çok şey anlatıyordu. Tabi anlayana...
Anlamadın mı sen şimdi? Düzgün anlatamadım mı yoksa?
Daha açık olmamı bekleme yahu! Çok aşığım işte sana. Öyle ki adına romanlar yazıp, her baskısına imzanı atasım geliyor. Öyle ki bir sürü manzara resmi, bir de senin resmini çizip en güzel manzara olarak seni seçesim geliyor... Öyle ki... Öyle ki bir sürü şiir yazıp her kelimesine adını, şiirleri kalbime koyasım geliyor.
İçim içime sığmıyor azizim! İçim içime sığmıyor!
Bu aşk yangına körükle gidiyor sevgili! Yangınıma körükle geliyorlar!
Kavrulup yansam, küllerim bile sen kokar azizim! Beni senle doldurmuşlar... Öyle ki taşıyorsun, sığmıyorsun artık kalbime. Ne yapsın bu kalp? Yaşlandı artık... Gücü kalmadı onun da... Kolay olmadın, olmayacaksın. Sen zoru, ben seni fazlaca sevdik azizim... Fazlaca sevdik.
Ey, orada olmayan. Bilir misin nasıl sevdiğimi seni? Bu aşkın tadı tuzu sen, yemeği yapan benim. Ben tuzlu yiyemem ama yine de koyarım senden... Avuç avuç.
Bu aşkın nehri ben, denizi ben... Suyu sen. Yine kendine akar bu işe yaramaz herif. Seninle akar.
Öyle işte azizim! Düşündükçe kahreden türden benimki... Sanki göz göze göre koşuyorum uçuruma. Aşağısı sen, ben sen, her yer sen, koşan ben.
Düşünürüm, düşündüğümle kalmam kalemimi sallarım. Sonra ürünüme bakar, burun kıvırırım.
Ortada sen varken, böyle bir sanat, böyle bir kusursuzluk varken nasıl olur da böylesine aciz bir şey çıkartabildim ortaya der, çöpe atmaya kıyamaz, çekmecemde saklarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vardı, Gitmiş - BakuDeku || One Shot
FanfictionKalbime yangınlar, zihnime mahşerler, sana anlamlar yükleyip geldim azizim.