"Hangi cüretle benden kan akabileceğini söylüyorsun?!" Sandra parmak uçlarına kadar gelen ateşi adamın o kıskandığı gözlerine doğru atmayı planlıyordu ki adam anlında bir yere dokundu. Sandra parmaklarının ucundaki ateşin yavaşça söndüğünü hissetti kısa bir anda. Adamın kemikli uzun parmakları anlına dokunduğunda zihni onu büyüler aleminin en karanlık köşelerine götürdü. Sanki yıllar sonrasını görüyor gibiydi Sandra ve karşısında kendisi duruyordu. Büyücüler uzun asırlar süren hayatlarında sadece bir kere geleceklerini görebilirlerdi ve Sandra şuan o anlardan birindeydi. Bu adam onun geleceğinin bir parçasıydı. Kucağında bir erkek çocuğuyla uyuyordu geleceğinde Sandra ve yanında o adam vardı. Saçlarıyla oynuyor ve başına ufak öpücükler konduruyordu. Biri Sandra'yı öpüyordu...