"Beni mi arıyorsun Mary?" "Kimsin sen?" "Beni ne zaman yakalayacaksın Mary, ya da yakalayabilecek misin?" Çirkin bir kahkaha karanlıkta yankılanmaya başladı. Hiçbir şey göremiyordum, nerede olduğumu kimin konuştuğunu göremiyordum sanki kör olmuş gibiydim sadece karanlık ile o karanlığın içinden gelen ses vardı. "Seni yakalayacağım! Duydun mu beni! Seni yakalayacağım!" Tekrar aynı kahkaha karanlıkta yankılanmaya başladı. Benimle alay ediyor oynuyordu aynı bir kedinin fareyle oynaması gibi. "Sen mi beni yakalayacaksın güldürme beni Mary, sen beni asla yakalayamayacaksın, eline geçen tek şey bıraktığım cesetler olacak." "Yüzünü göster bana neredesin?" Bir anda arkamdan biri beni yakalamıştı. Kocaman eller belimden beni kavrayıp olduğum yere sabitlemişti. O kadar sıkı tutuyordu ki parmakları derimi delip içeri girecek gibiydi. Sıcak nefesini ensemde hissediyordum. Bütün vücudum ürpermiş taş kesilmişti. Ne hareket edebiliyor nede konuşabiliyordum. "Yakala beni Mary, birini daha öldürmeden yakala beni lütfen." Kısık bir sesle kulağıma aynı şeyleri fısıldıyordu. "Yakala beni!"
5 parts