(+18) "Sende kimsin! Çık hemen saklandığın yerden!" gölge yavaş yavaş duvarın arkasından çıkıyordu. Çıkan kişinin yüzü bile görünmezken bana baktığını hissedebiliyordum. "Beni buldun küçük." adımları bana doğru gelmeye başladı. O geldikçe bende geri gidiyordum. En sonunda sırtım duvar ile buluştu. "Rahat bırak beni!" aramızda ki mesafeyi kapattı. "Nesin sen!" gözleri bir anda dudaklarımı buldu. Yutkundum. Daha da çok yaklaştı. Ilık nefesi dudaklarıma çarpıyordu. "İblis." başta şaşırmıştım fakat sonradan büyük bir kahkaha attım. "İblis mi? Hayal evreninde mi yaşıyorsun." yüzünde arsız bir sırıtış belirdi. Aramızda ki mesafeyi tamamen kapatmış ve gözlerimin içine bakıyordu. "Dalga geçmeye devam et küçük. Eline bile düşmek istemeyeceğin en güçlü iblisin eline düştün." ondan korkacak değildim. "Kimin eline düşmüşüm, öğrenebilir miyim?" dudaklarıma baktı. "Uslu kız." diye fısıldadı. "Kibar olmaya başlamışsın." daha da çok yaklaştı. Nefes alacak boşluk bile kalmamıştı. "Kan, vahşet, ölüm..." dilini sivri dişlerinin üzerinde dolaştırırken gözleri kısıldı. "Eurabatres..."