O, hayatımda gördüğüm ve -beni öldürmesi muhtemel olduğu için- görebileceğim en garip kızdı. Erkek mafyalara bile taş çıkartan kadın mafyaydı. Kalbi bile mafya olan, mafya bozuntusu bir kızdı. O ; Arden Doran'dı. Arden, hayatıma girmeden önce gayet normal ve rahat bir yaşam sürüyordum ama Arden'in adamları beni kaçırdığı günden beri hayatımın her saniyesi tehlikedeydi. Beni ölümcül, tehlikeli planlarında yem olarak kullanıyordu. Arden'in istediğini yapmadığım zaman kafama dayanan silah, beni onun bir numaralı uşağı yapmaya itiyordu. Arden, bir kadın ne kadar tehlikeli olabilir sorusunun cevabıydı. Kalbimi çalıp oyuncak gibi oynayan ve beni kendine aşık eden kadındı. Ömrümü, ömrüne adatmıştı. Ama Arden'in tek derdi, intikamları ve intikam planlarının kusursuz işlemesiydi. Öyle ki burnunun ucundaki aşkı göremiyordu, belki de görecekti ama bizim hayatımızdaki tek sorun bu değildi ki. Eli kanlı düşmanlar intikam için, Arden'in elinde -değer vermediği ben dahil- hiçbir şey bırakmamak için geliyorlardı. Peki ya Arden, ölesiye nefret ettiği ve hayatını mahveden adamın ona beslediği aşkı fark ederse ama her şey için çok geçse ? Düşmanlar çoktan gelmişse ? * KESİT * "Peki Arden, ben niye buradayım ? Amacın ne ? Seni yüzüstü falan mı bıraktım ?" Çok komik bir şey demişim gibi yüksek sesle kahkaha attı. "Ne komik şeymişsin sen. Sen beni yüzüstü mü bırakmış-mışsın ? Bundan mükemmel bi' fıkra olur. Birincisi ben asla yüzüstü bırakılmam, bırakırım. İkincisi senin o basit numaralarına kanacak aptal kızlardan değilim. Aksine en basit numaramla seni kandıracak kadar zeki kızım."