Yeni olan herşey alışmak. Her şey çok yeni olsa bile çok çok eskiden gelip hepsine aşina olarak yaşamak. Sanırım siz insanlar buna şaşırmamak diyorsunuz. Ben mi ben buna yaşıyorum diyorum. Bazen Deja vu gibi. Aa sende mi tekrar gidiyorsun diyorum. Aslında olacağı çok önceden yaşayıp soruların cevabını bilmeme rağmen. Hani? Hani beni bırakmayacaktın demek geliyor içimden. Ama biliyorum onun sessiz bir şekilde gozlerime bakamadan çekip giden cevabını. Çünkü biliyorum çünkü öyle. Çünkü en büyük klişe en büyük gerçek . Yalnız doğduk. Tuttular bacaklarimızından öyle bi salladilar ki hala dönüyoruz bir noktaya tutunamadan. Savruluyoruz ilk aldığımız nefesin esintisinde acı ile ordan buraya. En son düşüyoruz hiç bitmiyor. Hatta gece bazen sanki biryer den düşer gibi sıçrıyoruz. İşte düşüyoruz demiştim. Cehennemin yada mutsuzlugun dibi. Hep düşeceğiz. Dibe bile vuramadan. Bu Tanrının bize vurduğu olmayan âsası. En fazla şişe dibine vururuz. Fonda bir plak sessizce kulağımıza bağırırken.