Bardağındaki rakısından bir yudum aldıktan sonra efkârı halinden ve yüzünden anlaşılır bir halde masanın üzerine bıraktı tekrar. İçinde yanan ateşin korları dağlıyordu sanki ciğerinin en köşesini. İçtiği içki acısına çare olacakmış gibi aldığı her yudumda artan bir yangınla sahneden yükselen sese kulak verdi. Sanki bu gece yaşadığı durumun halet-i ruhiyesini seslendiriyordu. Ne de güzel tercüman oluyordu dilinden dökülmek istenen kelimelere. ''Bak içime gör beni Tut elimden yak beni İstemezsen bu aşkı Otur baştan yaz beni '' diyordu usta sanatçı ağır sesiyle. Keşke yanmadan önce Tutku'yu kaybetmemiş olmayı diledi sözlerin etkisiyle. O kadar hayatındaki sorunlara bağlıydı ki fırtınanın içinde elini bırakmıştı sevdiği kadının. Hemde tuttuğunun dahi farkına varmadan...
4 parts