"Annem... Annem defalarca yalvarmıştı." dediği sırada sanki o güne gitmişcesine gözleri dalmıştı. Anımsadığı hatıralar canını öylesine yakıyordu ki. Öfke ve nefret dolu bakışlarını tekrar ayakta duran genç adama yönelterek konuştu. "KONUŞ DEDİM SANA! KONUŞ! NEDEN YAPTIN! NEDEN AÇTIN O KAPIYI! NEDEN ÖLDÜRDÜN TÜM AİLEMİ! NEDEN KENDİNDE GEBERMEDİN O GÜN!" dedi adeta haykırarak. Kendisine ısrarla cevap vermeyen adama daha da yaklaştı. "Seni ellerimle öldüreceğim. Sen o gün hiç kimseye acımadın. Ben de... Ben de sana acımayacağım! " Yerden doğrularak zorlukla kalkmaya çalıştı. Gözleri genç adamın belindeki silaha odaklanmıştı. Yiğit ne yapmaya çalıştığını anlamış olsa da engel olmadı. Belinden hızla çekilen silah şimdi genç kadının narin parmakları arasındaydı. Elleri titriyordu korkudan mı yoksa adama olan öfkesinden mi bilmiyordu. Nemli gözleri grimsi gözlerle buluştuğunda elindeki silahı yavaşça doğrulttu. Namlu şimdi tam Yiğit' i hedef almıştı. Eğer isteseydi o silahı elinden alabilirdi ama istemedi. Hayatını mahvetmekle kalmayıp daha da beter bir hale getirmişti. İçindeki nefret bir nebze olsa soğuyacaksa onu durdurmayacaktı. "Bana iki can borcun var! Bana tam tamına iki can borcun var! Birini kızımıza sayıyorum diğerini ise sen ödeyeceksin!" dedi ve tetiğe bastı. Küçük bir çocukken yapılan tek bir hata peşine milyonlarca pişmanlığı takıp adım adım geliyordu, genç adamın üzerine. DEMREN- Okun ucuna geçirilen sivri demir parçası. Hiç olmadığı kadar hızlıydı. Yayından çıktığı an saplanacağı bedenin hayatını değiştireceğinden habersizdi belki de.
58 parts