14

1K 82 64
                                    

BAHAR'DAN

Sabaha kadar döne döne uyuyamamıştım. O uykusuz halimle nasıl üzerimi değişip okula geldiğimi hâlâ anlayamadım. Daha erken olduğu için kimse yoktu. Baran'la beraber gelmemek için daha erken çıkmıştım evden. Madem başka birini seviyor, niye zorlayayım? Artık onu unutma vakti geldi de geçiyor bile. Sırama kafamı yasladıktan 2 dakika sonra telefonum çaldı. Arayan Buray'dı.

- Efendim?

Sesim oldukça bitkin çıkmıştı. Zaten ağzımı açasım da yoktu.

Buray- Sen iyi misin? Sesin kötü geliyor ve sen neden erkenden gittin kızım!?

- Buray okula gelmiyor musunuz?

Buray- Evet, yoldayız. N'oldu?

- Ee o zaman okulda konuşuruz. Kapatıyorum.

Ondan cevap gelmeden kapattım. Telefonu sıraya koydum ve başımı sıraya koyduğum kollarıma yatırdım.

Baran başkasını seviyorsa ben niye hâlâ onu seviyorum. Belki onu düşünmezsem vazgeçebilirim. Ya da tamamen bu okuldan gitmeliyim, onu görmemeliyim.

Sınıfın kapısı açıldı ama oraya bakamayacak kadar uykum vardı.

Buray- Kızım sen manyak mısın!? Başına bir şey geldi diye çok korktuk.

- Abartma sadece sen korktun.

Selinay- Ne yani bizim korkmadığımızı mı düşünüyorsun!?

Güneş- Evden çıkarken kimseye de haber vermemişsin!

- Pek gerek duymadım.

Baran- Sen iyi misin?

Bok gibiyim. Sence nasıl iyi olabilirim? Aslında seni suçlamamam gerek, bu benim suçum... Bu kalbimin suçu.

Baran- Bahar iyi misin diye sordum.

- Hı hı.

Gözlerimi gram açasım yoktu. Onlar benim başımda toplandı ne olduğunu sordular, ben cevap vermedim. Sınıf kalabalaştı, zil çaldı. Kapı açıldı ve hoca içeriye girdi. İlk dersin ingilizce olması sanırım beni biraz zorlayacaktı. 3 ve 4. dersin hocaları olmadığı için uyuyacaktım ama işte o saatler bi gelsin.

Hoca- Günaydın çocuklar.

Sana gün aymış ama bana hâlâ karanlık. Bi kaç ayda öyle olacak sanırım, sonra geçeceğinden adım gibi eminim. Yani umarım...

Hoca tahtayı açıp dersi anlatmaya başladı. Bense sağ dirseğimi dizime koyup, elimi de çeneme koydum. Başım düşer gibi oldu bi an. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Kendimi o kadar zorluyordum ki, birazdan dayanamayıp yere yığılacaktım. Hocanın baygın sesi işleri daha da zorluyordu.

Hoca- Bahar!

- Ananı!

Sıçtın Bahar....

Sonra ne mi oldu? Şuan müdür odasına gidiyorum, yanımda hayatımda en çok korktuğum hocayla. Kapıyı tıklatarak müdürün sesini duyduğum an açtım kapıyı. Ben ayakta kalırken hoca koltuğa oturdu ve bütün her şeyi anlattı.

Müdür Bey- Peki ne ceza vermem mi istiyorsunuz, hocam?

Hoca- Kütüphanede ki kitaplar düzenleneceğini duydum. Bahar hanımın da bi katkısı olsun diyorum. Ve yardım almasını istemiyorum.

Sana ne oluyor be!? Sen edebiyatçı mısın!? Bana ne kütüphaneden! Orospu, bi de yardım almasını istemiyorum diyor!

Müdür Bey- Peki. Bahar okul çıkışı eve değil okul kütüphanesine gidiyorsun. Ailene haber ver.

YİRİM SENİ •||YARI TEXTİNG||•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin