[10, Final]

1.1K 116 160
                                    

(İsterseniz, Evgeny Grinko - Epilogue ile dinleyebilirsiniz. )

(31.12.2020)

Bokuto, ellerinin üşüdüğünü hissedince sol elini montunun cebine koymuştu. Biraz ısındığını hissedince gülümsemiş ve sağ elindeki çiçeklere bakmıştı.

Bugün söylecekti, ona aşık olduğunu söylecekti. Akaashi, yeni yıl hediyesi olarak bir şey bulmuştu ama ona söylememişti. Bokuto, yanına gelince söylecekti.

Bokuto, hastahaneye giderken küçükken oynadıkları parkı görmüş ve durmuştu. Genelde hep ikisi oynar, beraber takılırlardı.

Liseye geçince bile hala beraberlerdi. Ortaokuldan beri Bokuto'nun voleybola karşı bir hevesi vardı. Akaashi bunu fark edince onu ikna etmiş ve kulübe girmişti. Ki o girince de Akaashi de girmişti.

Ancak Akaashi ikinci, Bokuto ise üçüncü yılında oynamayı bırakmıştı. Akaashi hastalığı için bırakırken, Bokuto; Akaashi'ye yardım etmek için bırakmıştı.

Akaashi her ne kadar bu durumdan rahatsız olsada ne zaman ses çıkarsa Bokuto ona kızıyordu. O yüzden susmayı seçmişti.

Son iki aydır Akaashi'nin durumu daha kötüye gidiyordu. Yine de... Bokuto, onun iyileşeceğini söylüyordu.

Gerçeği bile bile..

Gülmüş ve yürümeye devam etmişti. Akaashi ile çok fazla anıları vardı. Favori anısını bile seçemiyordı çünkü hepsini çok seviyordu.

Ama son zamanlarda bu ikili hastahanede zaman geçiriyordu. Bokuto, Akaashi'ye;

"Burdan çıktığında, söz veriyorum ikimizde voleybol oynayacağız." derdi.

Bu söz Akaashi için önemliydi. Çünkü en sevdiği şey voleyboldu ve hastalağı yüzünden o çok sevdiği sporu yapamıyordu.

Bir çok kişi Bokuto'nun yaptığı şeyin farkında değildi. Bokuto, Akaashi için hayatından vazgeçmişti.

Bütün gününü, voleybol oynayarak ya da arkadaşları ile eğlenerek geçirirdi. Şimdi ise, 24 saatinin 14 saati Akaashi ile, 8 saati okulda, 2 saati ise uyuyarak geçirirdi.

Akaashi, onun yaptıklarına minnettardı. Onun yanında olduğu için minnettardı.

Hastahaneye geldiğinde içini huzursuzluk kaplamıştı. Ancak onu görmezden geldi ve içeri girdi.

Ezbere bildiği odaya gitmek için asansörü çağırmış, bekliyordu. İçinde ki bu huzursuzluk daha da artıyordu.

En sonunda Akaashi'nin odasının koridoruna gelmiş ve sakinleşmek için durmuştu.

Her ne kadar kendisini rahatlatmaya çalışsada, içinde huzursuzluk asla gitmiyordu.

Akaashi'nin odasından hemşire çıkınca gülümsemiş ve ona seslenecekken elinde ki çantayı görmüştü.

Kaşlarını çatmışı. Çünkü o çanta Akaashi'nin kıyafetlerinin olduğu çantaydı. Ne yapacaktı ki?

İçinden, 'herhalde yıkayacak' diyip omuz silkti. Ancak öyle değildi...

Odanın kapısına ulaştığında, zaten ağrıyan karnı daha da ağrımış ve elleri titremeye başlamıştı. Gülleri kaldırmış ve koklamıştı.

İçeri girmek için titreyen elleri ile kapı kolunu indirmişti. İçeri girdiğinde, yatak bomboştu. Çarşaflar düzeltilmişti.

Kolu aşağı inmiş, ve elinde ki çiceği yere düşürmüştü. Hafif bir hışırtı sesi gelince, içeri adımını atmış ve,

tired of everything, bokuaka.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin