Bölüm 5

3.5K 194 86
                                    

Sabah olunca heyecanla Whatsapp'ı açtım. Arda'nın numarasının üzerine heyecanla tıkladım. Tuşlara hızlıca basarak mesajımı yazdım.

Ben: Hey! Uyan artık öküz!

Ben: Şimdi söyle bakalım. Umut denen herif kim oluyor?

Anında çevrimiçi oldu.

O: Günaydın bebeğim. :)

Ben: Bu günaydın olaylarını geçelim. Umut kim?

O: Yavaş ol bebeğim.

Ben: Saçmalamayı bırak ve bana tanışacağım bu herifin kim olduğunu söyle.

O: Hmm. Nasıl açıklayabilirim acaba...

Ben: Uzatma şu işi!

O: Sakin ol bebeğim. Calm down! :)

Ben: Kapatacağım!

O: Tamam bebeğim, tamam. Söylüyorum.

Ben: Bekliyorum.

O: Umut denen herif etrafında en az üç tane fahişe bulunduran, kızları parmağının ucunda döndüren, hepsi ile bir gece birlikte olup parasını verdikten sonra çöpe atar gibi evden atan bir şerefsizdir. Bu şekilde tanımlayabilirim sanırım.

Ben: Hmm.

Ben: Annem bu şerefsizle niçin buluşmamı istiyor olabilir?

O: Eğer dediğin gibi annen paragöz biriyse, Umut'un parası çoktur. Bir gece onunla olanlara yüklü miktarda nakit verir. Annen de söylediğin gibi seni çok sevmiyorsa, Umut'la birlikte olursan alacağın parayı düşünüyor olabilir. Umut ilk görüşmede hafif yavşak tavırlar takınır, ikinci görüşmede hafiften temaslara başlar. Üçüncü görüşmede iyice yakın davranmaya başlar. Dördüncü görüşmede ise... Ihmm, nasıl desem... Seni yatağa atar.

Ben: Anladım. Uyarın için teşekkür ederim fakat... Sen bunları nereden biliyorsun? Yoksa Umut ile birlikte mi oldun? :D ;)

O: Saçmalama, küçük cadı!

Ben: Küçük cadı demek. Bunu sevdim. :) Peki cidden söylesene, nereden biliyorsun?

O: Orası bana kalsın, pamuk şekerim.

Bu sözden sonra kızardım. Ama mesajlara hissettiğimin tam tersi şeyler yazmakta üstüme yoktu.

Ben: Demek pamuk şekerin, ha? O zaman sen de benim... Bamyalı soğuk çayım ol. Ne dersin? :)))

O: Bamyadan nefret ederim!

Ben: Tam da üstüne basmışım o zaman. :)

O: Aşağı in.

Ben: İniyorum.

***

Aşağı indiğimde, arabasında sigarasını tüttürüyordu. Kızlar arabanın etrafında adeta bir çember oluşturmuş, yerlere salyalarını akıtarak sigarasını havaya üfleyişini seyrediyorlardı. Durumun böyle olacağını bildiğim için, nedense güzel olmak istemiştim. Kahve saçlarımın uçlarına masmavi sprey boya sıkmıştım. Bunlar gerçekten kullanışlıydı. 2 dakikamı almıştı. Mavi dar ve mini tek omuzlu elbisemin altına yine mavi platform topuklularımı giymiştim. Neden bilmiyorum ama, bir yanım onu etkilemek istiyordu.

Yolcu koltuğunun önünde biten kızları iki elimle sağa ve sola ayırdım. Bu havalı girişten sonra tek bacağımı arabanın içine koydum. Diğer bacağımı da yerleştirdikten sonra bana kıskanç gözlerle bakan kızlara "Görüşürüz Sürtükler" temalı el sallayışımı sergiledikten sonra Arda'ya döndüm. Gözünü bacaklarımda yakaladığımda utandım ve kızdım.

"Nereye bakıyorsun sen!"

Aniden bağırışımla bana döndü.

"Ahh, ayakkabılarına bakıyordum canım. Iıı, şey diyecektim. Nereden aldın kız, çok güzelmiş ayol!"

Bu cevabın üzerine kahkahayı bastım.

"Ahahahah sen çok ahahahah komiksin ahahahahah sanırım ahahahahah öleceğim."

"Çok güzel olmuşsun prenses. Sanırım bu elbiseyi giydiğinden dolayı seni bir bara götürmeliyim. Yoksa elbiseye ayıp olur."

"Bilemiyorum. Bugün ev bakmam lazım. Baktıktan sonra da Umut denen pisliğin yanına gitmeliyim."

"Onun yanına gitmeni istemiyorum."

"Yeni bir ev ve her ay para için bunu yapmam gerekiyor."

"Ben sana yeni bir ev alabilirim. Her ay istediğin kadar parayı da hesabına yatırabilirim."

"Beni söylediğin kadar iyi tanımıyorsun, ha? Ölsem de böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi bilmen gerekirdi."

"Üzgünüm, prenses."

"Sorun değil."

"Eh, hadi o zaman. Bara gidelim."

"Daha önce hiç bara gitmedim."

"İlk sarhoşluk deneyimini benimle geçireceksin desene, pamuk şeker. Bu seferlik izin vereceğim sarhoş olmana. Bundan sonra yok, anlaşıldı mı prenses?"

"Şu an da sarhoş olmayı pek düşünmüyorum doğrusu."

"Hadi ama, prenses. Umut şerefsizine yarın gidersin. Eve de yarın bakarsın. Saat akşamın yedisi oldu zaten. Bu geceyi burada geçirelim."

"Gece mi? Ben... Pek emin değilim..."

Yavru köpek bakışı attığında daha fazla dayanamadım.

"Tamam, tamam. Öyle bakma. Geceyi seninle, burada geçireceğim."

"Teşekkürler, prenses."

Konuşmamız sonlandı. Ve birkaç dakika sonra bara adımımızı attık...

-BEGÜM-
Umarım beğenmişsinizdir...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 12, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Bilinmeyen NumaraWhere stories live. Discover now